Ersever'in avukatı JİTEM'i doğruladı

Abone ol

JİTEM'in kurucusu Binbaşı Cem Ersever'in avukatlığını yapan Emin Emir, teşkilatın varlığını doğruladı. Av. Emir, geçmişte yaşanan birçok olayı günışığına çıkardı.

Adı sık sık gündeme gelen, ancak varlığı resmî olarak kabul edilmeyen JİTEM’in kurucusu, Susurluk raporlarında Binbaşı Cem Ersever olarak geçiyor. Ersever’in avukatlığını yapan Emin Emir, teşkilatın varlığını doğrulayarak, zaman zaman isminin değiştiğini söylüyor. Susurluk raporunda varlığı ortaya konulmasına rağmen, resmî makamlar tarafından kabul edilmeyen Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Teşkilatı (JİTEM), son günlerde yeniden gündeme geldi. Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir davada JİTEM’in çok sayıda cinayet ve suikastı gerçekleştirdiğinin iddia edilmesinin ardından, itirafçı Abdulkadir Aygan’ın anlatımları gözleri tekrar bu organizasyona çevirdi. JİTEM’in kurucusu olarak bilinen ve 1993 yılında uğradığı suikast sonucu öldürülen Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in avukatı Emin Emir, JİTEM’in PKK’ya karşı mücadele için kurulduğunu ve doğrudan Genelkurmay ile Jandarma Genel Komutanlığı’na bilgi verdiğini iddia etti. Emir, “Ben, Cem Ersever’i savunmak için şehir dışına çıktığım davalarda JİTEM’den koruma alıyordum. O zamanlar resmi ismi İstihbarat Grup Komutanlığı’ydı. Fakat kendi görevlileri ve halk arasında ismi JİTEM olarak geçiyordu.” dedi. İsmi Ersever’le birlikte anılan ve kamuoyunda ‘Yeşil’ olarak tanınan Mahmut Yıldırım hakkında da ilginç bilgiler veren Emir, “Yeşil, Sakallı ve Mahmut Yıldırım hep aynı kişiler diye tanıtıldı. Ama ‘Sakallı’ farklı biri. Çeşitli operasyonlara katılan sivil, eski bir ülkücü. Bir davayla ilgili bana gelmişti. Beni itirafçı Alaaddin Kanat’la tanıştıran da Sakallı’dır.” diye konuştu. Daha sonra Sakallı’yla hiç görüşmediğini belirten Emir, sadece telefonda selam söylediğini anlattı. Avukat Emir, “Ersever’in ölümünden birkaç ay sonra, Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’na bağlı Ankara’da görev yapan Nurettin Ata isimli binbaşı, Sakallı’yla konuşurken ben de yanındaydım, sadece selam söyledim.” dedi. Emir, ‘Sakallı hâlâ yaşıyor mu?’ sorusuna ise, “Yaşayacak tabii ki, niye yaşamasın?” cevabını verdi. Öldürülmesinden bir gün önce Ersever’le öğle yemeği yediğini anlatan Emir, Binbaşı Ersever’i mahkemeye çıkmaya nasıl ikna ettiğini ise şöyle anlattı: “Kendisini mahkemede tutuklayacaklarını, daha sonra da cezaevinde öldüreceklerini söylüyordu. Mahkemeye gelmek istemiyordu. Aslında hukuki değildir ama ben gidip savcı ve hakimle görüşüp tutuklanmayacağına dair teminat aldım. Onun üzerine mahkemeye gelmeyi kabul etti.” Avukat Emir, resmî olarak kabul edilmeyen JİTEM’in zaman içinde isim değiştirmek zorunda kaldığını belirtiyor. Gerekçesini ise şöyle anlatıyor: “Ersever’in komutasında JİTEM diye bir kuruluş oluşturuldu. PKK’ya karşı başarılı operasyonlar yapmışlar. PKK elemanları da JİTEM’den korkmaya başlamış. Bölgedeki jandarma görevlileri ne zaman mevzuat dışına çıksalar, kendilerini JİTEM’ci diye tanıtmış. Birçok kişiyi bu şekilde gözaltına almış ve çeşitli operasyonlar yapmışlar. Böylece, büyük operasyonlara imza atan JİTEM, herkesin korktuğu bir hayalet halini almış. Bu iş çığırından çıkınca da ismi İstihbarat Grup Komutanlığı olarak değiştirilmiş.” Emir, Binbaşı Ersever’in en çok Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Kürt liderler Talabani ve Barzani’ye yaptığı yardımlardan şikayetçi olduğu bilgisini veriyor. Emir, “Ersever, örtülü ödenekten bu iki lidere yüz milyonlarca dolar gittiğini ve bunun bir gün mutlaka Türkiye’nin aleyhine olacağını düşünüyordu. Peşmergelerin kullandığı araçların bile, Türkiye tarafından temin edildiğini söylüyordu. Ersever’e göre, Talabani ve Barzani’nin güçlenmesinin en büyük nedenlerinden biri Eşref Bitlis Paşa’ydı.” diye konuşuyor. Ersever’in o dönemde Talabani ve Barzani’nin karşısında liderliğini büyük bir Kürt aşiretinin yaptığı Musul Vilayeti Konseyi’nin desteklenmesi fikrini savunduğunu anlatan Emir, Ersever’in Genelkurmay Başbakanlığını bu konuda ikna edemediğini söylüyor. Emir, Ersever’in avukatlığını yaptığı dönemde başından birçok ilginç olayın geçtiğini aktarıyor. Ersever’in bir davası için Mardin’e giden Emir, bu görevi sırasında kendisini 500 polisin koruduğunu söylüyor. Cem Ersever, 17 Mart 1993’te ordudaki görevinden 30 arkadaşıyla birlikte istifa ederek ayrıldı. Daha sonra bazı gazete ve dergilere Yeşil ve Güneydoğu’daki faili meçhullerle ilgili bilgiler veren Ersever, Aydınlık gazetesine anlattıkları ile ilgili olarak mahkemeye ifade vermek için 24 Ekim 1993’te Ankara’ya gitti. Bir daha kendisinden haber alınamadı. 4 Kasım 1993’te Ankara Elmadağ’da cesedi jandarma ekipleri tarafından bulundu. Emin Emir, halen Büyük Birlik Partisi’nin İstanbul İl Başkanlığı görevini yürütüyor. Kendisini Ersever ile eski bir MHP’linin tanıştırdığını anlatan Emir, son olarak “Ersever cinayeti nasıl aydınlanır?” sorusuna, “Bir gün birisinin daha kafası kızacak. Çıkıp her şeyi anlatacak. O zaman aydınlanır.” dedi. Haber: Emre Soncan-Mehmet Baki Kaynak: Zaman

Günün Önemli Haberleri