Eroğan AB'yi bir kez daha uyardı
Abone olBaşbakan Erdoğan, İngiltere'de yayımlanan The Times ve The Independent gazetelerine verdiği özel röportajlarda, Avrupa kamuoyuna uyarıda bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere'de yayımlanan The Times
ve The Independent gazetelerine verdiği özel röportajlarda,
''Türkiye'nin AB üyeliğine kabul edilmesinin medeniyetler
arasındaki ilişkilere ahenk getireceğini'' söyledi. Erdoğan, The
Times gazetesindeki röportajında, ''İslam'la demokrasiyi bir araya
getiren bir ülkeyi Avrupa Birliği'ne kabul etmek medeniyetler
arasındaki ilişkilere ahenk getirecektir'' dedi. El Kaide terörüne
atıfta bulanan Erdoğan, ''Öte yandan Türkiye'ye 'hayır' denilmesi
halinde dünya bugünkü duruma tahammül etmek durumunda kalacaktır''
diye konuştu. Başbakan Erdoğan, terörün açık bir tehdit olduğunu ve
bugün herkesi çevrelediğini belirterek, ''Eğer AB basitçe bir
Hıristiyan kulübü olarak kalmayı seçerse bizim yapabileceğimiz bir
şey kalmaz. Ama eğer bu ülkeler Türkiye'ye 'hayır' diyerek dünyanın
kalan bölümüyle köprülerini yakarsa tarih onları affetmeyecektir''
ifadesini kullandı. ''BAŞKA HİÇBİR ÜLKE KAPIDA 41 YIL BEKLEMEDİ''
''Biz Türk ve Müslümanız, demokratız ve ülkemiz de laik bir
ülkedir. Başka bir şey söylemeye de gerek yok'' diyen Başbakan
Erdoğan, AB'nin Türkiye'ye diğer aday ülkelere göre en sert
kriterleri uyguladığını kaydederek, ''Hiçbir başka ülke Avrupa'nın
kapısında 41 yıl boyunca beklemek zorunda bırakılmamıştır. Bütün
kriterleri yerine getirdik. Ancak buna rağmen Avrupalılar hala
çekinmekteler'' dedi. Fransa gibi bazı ülkelerin Türkiye'ye
alternatif bir model önerilmesi gibi bazı tekliflerde
bulunabilecekleri yolundaki yorumları değerlendiren Erdoğan,
şunları kaydetti: ''Halen Fransa'da 400 bin Türk yaşamaktadır. Biz
Fransızları bu kadar korkutacak ne yaptık? Fransızların bizi doğru
algılayamamasına yol açan ve bu kadar korkmalarına neden olan şeyin
ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz. AB içinde 'imtiyazlı
üyelik' diye bir kavram yok. Bizden başka hiç kimseye böyle bir şey
önerilmemiştir ve bizim de Türkiye için böyle bir seçeneği kabul
etme ihtimalimiz yoktur.'' ''YA TAM ÜYELİK YA HİÇ'' ''Müzakerelerin
sonunda ya tam üyelik olur, ya da hiçbir şey olmaz'' ifadesini
kullanan Erdoğan, ''Tabii ki tam üyelik otomatik bir sonuç
değildir, belki biz anlaşmanın bize düşen yanını başaramayabiliriz
ve müzakereler başarısızlıkla sonuçlanır. Öyleyse süreci daha
başında kösteklemenin manası ne?'' diye sordu. Halen var olan
ekonomik ve siyasi kriterlerin dışında yeni şartların kabul
edilemeyeceğine de dikkat çeken Başbakan Erdoğan, özellikle Türk
insanı için kalıcı bir serbest dolaşım engeli konulmasının kabul
edilemeyeceğini ifade etti. Aynen futbolda olduğu gibi bu durumda
da maç başladıktan sonra bazı yeni kurallar konulmasının hata
olacağını belirten Başbakan Erdoğan, ''Osmanlı İmparatorluğu'na son
günlerinde 'Avrupa'nın hasta adamı' yakıştırması yapılıyordu. Kimse
'Asya'nın hasta adamı' demiyordu. Yani Türkiye'nin Avrupalı
olduğunu siz kendiniz söylediniz'' diye konuştu. ASRIN PROJESİ
Başbakan Erdoğan Independent gazetesine yaptığı açıklamalarda da
AB'nin Türkiye'yi içine alma girişimini ''asrın projesi'' olarak
yorumladı. Bu üyeliğin medeniyetlerin barışmasına sağlanacak en
büyük katkı olacağını söyleyen Erdoğan, Türkiye'yi Avrupa'nın
dışında bırakmak isteyen ülkelerin tarihte üzerlerine düşen rolü
oynamaktan kaçındıklarını bildirdi. ''Türkiye'ye üyelik verilmezse
bu statükonun devamı anlamına gelir'' diyen Başbakan Erdoğan,
kendisinin dinde hiçbir fanatizmi bulunmadığını kaydederek, ''Ben
Türküm, Müslümanım, demokratım, hükümetim de laik bir hükümet ve
bunun dışında duyduğunuz her şey spekülasyondan ibaret'' dedi. Bunu
İstanbul Belediye Başkanlığı ve iki yıllık başbakanlığı süresince
kanıtladığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Gündemim gayet açık ve
şeffaf'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin AB'den
beklediği adımları da şöyle sıraladı: ''Birincisi şartsız tam
üyelik müzakerelerine başlanması. İkincisi, ikinci bir toplantı
yapılmaksızın Türkiye'ye müzakerelere başlaması için kesin bir
tarih verilmesi. Üçüncüsü ise Kopenhag siyasi kriterleri arasında
yer almayan hiçbir siyasi kriterin Türkiye'nin önüne sürülmemesi.
Bunlar işçilerin serbest dolaşımına kalıcı engeller getirilmesi ya
da Kıbrıs'ın tanınması gibi şeylerdir. Bunlar, yani kalıcı
kısıtlamalar AB yasalarına aykırıdır.'' Erdoğan, Kıbrıs konusunda
da sınır sorunları olan bir Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınmasının hata
olduğunu söyledi. Bu konuyu Türkiye'nin önüne ön şart olarak
getirmenin daha da büyük bir hata olacağını belirten Başbakan,
''Kopenhag kriterleri arasında yer almayan hiçbir konuda baskı
kabul etmeyiz. Biz şart koşmuyoruz. Biz olağandışı şartlar
koşulmasına ve bunların bir baskı unsuru olarak kullanılmasına
karşı çıkıyoruz'' dedi.