Erol Büyükburç İstanbul'daki evinde ölü bulundu Sanat dünyasını şoke eden sır ölümün sebebi henüz bilinmiyor. Erol Büyükburç, müzik tarzıyla, sahne şovları ve giysileriyle Türk popunun öncü isimlerinden oldu. Pop müziğin efsane ismi, "Türkiye'nin Elvis Presley"i olarak ünlenen Erol Büyükburç İstanbul Etiler'deki evinde ölü bulundu. Büyükburç'un ölümüne ilişkin bir açıklama yapılmazken kesin ölüm nedeni otopsi sonrası belli olacak. Hızlı aşk hayatıyla bilinen Büyükburç art arda yaptığı evliliklerden kız çocukları oldu 9 çocuğu olduğu iddia edilen Büyükburç'un sadece 1 kızını inkar ettiği ve görüşmediği ortaya çıktı. Seher İlik'le olan birlikteliğinden doğan Esra İlik'in babasına ikizi kadar benzediği iddia ediliyor. Öyle ki Büyükburç'un Seher İlik'ten olan ve reddettiği kızı esra İlik yüzünden rafik kazasında kaybettiği kızı Ajlan ile arasının açıldığı iddia ediliyor. İşte bir zamanların efsane pop yıldızı Büyükburç'un bilinmeyen ilişkileri, hayatındaki kadınlar, çalkantılı aşk hayatı ve ayrılıkları ve sayısı tartışmalı çocukları... Erol Büyükburç, 1976’da Emel Büyükburç (D.1952) ile evlendi. İki yıl sonra (1978) Evren adını verdiği bir kızı oldu. Emel Büyükburç 22 Eylül 2001 de kanserden vefat etti. Erol Büyükburç 2013 yılında Posta'dan Seral Cumalı'ya verdiği röportajda ölen eşi Emel Büyükburç için "En çok onu sevdim. Hâlâ fotoğraflarına bakarak konuşurum, dertleşirim" demişti.İşte Büyükburç'un ölen eşiyle ilgili aşk dolu o sözleri: (...) Sonra Emel girdi hayatıma, o ne güzel bir kadındı. Hayatıma girmesi bir mucizeydi. En çok onu sevdim. Onun zarafeti, asaleti başkaydı. Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından Ayas Paşa’nın torunuydu. Kızımız Evren 78’de doğdu. Emel önce nörolojik bir hastalığa yakalandı, sonra kanser oldu, 2001’de vefat etti. Fotoğraflarına bakarak konuşurum, dertleşirim onunla. Üçüncü eşimden (Gönül Demirkol), kızım Özlem dünyaya geldi. Kızlarımın hepsi iyi müzisyen, hepsini çok severim. 1970'de doğan kızı kızı Ajlan Büyükburç ve 1977’de dünyaya gelen Jeyan Büyükburç'un annesi Türkan Türker ile evlenmeyen Büyükburç, kızı Ajlan'ı geçirdiği araba kazasında kaybetmişti. Erol Büyükburç’un Ute Eser'den önce, 1,5 yıl evli kaldığı Gönül Demirkol Hanım’dan da Özlem adında bir kızı var. Erol Büyükburç, 14 Şubat 1999 ‘da, “Sevgililer Günü”nde tanışıp, Nisan 2004 de Alman asıllı Ute Eser ile evlenmişti. Erol Büyükburç 2004 yılında evlendiği Alman asıllı eşi Ute Eser 2012'de boşanmıştı. Erol Büyükburç, boşanma davası açan eşinin "Erol bana 'Kötü kadınsın, benim paramı istiyorsun' dedi. Beni tehdit etti. Oysa kazandığı paralarla borçlarımızı zor ödedim. Çocuklarım olmasa şu an aç kalmıştım" açıklamalarına "Ute Hanım'ın suçlamalarını reddediyorum. Ona maddi olarak bakmadığım iddiasını da kabul etmiyorum. Bütün kazancım, milyonlarca lira onun kasasına girdi. Ayrıca onu tehdit ettiğimi söylüyor, şerefim ve namusum üzerine yemin ederim ki ben öyle bir şeye teşebbüs dahi etmem." diye yanıt vermişti. Ute Eser ise evliliği Erol Büyükburç'un bitirmek istediğini ve o evi aniden terk ettiğini öne sürerek, "Erol Bey, eylül ayında evi terk etti. Ben bir çekim için Karadeniz'deydim. Eve döndüğümde sarıldık, hasret giderdik. Hatta ben ona Karadeniz'den taze yoğurt getirmiştim. Ama ertesi gün evi terk etti. Ben çok şaşırdım. Şimdi onu evden attığımı söylüyor. O, etrafındaki yanlış arkadaşlara kulak verdi. Yanındaki bir-iki kişi, para konusunda sürekli aramıza girmeye çalışıyordu. Kendisine 500 bin liralık tazminat ve boşanma davası açtım. Tabii ki bunu ödememek için söylediklerimi yalanlıyor." demişti. Ama medyaya çıkıp ben terk etmişim gibi açıklama yaptı. Varımı yoğumu almak için bir tavır sergiliyor. Bir kere