Ermeni sorunu Paris'te tartışıldı

Abone ol

Ermeni Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Emekli Büyükelçi Ömer Engin Lütem, Paris'te düzenlenen "Ermeni Sorunu Konferası"nda çarpıcı açıklamalar yaptı

Paris'teki Türk Turizm ve Tanıtma Ofisi'nde Ermeni sorunu ile ilgili bilgiler veren Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Ermeni Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Emekli Büyükelçi Ömer Engin Lütem, "Ermeni çetelerinin, Anadolu'da yakıp yıkmadığı yer kalmadı. Van vilayetimiz de bunlardan biridir. Belgeler açık ortadadır. Ermeniler, 521 bin insanımızı katletmiştir" dedi. ASAM tarafından Paris'teki Türk Turizm ve Tanıtma Ofisi'nde, Paris ve civarındaki Türk dernek başkanlarına Ermeni sorunu ile ilgili bir konferans verildi. Konferansın açılış konuşmasını Başkonsolos Aydın Sezgin yaptı. Sezgin, son yıllarda gündemden düşmeyen Ermeni sorunu üzerine kısa bir değerlendirme yaptıktan sonra sözü, ASAM Ermeni Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Emekli Büyükelçi Ömer Engin Lütem'e bıraktı. Konuşmasında Ermeni sorunu ve bu konudaki gelişmelerin tarihçesini anlatan Lütem, Ermeni sorunu deyince akla ilk gelen ülkelerden birinin Fransa olduğunu belirterek, "Fransa'da, bu konuda hiçbir konferans verilmediğini öğrendim. Bu durumda ASAM olarak kendimizi de suçlu buluyorum. Ermeni diasporasının en etkin çalışma ortamı bulduğu ülkelerin başında Fransa geliyor" şeklinde konuştu. Ermeni toplumunun kompleksli bir toplum olduğunu öne süren Emekli Büyükelçi Lütem, "Ermeni çetelerinin, Anadolu'da yakıp yıkmadığı yer kalmadı. Van vilayetimiz de bunlardan biridir. Belgeler açık ortadadır. Ermeniler, 521 bin insanımızı katletmiştir. Durum böyle olunca Enver Paşa, Ermeni çetelerini besleyen köyleri boşaltarak, çetelerin mezaliminden halkı kurtarmak için yer değiştirme olan 'Tehcir'i uyguladı. Bu esnada, kafileler bölgedeki Kürt eşkıyalarının ganimet için saldırılarına maruz kaldı. Kafileler Suriye'ye geçince de Bedevi çetelerin soygununa uğradı. Tehcir sırasında bazı görevli Jandarmalar da istenilmeyen nahoş olaylar yaptı, bunlar Osmanlı arşivlerinde kayıtlıdır. Osmanlı yönetimi daha sonra görevini kötüye kullananları yargılamış ve bazılarını asmıştır" ifadelerini kullandı. Lütem, Ermeniler'in bir zamanlar Trabzon ve Rize'yi istediklerini ifade ederek, "Ermeniler, hayalperest düşüncelerini gerçekleştirmek için bazı ülkelerin desteğini isteyerek, Türkiye'den toprak talebinde bulunuyor. Bu istekleri yeni değildir. Bunların atalarının, bir zamanlar bunlara öyle saçma istekleri oldu ki, Rize ve Trabzon'u bile Ermeni toprağı diye isteyecek kadar hayalperest oldular. Bu 2 vilayetimizde Ermeni nüfusu nerdeyse hiç olmadığı halde, 'bir ülkenin yaşayabilmesi için denize sınır olması gerektiği' prensibinden yola çıkarak, Rize, Trabzon gibi vilayetlerimizi istedi. Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan'ın Sovyetler Birliği'ne katılmasıyla Sovyetler ile bir antlaşma yapıldı. Ama bunu yeterli bulmayan Türkiye, Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan ile Kars Antlaşması adı altında bir anlaşma imzaladı. Buna göre Ermeniler'in, Türkiye'den toprak talebinde bulunmayacaklarına dair, kapı gibi imzaları vardır. Bu antlaşma her zaman geçerlidir. Hayalperest Ermeniler bunu bilmiyor" diye konuştu. Ermeniler'in terör olaylarına da karıştığını belirten Lütem, Ermeni terör olaylarının başlangıcını ise şöyle açıkladı: "ABD'de Ermeni bir halıcı, bizim oradaki başkonsolosumuzu tarihi bir halıyı Türkiye'ye hediye etmek üzere yemeğe davet eder ve yemekte aynı Ermeni, kalleşçe başkonsolos ve yardımcısını yemek masasında silahla vurur. Basın bu olaya geniş yer verdi ama Asala ve benzeri terör örgütlerinin Ermeniler'in sesini duyurduğu kadar duyuramadı. Ermeniler, çeşitli konularda birçok kitap yazdırdı, ama hiçbiri Lübnan'da Ebu Nidal'ın eğitim verdiği Ermeni terör örgütleri kadar ses getirmedi. Şimdiye kadar Ermeniler tarafından 32 Türk diplomat, 70 vatandaş öldürülürken, 500 kişi de yaralandı. 200 bombalama eylemini gerçekleştiren Ermeni terör örgütleri, bu eylemlerini 1983 yılındaki Orly'deki kanlı eyleme kadar sürdürdüler. Bu eylemde hayatını kaybeden 2 Türk'ün dışında Fransız ve başka ülke vatandaşları ölünce, Başta Fransa olmak üzere birçok ülke terör örgütüne silah bırakma çağrısında bulundu, böylece de olaylar durdu." Ermeniler'in 2-3 kuşaktır beyinlerinin yıkanarak, Türk düşmanı olarak yetiştirildiğini öne süren Lütem, "Ermenileri yönlendiren ve sözde Ermeni soykırımını gündemde tutan başlıca 3 etken vardır. Bunlar Ermeni Kiliseleri, Ermeni yardım toplama kurumları ile Ermeniler'in yaşadıkları ülkelerdeki bazı siyasi partilerdir. Ermeniler asimile olursa Ermeni Kilisesi cemaatsiz kalacak. Ermeniler asimile olursa Ermeni yardım kurumları para toplayamayacak, bazı siyasi partiler oy kaybına uğrayacak. Bundan dolayı 2-3 kuşak Ermeniler'in devamlı beyni yıkanarak Türkiye düşmanlığı işleniyor" ifadelerini kullandı. Emekli Büyükelçi Lütem, tehcirin soykırımla ilgisi olmadığını belirterek, "Sözde Ermeni soykırımını kabul eden çoğu ülke bilmiyor mu ki Türkler'in 1.5 milyon Ermeni'yi kesmediğini, elbet biliyor. Tarih arşivlerini araştırsınlar göreceklerdir ki Yahudi soykırımı ile Ermeni tehciri farklı şeydir. İstanbul, Aydın ve başka yerlerde yaşayan Ermeniler'e hiç dokunulmadığı, yer değiştirilmediği halde yalnız Doğu'daki Ermeniler tehcire tabi tutulmuşlardır. Soykırım olsa, Osmanlı topraklarındaki tüm Ermeniler tek yere toplanır Almanlar'ın yaptığı gibi, gaz odaları veya benzeri bir sistem kurularak bu işlem yürürlüğe konurdu. Var mı böyle bir girişim? Yok. Soykırımı nereden çıkarıyorlar? Türkiye'nin AB'ye 2000 yılında ciddi üyeliği gündeme gelince düğmeye bastılar ve her ülke sözde soykırımı tanımaya başladı. Meselenin gerçek yüzü budur" şeklinde konuştu. Daha sonra toplantıya katılanlara Ermeni sorunlarıyla ilgili olarak hazırlanmış CD'ler dağıtıldı.

Günün Önemli Haberleri