Erol Ersoy'dan Can Kıraç'a cevap

Aksoy'un açıklamaları şöyle... Gazetenizde Sn. Can Kıraç'ın bir seminerde benimle ilgili söylediklerini hayretle okudum. Çok hürmet ettiğim ve Başkanım olan Sn. Kıraç'ın 20 sene önceki olayları hatırlarken yanılgıya düştüğünü sanıyorum ve cevap hakkımı kullanmak istıyorum: 1-Rahmetli Vehbi Beyefendi beni 31 yaşımda Garanti Bankası Genel Müdürü tayin ettiğinde zaten diğer ortaklardan epeyce tenkit almıştı. Ancak genç Genel Müdür olarak ben, İdare Meclisi Başkanı olan Sn.Kıraç'ın uygulanmasından sorumlu olduğu ortaklararası gizli bir protokolun varlığından habersiz işe başladığım için, kendine göre 'bankacılık kurallarını anladığı şekilde' uygulamadığımı söylemektedir. O protokolun hangi kurallara uyup uymadığını insan tabii ki yaşlandıkça unutur, daha doğrusu insan hep iyi ve doğru yaptığı şeyleri hatırlamayı tercih eder. Mesleğinin gizlilik ilkerine her zaman sadık birisi olarak ben daha fazla detaya girmeden, Sn. Kıraç'ı meslek hayatımda herzaman ilk Başkanım olarak saygıyla hatırlayacagım. 2- Garantiden ayrılınca hemen banka sahibi olmadım. Bilakis buna benzer beni küçük düşürmeye çalışan söylemler arkamdan yapıldı. Yapı ve Kredi Bankasına bağlı ufacık Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankasına Genel Müdür oldum. Dostlarım alay etti, 'attan inip eşeğe binilir mi!' diye.. Ancak Türkiye'de ilk ihtisas bankacılığı o zaman başladı. Dış ticaretin finansmanı, her şubede kambiyo hizmeti, kredi pazarlaması gibi kavramlar, ismini İnterbank'a çevirdiğimiz bu ufak bankada gelişti ve İnterbank Türkiyenin en karlı bankalarından biri oldu. Stratejileri büyük, küçük bir çok banka tarafından taklit edildi. 2- İktisat Bankasını Genel Müdür maaşıyla da ben kurmadım. O zaman Denizli İktısat Bankası olan ve 1927 de kurulmuş olan banka 1984 de zora düşmüş, kapatılmak üzereydi, eski ortaklar bir beladan kurtulmak için baba tarafından Denizli-Babadağ' lı olan bana teklif ettiler ve bankanın üçteikisine rahmetli Prof. Dr. Selim Kaneti'nin hazırladığı bir sözleşmeyle tam 1(bir) dolara Çukurova Gurubu ile eşit ortak oldum. 3- İktisat Bankasına alınan tablolar hiçbir zaman el değiştirmedi, herzaman alım değerinden banka kayıtlarında izlendi ve hiçbir zaman sermaye artışlarında kullanılmadı, kullanılamaz da. Kurum kurum da hiçbir zaman gezinmediler! Sn. Kıraç'ın yaşı itibariyle gençlerin önünde bu yanlış ve kasıtlı, defalarca tekzip edilmiş dedikodulara itibar edip nasihatte bulunması gerçekten hayal kırıcıdır. İlk Başkanım Sn. Can Kıraç bana bir ders daha vermiş oldu böylelikle, onun için kendisine minnettarım: İleride bir gün gençlerin önüne çıkıp onlara hatıralarımı anlatırken dedikodu ile gerçekleri muhakkak ayırmam lazım. Teşekkürlerimle. Erol Aksoy