Ermeniler özür beklemiyormuş ki
Abone olErmeniler üzerinde 8 yıl boyunca yapılan araştırma ilginç sonuçları ortaya çıkardı. Sonuç özür kampanyasını da boşa çıkarıyor.
TESEV 8 yıldır üzerinde çalıştığı Ermeni
araştırmasını tamamladı. 'Türkiye’de Ermeniler.
Cemaat-Birey-Yurttaş’ araştırması Ermenilerin Ermenistan’a,
diasporaya, Patrikhane’ye, dine ve Türklere bakışları ele
alınıyor.
Araştırmadan çıkan ilginç bir smonuç da Ermeniler'in 1915'e bakışı... şöyle diyorlar: "Özür gerekmez. Anlamlı da değil. Tazminat falan da istemeyiz. Ermeniler de bir şeyler yapmış. Taşnaklar falan. Ama kötü şeyler yaşamışlar. Bunu söylemek yeterli."
Günay Göksu Özdoğan, Füsun Üstel, Karın Karakaşlı ve Ferhat Kentel tarafından hazırlanan araştırmada çok sayıda Ermeni ile görüşüldü.
Öldürülen AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e ithaf
edilen çalışmaya katılan Ermenilerin söyledikleri Dink’in
“Evet, toprağında gözümüz var bu vatanın. Gözümüz var, ama
koparıp götürmek için değil, en dibine gömülmek için”
sözlerini de doğruluyor. Vatan Gazetesi'nde Meltem Günay
imzalı habere göre araştırmada yer alan bazı bölümler özetle
şöyle:
KORKULARI ERMENİCEYİ UNUTMAK
Ankete
katılanların yüzde 79.5’i en iyi bildiği dilin Türkçe olduğunu
söylerken sadece 18’i en iyi bildiği dilin Ermenice olduğu yanıtını
vermiş. Özellikle genç gruplar arasında Türkçe konuşanların oranı
daha yüksek görülüyor. Ermenice’ye hakim olan nüfusun azalması ya
da evde bile Ermenice konuşulmaması bu oranları önemli derecede
etkiliyor.
KİLİSEYE GİDİYORLAR AMA DİNDAR DEĞİLLER
İstanbul'da 50’ye yakın Ermeni kilisesinin bulunduğu
belirtilirken ankete katılanların yüzde 11’i kendilerini ’dindar’
olarak nitelendirirken, kiliseye gitmeyenlerin oranı yüzde 2. Bu da
dindar olmasa da bir sosyalleşme aracı olarak kiliseye gidildiğini
gösteriyor.
PATRİKLİĞE BAKIŞ FİFTİ FİFTİ
Patriklik makamının dini meselelerin yanı sıra sivil meselelerle
uğraşması da Ermeniler arasında farklı düşüncelere yol açıyor. Bazı
kesimler bunu olumlu bulurken bazıları ise sadece dini meselelerle
ilgilenmesi gerektiğini savunuyor. Patrik 2. Mutafyan (2.Mesrop)’un
tutumu da bunu belirleyenler arasında.
'DİASPORA BİZİ SEVMEZ' DİYORLAR
Kitap Ermenilerin, diasporaya bakışını da ortaya koyuyor.
Diasporadaki Türkiye karşıtlığı Türkiye Ermenilerinin
'Ermenilik’lerinin sorgulamasına neden olduğu belirtiliyor.
Kitapta, Türkiye Ermenilerinin özellikle de diaspora sözkonusu
olduğunda 'bizi sevmezler’ ifadesini sıklıkla kullandığı
vurgulanıyor.
1915'İN ÜZERİNE BEYAZ SAYFA ÇEKMİŞLER
Kitapta ele alınan konulardan biri de 1915. İşte Ermeniler'in
görüşleri:
* Geçmiş konuşulmuyor çünkü geçmişte ilgili yaraların
çocuklara zarar vermesinden korkuluyor. Travma karşısında
çocuklarını korumak istemişler.
* Tarihsel bir dram yaşandı ve kalan Ermeniler kuşak kuşak
farklı duygular yaşadı. Birinci kuşağın derdi canını kurtarmaktı.
İkinci kuşak olayın tanıklarıydı. Ölüm uzaktı ama kökleşmeye devam
etmek için şartları hazırlamak lazımdı. Birinci, ikinci ve üçüncü
kuşaklar için ’Hiç konuşmamak’ temel reçeteydi.
ORAYA TAKILMAMAK LAZIM TAZMİNAT FALAN DA OLMAZ AMA KABUL
ETMEK GEREK
* Almanlar nasıl kabul ettiyse öyle kabul edilmeli.
Tazminat falan olmaz. Gereksiz de zaten. Önemli bir olay yaşanmış.
Ermeniler de bir şeyler yapmış. Taşnaklar falan. Ermeniler kötü
şeyler yaşamış. Oraya takılmamak geerkiyor. Ama kabul etmek de
gerekir.
ÖZÜR GEREKMEZ ANLAMLI DA DEĞİL
* Soykırım oldu denmeli, özür gerekmez ve anlamlı değil.
İstediğimiz toprak, tazminat değil sadece bunun söylenmesi.
* Geçilmesi gereken bir şey ama yokmuş gibi de yapılmasın. Avrupa
birbirini kesti ama ABD’yi kurdu. Geçmişi kimse inkar etmiyor.
* Devleti ele geçirmek, büyük Ermenistan kurmak gibi hayallerimiz
yok ama 1915 olmadı demeyin.