'Ermenilere etnik temizlik yapıldı'
Abone olErmeni soykırımı iddiaları Türkiye'nin başını ağırtıyor. İddaları boşa çıkarmak için Türk Tarih Kurumu düğmeye bastı ama Prof. Halil Berktay konuyla ilgili farklı konuştu.
Derya Sazak'ın Sohbet Odası'na konuşan Prof. Berktay, "Tehcir
emri, bütün Ermeni tebaasını hedef alıyordu. 1915, Doğu'yla sınırlı
değil. 'Öldürme' unsuru hariç bu kadarı dahi 'jenosit' tanımına
giriyor" diyor Osmanlı'nın son dönemindeki 1915 olaylarını bir
tarihçi olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? 1. Dünya Savaşı
öncesinde Osmanlı'nın ruh hali nasıl gözüküyor? Dışarıya karşı çok
endişeli. Kendisini hep mazlum ve kurban olarak gören çok öfkeli ve
patlamaya hazır bir Türk milliyetçiliği oluştu. 1912 - 13 Balkan
savaşları bu açıdan çok büyük bir dönüm noktası oldu. Yunan ve
Bulgar orduları ilerlerken İstanbul'daki azınlıklar Pera'da zaferi
kutluyorlardı. Birinci Dünya Savaşı patlak vermeden Yunanlılara,
Rumlara yönelik etnik temizlik başladı. Osmanlı Mebusan Meclisi
Reisi Halil Menteşe anılarında bunu anlatıyor. Trakya'dan sürgün
Balkan Savaşı'nda Osmanlı'ya ihanet edenlere karşı önlem alınmış...
Trakya'daki Rumlara yönelik bir temizlik. 'Cemiyet'in teşkilatı'
(Teşkilatı Mahsusa) eliyle Rumların ürkütüleceğine dair bir talimat
dahilinde hareket başlıyor. Halil Menteşe anılarında 100 bine yakın
Rum burunları kanamaksızın Yunanistan'a gittiklerini yazıyor. İzmir
civarında benzer şeyler oluyor. Yarı açık, yarı gizli politikayla
etnik temizlik yapılıyor. Bu olaylar Ermeni katliamlarının silahsız
provasıdır. O sırada Ermeni tehciri planlanmıştı demiyorum ama
sonuç olarak böyle bir tecrübe vardı. 1912'de İstanbul'un düşme
tehlikesi belirmiş. Enver Paşa, Harbiye nezaretinin boşaltılarak,
Anadolu'ya geçme emrini vermek durumundaydı, hiç olmazsa Anadolu
ihanet edebilecek unsurlardan temizlenmeli ve güvenli olmalıydı.
Tehcir kararı böyle bir haleti ruhiye içinde alınmıştı. Emir Talat
Paşa'dan Ermeni tehciri emrini kim çıkarıyor? Enver Paşa mı? Talat,
bana göre Enver'den çok daha önemli bir insandır. İttihatçıların
esas beynidir. Napolyon döneminin bir gizli polis şefi vardır Fuşe,
Talat biraz ona benziyor. Her şeye 'hikmeti devlet' diye bakıyor.
Ermenilere karşı Enver'i, Cemal'i Talat ikna ediyor. Ermeniler de
büyük bir hesap hatası yapıyorlar. Aldırmayalım, bunlar 'blöf'tür
diyorlar. Tehcir emri, imparatorluğun bütün Ermeni tebaasını sırf
Ermeni oldukları için hedef alıyordu. Yani tehcir kanunu şöyle
demiyordu: Sadece Doğu Anadolu'yu boşaltacağız! Hayır. 1915, Doğu
Anadolu'daki savaş bölgesiyle sınırlı değildir. Tehcir kanunu başlı
başına bir etnik temizliktir. Tehcir emri nasıl uygulanıyor? -
Devletin yasal aygıtı eliyle, Dahiliye Nezareti'nden doğrudan
doğruya yollanan emirlerle, 'Bölgenizdeki Ermenileri derhal
toplayacaksınız' deniliyor: 'Konvoylar halinde Güneydoğu'ya, oradan
Suriye'deki, Irak'taki bazı şehirlere yollayacaksınız, orada iskân
edilecekler.' Mesele Doğu bölgesiyle sınırlı değil. İznik'ten,
İzmit'ten, Çorlu'dan alınanlar var. Ermeni oldukları için tehcir
ediliyorlar. Günümüzde 'öldürme' unsuru hariç bu kadarı dahi
'jenosit' tanımına giriyor. Bir etnik grubu topluca yok etme, sürüp
atma kategorisine giriyor. Osmanlı bürokrasisinin mutlak şekilde
ittihatçı 'sosyal Darvinizm'in peşinden gittiğini düşünmeyelim.