televizyonda sinirlendim, Erol sinirli adam diye çıktı. Ben evde asudeliği severim. Bu ev-ofisimde bütün gün çalışıyorum. Civardaki kediler her gün bahçeye beni görmek için gelirler, camın önüne dizilirler. Onlarla konuşurum, böyle bir bağımız var... Büyükburç kızı Ajlan'ın geçirdiği kazayı ve kızıyla ilgili bilinmeyenleri böyle anlatmıştı: Ajlan konuşurken çocukluktan beri birden kitlenir, gözü açık uyurdu. Annesi Türkan’a “Aman ha, bu çocuğa büyüdüğünde araba almayacağız, araba kullanırken birden uyur kaza olur” derdim. Kızım büyüdü, belli bir yaşa kadar şoför tuttuk, onu istediği yere götürdü. Benden habersiz araba alıp Fethiye’ye gitmiş. Üstelik acemi şoför. Bunu duyunca “Ne yaptın ya Türkan? Nasıl araba alırsınız, biliyorsun Ajlan’ı” dedim. Benim hayatımın en büyük acısı kızım Ajlan’ın ölümüdür. Hemen akabinde panik atak, tansiyon ve şeker hastası oldum. Millet zannediyorki duyarsız babayım. Ajlan’la aramızdaki dargınlık da o kadar mühim değildi. Brezilyalı zenci bir çocukla evlenmek istedi. O çocuğun kan kanseri olduğunu duydum; “Kızım aşka hürmetim sonsuz, duygu adamıyım zaten. Kan kanseriymiş. Çocuklarınız için de tehlikeli olabilir, çok üzülürsün” dedim. “Baba karışma bana” diye bir celallendi bana. “Niye bu kadar bağırdı bana” diye bayağı kırıldım. Sonra gönlümü almaya çalıştı ama kırgınlığım sürdü. Ruhumu aşkla besleyen bir adamım. Duyguların israf edilmesini istemem. Ajlan Büyükburç, çocukluk yıllarında babası Erol Büyükburç'a âşıktı, onun şarkılarını dinliyor ve onu örnek alıyordu. Bu aşk uzun yıllar devam etti. Ama son yıllarda babasıyla hiç görüşmedi. Bunun nedeni ise babasının Seher Elik adlı bir kadın ile yaşadığı ilişkiden doğan Esra Elik adlı genç kızı reddetmesiydi. Erol Büyükburç'un geçen mart ayında ekrana gelen 'Yasemin'in Penceresi' adlı programındaki açıklamaları yüzünden babası için medyaya oldukça sert demeçler vermiş, "Televizyonda aleyhimize konuşmasını kaldıramıyorum. Esra babamın öz kızıdır. Ama bunu umursamıyor. Aile içi sorunlarımızın kamuoyuna yansımasına üzülüyorum. Bunu önce Erol Büyükburç başlattı. Eğer yaşadıklarımı kamuoyuna açıklarsam, inanıyorum ki babamın sokakta dolaşacak hali bile kalmaz. Bazen düşünüyorum, ben nasıl böyle bir adamın kızı olabilmişim" demişti. Türk pop müziğinin duayen ismi Erol Büyükburç, Alman eşinden boşanmak üzere olduğu dönemde verdiği bir röportajda “En büyük hatam bir Türkle evlenmemek oldu” demişti. Büyükburç'un ailesi... İŞTE EROL BÜYÜKBURÇ'UN KENDİ AĞZINDAN HAYATI: Halep’teki Frere Maurice adlı Fransız mektebine gidiyor, tatillerde Adana’ya geliyordum. Annem keman ve ud çalar keyfince, ablam piyano çalarak Fransızca şarkılar söyler, babamın tarafında herkes bir enstrüman çalar, güzel şarkı söylerdi. Evde fasıl kurulur, hepsi birer radyo icracısı gibi öyle güzel icra ederlerdi ki şarkıları; ben de onları dinler, feyz alırdım. Doğduğumda dedem anneme bir gramofon vermiş. Dedem ve babamın getirdiği taş plaklardan Tino Rossi, Caruso, Mozart, Hafız Burhan, Münir Nurettin plaklarını dinlerdik. Dinlediğim şarkıları çok güzel söylüyordum. İstanbul’a yerleşince, ortaokulda tenefüslerde arkadaşlarımın ısrarı üzerine bahçe duvarına çıkar, şarkı söylerdim. Babam şarkıyla uğraşmamı istemedi, beni ticaret lisesine verdi. Memuriyetten çok çektiği için “Sen tüccar olacaksın” derdi. Okulun ikinci senesi konservatuvarın imtihanına girip kazandım. Babamdan gizli konservatuvarın gece eğitimine gittim. Evin altındaki kömürlükte nota çalışırdım. Babam eve geldiğinde annem topuğuyla yere vuruyor, ben de kömür almaya inmişim gibi bir parça kömürle yukarı çıkıyordum. Bir gece büyük bir sıkıntıyla uyandım. Malum oldu sanki bana. Babamın ani ölümüyle karşılaştım. Beni hiç sahnede seyredemedi.