Ertuğrul Özkök artık haddini bilecek!
Abone olBir gazete yazarı ile siyasetçi arasında tartışma ilk değil. Ama Özkök ile Çelik'in tartışmasında ilginç noktalar var.
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök ile AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik arasındaki kriz sürüyor.
"Ara rejim çuvalladı" yazısı nedeniyle Çelik'in "İktidar partisi
kimsenin şamar oğlanı falan değildir" eleştirisine uğrayan Özkök,
"Artık haddimi ve konumumu bileceğim" dedi.
Bu arada Özkök ilginç bir iddia daha ortaya attı. Buna göre Anadolu
Ajansı yazısı üzerine bir açıklama yapan Çelik'in sözlerinden
"Ayaklar altına almalıyız" ifadesi haberlere yansımadı.
Özkök yazısı üzerine yapılan basın toplantısını bir ilk olarak
nitelendirerek şunları söyledi:
"Hakaret yoktu ama bu yazıda kullandığım ifade bazıları tarafından
ağır bulunabilir.
Doğrusu yazarken, tarafı bulunduğumuz Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'nin iki kararından cesaret almıştım.
1995 tarihli Siadet Tromso ve Stensaas kararı:
"Basın özgürlüğü, belirli bir ölçüde abartma hatta tahrik
içerebilir."
1986 tarihli Lingens kararı:
"Basın özgürlüğü kamuoyuna, siyasal liderlerin düşünceleri ve
davranışlarını öğrenmek ve bunlar hakkında bir kanaat oluşturmak
olanağı sağlar. Daha genel olarak siyasal tartışma özgürlüğü
demokratik toplum kavramının temelidir. Bu nedenle bir siyasetçiye
yöneltilen eleştirilerin kabul edilebilir sınırları, özel bir
kişiye kıyasla daha geniştir."
BU ZİHNİYETİ AYAKLAR ALTINA ALMALIYIZ
Sayın Çelik, attığımız manşetler ve yazdığım yazılardan dolayı
hakkımızda dava açılacağını ima etti.
Merak ediyorum bu sözler ne anlama geliyor?
Bağımsız mahkemelere bir talimat mı, özel bilgi mi yoksa basit bir
temenni mi? Onu da göreceğiz.
Bir de AA'nın, o kadar uzun haberine koymadığı bir cümle
var.
Sayın Çelik, hakkımda darbecilikten şakşakçılığa kadar her
türlü ağır ifadeyi kullandıktan sonra, bu zihniyeti "Ayaklar altına
almalıyız" diyor.
İktidarı elinde bulunduran bir siyasetçinin "ayaklar altına
almak" ifadesi çok doğal olarak beni korkuttu.
Çalıştığım müessese adına korktum.
Ailem adına korktum.
Kendi adıma korktum.
O nedenle, bundan böyle, bu konulara girmemeye, girersem de
görüşlerimi mümkün olduğunca temkinli yazmaya gayret edeceğim.
Sayın Çelik, "Haddimi ve konumumu bilmem gerektiğini" söyledi.
Emin olsun bileceğim...