Direnenler çıkıyor. Esas işin karanlık noktasına geliyoruz. Bugün
daha net anlıyoruz ki, resmi emirlerin yanı sıra, ikinci ve gizli
emirler var. Gizli emirleri kim çıkarıyor? Teşkilat ı Mahsusa mı? -
O zamanki 'derin devlet.' İttihatçıların paramiliter gizli askeri
kanadı var. Yakup Cemil'ler, Bahattin Şakir'ler, Doktor Reşit'ler
falan... Bu adamların içinde yer aldığı Teşkilat -ı Mahsusa var.
Kemal Tahir, Kurt Kanunu romanında Teşkilat -ı Mahsusa
fedailerinin, 'Sarı Paşa'yı, yani Mustafa Kemal'i öldürmelerine
nasıl ramak kaldığını anlatır. 'Öteki'nin tarihinin yazımında
neredeyse sadece Türk kaynakları kullanılıyor. Resmi söylem şudur:
'Efendim, maalesef açlıktan ölmüşler!' Ermenilerle ne savaşı var?
İlk katliamlar bir sinyal. Yerel nüfus içindeki en kötü unsurlar,
Ermenilerin artık 'avlanmasının serbest' olduğu sinyalini alıyor.
Katliamların ikinci türevsel dalgası başlıyor. Size bunun kanıtını
sunmak istiyorum. Dahiliye Nazırı Talat'ın telgrafı... Evet, Talat
Paşa'ın Diyarbakır Valisi'ne çektiği (29 Haziran) 12 Temmuz 1915
tarihli telgrafı okuyorum: Diyarbakır'dan sevk edilen Ermenilerden
ve diğer Hıristiyan ahaliden bazılarının geceleri şehirden
çıkarılıp öldürüldüğü ve çevredeki Müslüman ahalinin topluca kıyam
ederek tüm Hıristiyanları katletmelerinden korkulduğunun istihbar
edildiğini bildiriyor Talat. Diyarbakır Valisi'ni, 'Ermeniler'e
yönelik tedbirlerin diğer Hıristiyanlara asla uygulanamayacağı'
konusunda uyarıyor. Talat tedbir derken neyi kastediyor, tehciri
mi, katliamı mı? Söylemiyor. Hedef Ermeniler Telgrafı başka türlü
okumak mümkün değil mi? Diyelim ki, Talat bütün katliamların
önlenmesini ve sadece Ermenilerin tehcirinin kan dökülmeksizin
sürmesini istiyor. Ne derdi? Her çeşit katliam derhal önlensin.
Talat bunu demiyor. Ama Diyarbakır Valisi'ne dolambaçlı yoldan,
'Diğer Hıristiyanlara dokunmayın, Ermenilere bildiğiniz gibi
yapmaya devam edin' demeye getiriyor. Gizli emirler var. Devlet
Ermeni muhacirlerin yanına koruma birlikleri verdi diyorlar. Askeri
korumaya rağmen saldırı oluşmuşsa bu çatışmanın bilgileri nerede?
Resmi tez bana şu belgeyi göstersin Yusuf Halaçoğlu (Türk Tarih
Kurumu Başkanı), Hikmet Özdemir (Ermeni Masası Başkanı) subay
raporları göstersinler. Atatürk temizdi 'Atatürk'ün tehciri savunan
bir demeci yoktur' Cumhuriyet kurulduktan sonra Ermeni dosyası
nasıl kapatılmış? - Olayın korkunçluğunun herkes farkında. Enver,
Talat, Cemal yönetimi 1915 - 16 yılında İtilaf Devletleri
tarafından 'savaş suçlusu' ilan ediliyorlar. Misak -ı Milli'nin bir
eki var. Cezalandırma Sözleşmesi... Ermeni katliamının
sorumlularına yönelik. Kemalist önderlik yola çıkarken ilk başta
böyle sözler veriyor. Mustafa Kemal, İttihat ve Terakki içinde
aykırı ve muhalifti. Enver ile arasındaki husumet biliniyordu.
