Ertuğrul Özkök ne yapmaya çalışıyor?!

Fikri AKYÜZ fikri@internethaber.com

2-3 gündür Ertuğrul Özkök ile kendisini isim vermeden eleştiren ve emekliye yeni ayrılan Ege Ordu Komutanı Çetin Doğan arasındaki polemik, “vatan” sınırlarını aşarak devam ediyor..

Ertuğrul Özkök yazısında, kendisini eleştiren Çetin Doğan’ın “vatan-müstemleke” konusundaki görüşlerine değinerek “Sonuna kadar savunduğum bir Ordu’nun, üst düzey bir Komutanını eleştireceğim hiç aklıma gelmezdi” şeklinde eleştiri getiriyordu..

Bu köşeyi takip edenler, Ertuğrul Özkök ile ilgili birkaç eleştiri yazısı yazdığımı hatırlayacaktır..

İnternethaber “Mütareke basınına” dahil midir, değil midir bunu tartışmak istemiyorum ama Çetin Doğan’ın deyimiyle Mütareke Basınının amiral gemisi Hürriyet’in genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök tamamiyle haklı..

Ne diyordu Çetin Doğan.. Mealen diyordu ki: “Yemen, Trablusgarp vatan değil müstemlekeydi”

Buna karşılık, hangi niyetle söylediği önem taşımıyor elbette ama Ertuğurul Özkök, gayet yerinde bir tarih bilinci ve bilgisiyle “Bu, Türk tarihini şu anda bulunduğumuz vatan topraklarına işaret eden Misak-ı Milli sınırlarına hapsetmektir” şeklinde tespitte bulundu..

Elbette Yemen, Trablusgarp, Bosna, Selanik gibi bir zamanlar Osmanlı toprağı olan yerlerden bahsederek oraları yeniden ele geçirelim gibi irrasyonel taleplerin dile getirilmesinin dahi yanlış olduğunun bilincindeyim.

Zaten konumuz da bu değil..

Ancak bir Ordu Komutanı, vatan ile müstemleke yani “sömürge” arasındaki farkı bilmiyorsa, bilmediğini de bilmiyorsa veya bile bile yanlış konuşuyorsa ortada çok büyük bir skandal var demektir.

Skandaldır zira, bundan 100 sene sonra çıkıp da Diyarbakır, Türkiye’nin müstemlekesiydi gibi, abes bir cümle kurulmasından bunun ne farkı var?

Elbette Çetin Doğan’ın vatan sevgisinden şüphe etmiyorum ama bu, Diyarbakır’ı, sanal Kürdistan’ın başkenti ilan eden bölücü zihniyetteki insanların ekmeğine pastörize yağ sürmek değil midir?

İnsanın yanlış bir cümle kurması her zaman ihtimal dahilindedir, ancak özür dileme sorumluluğu veya yükümlülüğünü bir erdem olarak görmeyebilirsiniz, Osmanlı Padişahlarına karşı husumet de besleyebilirsiniz, ancak hiç olmazsa “yüzünüzün renginin” bugün mezarı dahi bilinmeyen şehitlerden akan kanların rengi haline gelmesi çok mu zor ya da ayıptır?

Irak’a asker gönderilip gönderilmeyeceği konusunda elbette tartışma yapılacaktır, asker gönderilmesine benim gibi karşı olanlar da olacaktır..

Ancak, asker gönderilsin diyenlere Mütareke gazetecisi, hain damgası vurulması bu kadar kolay mı olmalıdır?

Vatanseverlik sadece “yurtseverlere” mi özgü bir haslettir?

“Vatanseverlere” merkez sağcı; “yurtseverlere” sosyalist; “milliyetçilere” faşist; “ulusalcılara” Kemalist denilen bir düşünce atmosferinde, kavramlardan hain üretmek de bize özgü bir sapma noktası olduğu için bir önceki sorunun cevabı da değişkenlik arz edebiliyor..

Buradan çıkarılacak elbette çok "dersler" var..

Örneğin; Irak’a gönderilecek asker sayısının tespiti için “matematik” bilmek gerekiyor; müstemleke sözcüğünü kullanarak şehitlerin “kimyasını” bozmamak gerekiyor; Ordu’nun “fizik” gücünün sağlam olması gerekiyor; mikrofonu her eline alanın “edebiyat” yapmaması gerekiyor; Türk “coğrafyasının” miladını iyi bilmek gerekiyor!

Ayıptır söylemesi ama, bir de “tarih” bilmek gerekiyor!

DÜZELTME VE ÖZÜR: Emekliye ayrılan 1.Ordu Komutanı Sn.Çetin Doğan'ın ünvanı sehven Ege Ordu Komutanı diye yazılmıştır. Bu uyarıyı yapan dikkatli okur Sn.Aziz Coşkun'a teşekkür ediyor, okurlardan özür diliyorum.(Fikri Akyüz)