Ermeni evleriyle ilgili iddialara yanıt

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), Muş Merkez Kale Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi'nin hak sahiplerince kabul gördüğünü, evlerin Ermenilere ait olduğu iddialarının da gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

TOKİ'den yapılan yazılı açıklamada, Muş Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştirilen Muş Merkez Kale Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi ile ilgili basın yayın organlarında "TOKİ Ermeni evlerini yıkıyor" başlığıyla yayınlanan haberler üzerine, kamuoyunu doğru bilgilendirme ihtiyacı duyulduğu belirtildi.

Projenin 11.25 hektarlık alanda geçen yıl 2 Temmuz'da imzalanan ön protokolle başladığı ifade edilen açıklamada, proje alanının 21 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edildiği kaydedildi.

Ayrıca alana yönelik bu yıl 26 Nisan'da Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla acele kamulaştırma kararı alındığına işaret edilen açıklamada, proje alanında toplam 864 konut, 107 işyeri ve 600 kişilik cami yapılmasının planlandığı bildirildi.

Hak sahipleriyle görüşmelerin geçen yıl 4 Haziran-7 Ekim arasında gerçekleştirildiği belirtilen açıklamada, görüşmeler neticesinde proje alanında yer alan 349 hak sahibinden yüzde 78'iyle sözleşme imzalandığı, yapılan projenin hak sahiplerince kabul gördüğü vurgulandı.

Hak sahiplerinin, tapu devirleriyle birlikte alanı tahliyeye başladığı ifade edilen açıklamada, Muş Belediyesi ile konut tahliye tutanağı imzalayan hak sahiplerine kira yardımlarının yakın zamanda verileceği belirtildi.

Basın yayın organlarında yer alan her hak sahibinin 50 bin lira borçlandırıldığına ilişkin iddiaların da tamamen asılsız olduğuna işaret edilen açıklamada, " Sözleşmelerden anlaşılacağı üzere hak sahipleri, aldıkları bağımsız bölüm sayısına göre borçlandırılmıştır. Sözleşme imzalanan hak sahipleriyle tapu devirleri 4 Şubat-31 Mayıs arasında gerçekleştirilmiş, bu sırada tekrar görüşmeler yapılarak sözleşme imzalayan hak sahibi oranı yüzde 85'e ulaştırılmıştır" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, bazı basın kuruluşlarında yer alan, evlerin Ermenilere ait olduğuna dair söylemlerin de gerçeği yansıtmadığı, söz konusu haberlerin, basının kamuoyunu doğru bilgilendirme yükümlülüğüyle bağdaştırılamadığı bildirildi.

-"Tescilli yapıların katledildiğine yönelik haberler asılsızdır"

Protokol tarafı kurumlar ve müşavir firma tarafından çalışmalar başlamadan önce, Muş Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, oradan da Van Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünden görüş istendiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"İstenen görüşe yönelik ilgili kuruldan 8 Haziran 2011'de gelen yazıya göre, alanda sadece korunması gerekli ve tescilli 3 yapı bulunmaktadır. Bunlar Hacı Şeref Camisi, Ulu Cami ve bir eski kilisedir. Kentsel tasarım çalışmalarında alanda yer alan camilerin siluetini bozmamak amacıyla etrafına yüksek katlı konutlar yerleştirilmemiş, kilisenin etrafında da herhangi bir yapılaşmaya izin verilmemiştir. Anlaşılacağı üzere tescilli yapıların katledildiğine yönelik haberler de tamamen gerçek dışı olup asılsızdır."

Bazı yapıların tescillendiğine dair iddiaları içeren haberlerin de gerçeği yansıtmadığına işaret edilen açıklamada, Koruma Kurulunun, tescilli diye ibraz edilen yapı için gerçekleştirilen başvuruyu, kurul üyelerine sunmak üzere gündeme aldığı, bahsi geçen yapının tesciliyle ilgili herhangi bir kararın Belediye ve İdareye iletilmediği ifade edildi.

-"Projeyi, karalama kampanyalarına rağmen en iyi takdir edecek makam Muş halkı"

TOKİ'nin, Belediye Kanunu ve kendi mevzuatı kapsamında yerel yönetimlerle işbirliği halinde kar amacı gütmeden kentsel dönüşüm projeleri gerçekleştirdiği hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"İdaremiz, Muş Belediyesinin talebi ve ilgili Meclis kararlarıyla bu projeye destek vermekte olup, tamamen bilimsel veriler ışığında ve güncel mevzuat kapsamında çalışmalarını sürdürmektedir.

Muş Belediyesi ve İdaremizce yürütülen Kale Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi'ni kamuoyundaki karalama kampanyalarına rağmen en iyi takdir edecek makamın yine Muş halkı olacağı düşünülmektedir. Muş'un geleceğini etkilemek amaçlı, asılsız iddialara dayandırılan spekülatif haberlere itibar edilmemelidir."