Belki Kemal Tahir'in yazdığı gibi Mustafa Kemal'in ortadan
kaldırılması bile düşünülmüş olabilir. Hal böyleyken İttihat
Terakki, Anadolu'daki Milli Mücadele'yi yönetecek lider olarak
Mustafa Kemal'de karar kıldı, onu bir 'emanetçi' olarak gördüyse
bile neden onda karar kıldı? Mustafa Kemal'in yetenekleri su
götürmezdi, savaş kahramanıydı, müthiş bir karizması ve saygınlığı
vardı. Eli temizdi! Ermeni meselesine karışmamış. Ben bir tarihçi
olarak söylüyorum, Mustafa Kemal'in Anadolu'ya gönderilerek Milli
Mücadele'nin önderliğini üstlenmesinde, İttihat Terakki'nin gizli
yönetiminin bunda konsensüs sağlamasında Ermeni meselesinin de
dolaylı etkisi vardır. Milli Mücadele'ye 1915 Ermeni faciasının
gölgesi düşmesin diye çok özen gösteriyor. Mustafa Kemal'in Ermeni
tehcirini ve Ermenilere reva görülen eziyeti savunan tek bir demeci
yoktur. Kürtleri de kullandılar 1915 Ermeni olayları sırasında
Kürtlere yönelik benzer emirler çıkarılıyor mu? Niye sadece
Ermeniler sürülüyor? - O tarihte henüz Kürt milliyetçiliği yok.
Ermeniler, Anadolu'nun tek ve büyük Hıristiyan nüfusu. Yarısı Doğu
Anadolu'da yaşıyor. Ermeni milliyetçiliği Taşnak Sütyun ciddi bir
mesele. Geçmişte Osmanlı, Bulgarlara karşı Pomakları kullandığı
gibi Ermeni kıpırdanışlarına karşı da Kürtleri kullanıyor. Hamidiye
alayları meşhur. Kürt aşiretleri de arkasına alıyor. Türk
milliyetçi söyleminde zaman zaman 'Biz öldürmedik, Kürtler öldürdü'
denir. Kürtler Osmanlı'nın emrindeydi. Gürün'e göre 400 bin ölü
Ölen Ermeni sayısı hakkında sizin tahmininiz nedir? - Saygın bir
diplomat olan Kamuran Gürün'ün yazdığı yarı resmi nitelikteki
'Ermeni Dosyası' kitabında maalesef 1915 - 16 yıllarında 400 - 450
bin Ermeni'nin öldüğü söyleniyor. Dünyanın belli başlı ansiklodepik
kaynaklarında asgari 600 bin kişiden söz ediliyor. Cemiyeti
Akvam'ın bir Nansen Komisyonu vardı, (Mülteciler Komisyonu) orada
800 bin ölüden söz ediliyor. Ermeni diyasporası araştırmacıları 1
milyon ölü diyorlar. 500 bin Türk'ü öldürmediler Ermenilerin hiç mi
günahı yoktu? - Ermenilerin iki milliyetçi örgütü vardı: Taşnak
Sütyun ve Hınçak. Bunlardan Taşnak daha sağdaydı. Doğu bölgesinde
Çarlık Rusya'sının himayesinde Osmanlı'ya karşı harekete
geçiyorlar. Ermeni milliyetçi komitacılarının bir etnik temizlik
savaşı yürüttükleri, kendi bölgelerini Türk - Müslüman köylerinden
temizlemeye çalıştıkları, Rus ordularıyla işbirliği yaptıkları da
bir gerçektir derken, Türkiye'deki resmi çevreler abartının da
abartısı olarak Ermenilerin 500 bin Müslüman Türk'ü öldürmüş
olduklarını iddia etmeye çalıştılar. Yok böyle bir şey! Üzüntü dile
getirilebilir Bugün için ne söylenebilir? - Türkiye Cumhuriyeti
1915 olaylarından sorumlu tutulamaz. Başbakan veya Dışişleri Bakanı
şunu söyleyebilir: Bütün ulus devletlerin oluşumunda acılı ve
karanlık sayfalar vardır. İttihat Terakki yönetimi Osmanlı halkının
bir kısmına karşı tehcir kararı almış ve bu uygulama sonuçta birkaç
yüz bin insanın ölmesiyle sonuçlanmıştır. Bu tarihsel olaydan ötürü
üzüntü duyuyoruz. Ama bundan ötesi ancak tarihçilerin özgür
tartışmasının ve nesillerin bu gerçekle barışmasının ürünü
olabilir. BM'ye götürelim, çünkü 'Soykırım olmadığı ortaya çıkar'
lafının tamamen blöf olduğuna inanıyorum. KİMDİR? 1947'de doğdu.
Lisans ve lisansüstü eğitimini 1968'de Yale Üniversitesi'nde
tamamladı. Tarih alanındaki doktorasını Birmingham
Üniversitesi'nden aldı. Ankara Üniversitesi, ODTÜ ve Boğaziçi
Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yaptı. Halen Sabancı Üniversitesi
Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi. milliyet