Ersoy şiirlerle anılıyor
Abone olİstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy oturum, belgesel film gösterimi, mini konser ve şiir dinletisi ile anılıyor.
İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’un 70. vefat yıldönümü münasebetiyle 23 Aralık 2006 Cumartesi günü düzenlenen özel etkinlikte, açık oturum, belgesel film gösterimi, mini konser ve şiir dinletisi yer alıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü’nce düzenlenip Kültür AŞ tarafından organize edilen programın bir bölümü Beyoğlu Tünel’deki Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde; diğer bölümü ise Yerebatan Sarnıcı’nda gerçekleştirilecek.
Milli Şairimizin Hayatı
Mehmet Akif, 1873 yılında İstanbul’da, geleneksel bir hayatın yaşandığı Fatih’in Sarıgüzel semtinin Nasuh mahallesinde dünyaya geldi. Asıl adı Mehmet Ragif’tir. Ragif, ebced hesabıyla hicri 1290 rakamına karşılık gelmektedir ve bu rakam Akif’in doğum tarihidir.
Dönem, Osmanlı devletinin hasta adam ilan edildiği; bu görüşün devlet adamlarına, aydınlarına uğursuz bir hastalık gibi bulaştığı, buna rağmen hemen herkesin bir şeyler yapma çabasında olduğu bir dönemdir.
Babası Fatih Medresesi müderris İpek’li Temiz lakabıyla anılan Tahir Efendi’dir. Annesi ise Buharalı Mehmed Efendi’nin kızı H. Emine Şerife hanımdır. Babası Rumelili (Arnavut) annesi ise Buhara’dan hacca giderken Amasya’da vefat eden Buharalı Şirvani Rüştü Efendi’nin kızıdır. Akif’in ailesi sade ve orta halli ama bir inanç ikliminin bütün olgunluğu ve güzelliği ile yaşadığı bir aile idi.
Mülkiye’nin İ’dâdî bölümünde üç sene okuduktan sonra diploma aldı ve yüksek kısma kaydoldu. Bir sene süre sonra (H.1305/1887-88) babası vefat etti. Aynı yıl evleri yanınca Mülkiye’ye gündüzlü öğrenci olarak devam etmesi imkânsız hale geldi. Mezunlarına hemen iş verileceği için o yıl açılan Mülkiye’nin Baytar Mektebi’ne yatılı öğrenci olarak geçti. 22 Aralık 1893’te okuldan birincilikle mezun oldu. Görev yeri İstanbul olmasına rağmen Akif, 4 yıl Rumeli, Anadolu ve Arabistan’ın çeşitli bölgelerinde görev yapmıştır. Bu seyahatler Akif’in gözlem gücünü, toplumu daha yakından tanımasını sağlamış olmalıdır. Akif bu dönemdeki gözlemlerini şiirlerinde son derece gerçekçi bir şekilde kullanır. Yine bu ve bundan sonraki seyahatler Akif’in hem düşünce tarzını hem de şiir anlayışını temellendirir.
1 Eylül 1898’de 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey’in kızı İsmet Hanım ile evlendi. 23 Temmuz 1908’de İkinci Meşrutiyet ilan edilir. Akif, bu sırada İstanbul’da Umur-i Baytariye Dairesi Müdür Muavini idi.
Akif’in hemen hiçbir dönemde siyasetle doğrudan ilişkisi olmamakla beraber toplumsal sorunlarla ciddi ve yoğun bir ilgisi olmuştur. Dönemin bütün aydınları gibi çöküş şartlarının yol açtığı acıları derin bir şekilde yüreğinde hissediyor ve bir çıkış yolu arıyordu. Birinci Cihan Harbi sırasında Berlin ve Necid'e (Arabistan) gitti. Çanakkale harbi, onun Berlin seyahati sırasında meydana gelmiş, şair o günlerin ıstırap ve heyecanını orada yasamıştır. Cihan Harbi 1918'de imzalanan Mondros Mütârekesi ile nihayete erdikten sonra, galip devletler Türk vatanını parçalamak için dört taraftan saldırmağa başlamışlardı. Âkif, vatan müdâfaasının ehemmiyetini anlatmak için hutbelerle halkı, istiklâlini muhâfaza etmek için savaşmaya çağırdı. 1920 tarihînde Burdur Mebusu olarak Birinci Büyük Millet Meclisine seçildi. 17 Şubat 1921 günü İstiklâl Marşı’nı yazdı. Meclis, 12 Martta bu marşı kabul etti. Zaferden sonra İstanbul’a geldi. Abbas Halim Paşa’nın dâveti üzerine 1923'te Mısır’a gitti. O kışı Mısır’da geçirip, baharda döndü. Artık her yıl kışı Mısır’da, yazı İstanbul’da geçiriyordu. Halim Paşa geçimini karşılamayı taahhüt etti. Ertesi yaz İstanbul’a dönünce Diyanet İsleri Riyaseti tarafından Kur'ân-ı Kerîm’i tercüme etme vazifesi verildi. Âkif yıllarca çalıştı. Sonunda bu konudaki ilmî kifayetsizliğini anlayarak vazgeçti.
1926 yılından itibaren Mısır Üniversitesi’nde Türkçe dersleri verdi, fakat bu sırada siroza tutuldu. Önceleri hastalığının ehemmiyetini anlayamadı ve hava değişimiyle geçeceğini zannetti. Lübnan'a gitti. Ağustos 1936'da Antakya'ya geldi. Mısır’a hasta olarak döndü; daha sonra İstanbul’a geldi; tedâvi gördü. Fakat hastalığın önüne geçilemedi. 27 Aralık 1936 târihinde vefat etti. Kabri Edirnekapı Mezarlığındadır.
Program
Belgesel Film Gösterimi, Saat: 13.00
Açık Oturum, Saat: 14.00
Konuşmacılar: Prof. Dr. Orhan Okay, Beşir Ayvazoğlu, Prof. Dr. Abdullah Uçman
Oturum Başkanı: İsmail Kara
Mini Konser: Saat: 16.30
“Mehmet Akif Şiirlerinden Besteler”
Yahya Soyyiğit ve Saz Arkadaşları
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
Yerebatan Şiir Akşamı, Saat: 19.00
“Mehmet Akif Ersoy Şiirleri”
Program Hazırlık: Vahide Ulusoy
Şiir Okumaları: Hümay Güldağ, Hüseyin Köroğlu
Düzenleyen: Mehmet Lütfi Şen
Yer: Yerebatan Sarnıcı