Ermeniler bu kitapla adalet arıyor
Abone olİstanbul’daki Ermeni vakıflarının mülkiyet sorunlarını ele alan ‘2012 Beyannamesi: Türkçe ve İngilizce olarak yayımlandı.
İstanbul’daki Ermeni vakıflarının devlet uygulamaları
nedeniyle yaşadığı mülkiyet sorunlarını ele alan ‘2012 Beyannamesi:
İstanbul Ermeni Vakıflarının El Konan Mülkleri’ adlı kitap Türkçe
ve İngilizce olarak yayımladı.
Hrant Dink Vakfı’nın, Mart 2011 ile Ekim 2012 arasında 20 ay yürüttüğü araştırmanın ürünü olan kitap, sorunu tarihsel ve hukuki yönleriyle ele alıp, İstanbul’daki 53 Ermeni vakfının el konan taşınmazlarının kapsamlı bir envanterini çıkararak onlarca yıldır yaşanan hak gaspını ortaya koyuyor. Kitap, bugüne kadar, başta 1936 Beyannamesi olmak üzere türlü hukuki kılıflarla hakları gasp edilen Ermeni vakıflarının uğradığı haksızlıkları apaçık bir şekilde ‘beyan’ ettiği için ‘2012 Beyannamesi’ adını aldı.
ORTAK SORUNLARIN TARİHÇESİ
2012 Beyannamesi sadece İstanbul’daki Ermeni vakıflarının mülkiyet sorununa odaklanıyor, fakat vakıflar konusundaki tarihsel gelişim ele alındığından dolayı Rum ve Yahudi toplumu için de kaynak olabilecek bir nitelikte. Çıkan sonuçlar, Türkiye’deki azınlık toplumlarının hepsinin karşı karşıya kaldığı durumu büyük ölçüde yansıtıyor.
Osmanlı döneminden günümüze kadar varlıklarını sürdüren cemaat
vakıfları, gayrimüslim toplumların dini, kültürel ve sosyal
ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan kilise, sinagog, okul ve
hastanelerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için hayati önem
taşıyor. Devletin maddi destek vermediği bu vakıfların
yegâne geçim kaynağı, sahip oldukları mülklerin akarları.
Yıllardır yaşanan sorunlar, kaybedilen veya kullanılamayan mülkler
sebebiyle, vakıfların tamamına yakını, faaliyetlerini bütçe
açığıyla sürdürüyor. Bu açıklar, azınlık topluluklarının kendi
bünyeleri içinde toplamaya çalıştıkları bağışlarla kapatılıyor.
Genel kanının aksine, azınlık vakıfları taşınmaz zengini değil ve
hatta hiç taşınmazı bulunmayan Ermeni vakıfları da var.
Hrant Dink Vakfı’ndan ücretsiz olarak edinilebilecek kitapta, 200 kadar fotoğraf, 52 harita, 54 grafik, 30 sayfa tablo halinde, vakıfların sahip olduğu veya el konulan mülklerle ilgili bilgiler ayrıntılı şekilde belirtiliyor. Araştırmanın temel kaynakları, Hrant Dink, Agos, Avukat Diran Bakar ve Ermeni vakıflarının arşivleri.
KİTABIN İÇERİĞİNDE NELER VAR
Kitabın ilk bölümünde, azınlık vakıflarının gayrimüslimlerin yaşantısındaki yerini, tarihçelerini, tüzel kişilik tartışmalarının yanı sıra, devletin siyasi gelişmelere paralel olarak attığı çeşitli adımlar, örnek yargı kararları ve uygulamalarla ortaya konmuş. Ayrıca, Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde son dönemde yapılan iyileştirmeler ve bunların eksiklikleri de tartışılıyor.
İkinci bölümde, yaşanmış beş el koyma olayı derinlemesine inceleniyor. Bunlar, Boğaziçi Köprüsü’nün yapım aşamasında Halıcıoğlu Mahallesi’nden Kalfayan kurumlarının tümüyle yok oluşu; kendi satın aldıkları mülkte yıllarca kiracı olarak eğitime devam eden Bomonti Mıhitaryan İlkokulu’nun hikâyesi; Ermeni toplumunda nadir rastlanan hukuk mücadelelerine bir örnek olarak İstiklal Caddesi’ndeki İGS (İstanbul Giyim Sanayi) binasının geri alınma süreci; mazbutaya alınarak tasarrufu tamamıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne geçmiş olan Kasımpaşa Surp Hagop Kilisesi Vakfı ve Ortaköy’de kaderine terk edilmiş tarihi Andonyan Manastırı’nın hikâyesi. Türkiye kamuoyunda, Ermeni vakıflarının mülkiyet sorunu dendiğinde akla ilk gelen örnek olan Tuzla Çocuk Kampı’na el konmasının hikâyesine de bu bölümde yer alıyor.
Kitabın üçüncü ve son bölümünde ise, İstanbul’daki, Apostolik, Katolik ve Protestan Ermeni toplumlarına ait toplam 53 vakfın kısa tarihçeleri ve tespit edilebilen el konan mülkleri hakkında detaylı bilgi ve istatistikler yer alıyor. Bu bölümde, vakıfların hayrat ve akarları da, ilçe ve kimi zaman da semtler bazında hazırlanan haritalar üzerinde gösteriliyor.
BUGÜNE KADARKİ EN GENİŞ ENVANTER AMA...
Kitap İstanbul’daki Ermeni vakıflarının yaşadığı mülkiyet sorununa ilişkin, mevcut en kapsamlı çalışma ve envanteri içermekle birlikte, arşivler paylaşıldıkça tablo daha da genişleyecek ve netleşecek. Ayrıca, burada bahsi geçen taşınmazlardan pek çoğunun iadesi için vakıfların açtığı davalar devam etmekte, dolayısıyla bahsi geçen taşınmazların mülkiyet durumları sürekli olarak değişmekte. Çalışma yürütülen döneme denk gelen Ağustos 2011’de yürürlüğe giren 651 sayılı kanun hükmünde kararname kapsamında, azınlık vakıfları, el konan taşınmazlarının iadesi için başvurularda bulundu. Başvuruların bazıları kitabın tamamlandığı tarih olan Eylül 2012 itibariyle henüz sonuçlanmadı.
VAKIF MÜLKLERİNİN YARISINA EL
KONMUŞ
Çalışma sırasında, İstanbul’da 9 Ermeni kilisesinin ibadete kapandığını veya tamamen yok olduğunu, 34 Ermeni okulunun kapandığını ve 11 Ermeni mezarlığının mezarlık vasfını kaybettiğini tespit edildi.
Araştırma kapsamında, İstanbul’daki 53 Ermeni vakfın yıllar içerisinde toplam bin 328 adet taşınmaz edindiği tespit edilmiş ve bunlardan 580 taşınmazın mülkiyet sorunu yaşadığı saptanmış. Ayrıca 661 adet taşınmaza, değişik sebeplerle el konmuş. Bin 328 taşınmazdan 87 tanesinin akıbeti tespit edilememiş; yani mülkiyet sorunu yaşayıp yaşamadığını bilinmiyor. El konan 661 taşınmazın 143 tanesi, son 10 yıl içerisinde yapılan yasal değişiklikler sonucunda vakfına iade edilmiş.
Bu rakam da el konan 661 vakıf taşınmazının yüzde 21’ini oluşturuyor. Bu verilerin gösterdiği üzere, yapılan yasal düzenlemeler soruna çözüm getirmekten hâlâ çok uzak.