Ermenek faciası davasında flaş gelişme
Abone olErmenek İlçesi'nde yaşanan maden faciasını konu alan mahkemede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı talep edilen soruşturmaya izin vermedi.
Karaman'ın Ermenek İlçesi'nde geçen 28 Ekim'de 18
işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 3'ü tutuklu 16
sanıklı davanın dördüncü duruşmasına bugün de devam edildi. Mahkeme
heyeti, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, bakanlığa bağlı
müfettişlerin soruşturulması için izin vermediğini açıkladı. Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da bakanlığa bağlı müfettişler için
soruşturmaya izin vermemişti.
Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya tutuklu
sanıklar Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar,
Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah
Özbey ve aynı şirketin teknik nezaretçisi Ali Kurt, taraf
avukatları ve madenci aileleri katıldı.
Geçen 15 Haziran günü başlayan ve 3 gün süren ilk duruşmada hakkında tutuklama kararı çıkan Has Şekerler Madencilik Şirketi'nin daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz Özsoy'un hala tutuklanmadığı ortaya çıktı. Özsoy, yaklaşık 3 ay tutuklu kaldıktan sonra, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.
Mahkeme heyeti üyelerinden hakim Tamer Demirsoy izinli olduğu için yerine hakim Neslihan Fidan katıldı. Bunun üzerine tutuklu sanık Abdullah Özbey'in avukatı, duruşmanın sağlıklı yürüyemeyeceğini ileri sürerek duruma itirazda bulundu, ancak itiraz reddedildi.
Mahkeme heyeti ilk olarak tanık Hamdi Kunt'u dinledi. Hamdi
Kunt, 20 yıl önce, maden faciasının meydana geldiği ocağın
karşısındaki bir ocakta çalıştığını ve sonra bu ocağın kapandığını
belirti. O dönemlerde her hangi bir su baskının olmadığını belirten
kunt, Saffet Uyar'ın da o zamanlar belediye başkanı olduğunu
söyledi.
ÇALIŞMA BAKANLIĞI DA İZİN VERMEMİŞ
Mahkeme heyeti, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bakanlığa
bağlı müfettişlerin soruşturulması için izin vermediğini açıkladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da bakanlığa bağlı müfettişler
için soruşturmaya izin vermemişti.
PATRONDAN, GRİZU PATLAMASININ ARAŞTIRILMASI
TALEBİ
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Abdullah Özbey'in, 29 Eylül 2015 günü
mahkemeye, madende kapalı alan olmasına rağmen sigara içildiğini ve
yaşanan olayın bir grizu patlaması sonucu olabileceği ve bunun
araştırılması için talepte bulunduğu hatırlattı. Özbey'in, ölen
işlerin vücutlarında yanık izlerinin olup olmadığının
araştırılmasının talep ettiği belirtildi.
Abdullah Özbey'in avukatları, sanıklarının tutukluluk süresinin
uzun olduğunu ve bunun yasalara uygun olmadığını ileri sürüp,
Özbey'in tahliyesini talep etti. Sanık avukatları, daha önceki
duruşmalarda madenci ailelerinin, sanıklara hakaret ettiklerini ve
sanıkların mağdur olduğunu belirtti. Bunun üzerine salonda
duruşmayı izleyen ölen madenci Ömer Cansu'nun annesi Pakize Cansu,
"Suçlu onlar değil. Biziz. Onlar bayram etsin, biz ağlıyoruz" diye
tepki gösterdi. Bu sırada ölen madenci Mehmet Tokat'ın eşi Zeynep
Tokat da sanık avukatlarına tepki gösterdi. Mahkeme başkanı her iki
madenci yakınının dışarı çıkartılmasını istedi.
Duruşma, öğle saatlerinde verilen aranın ardından yeniden devam
etti. Tutuklu sanık Saffet Uyar'ın avukatı Şeref Han, taşeron
sözleşmesinde bile her şeyin ruhsat sahibi lehine olduğunu, ocaktan
çıkartılan madenlerin satışlarını bile ruhsat sahibinin yaptığını,
o yüzden Saffet Uyar'ın mağdur olduğunu ileri sürdü. Sondaj
makinası alımı konusunda da ruhsat sahibinin yetkili olduğunu ileri
süren Şeref Han, tutuklu sanık Abdullah Özbey'in daha önce 650 bin
liraya yer üstü sondaj makinası alıp, 350 bin liraya sattığını
iddia etti.
MADENCİ EŞİ: "SUÇLU KİM?"
Duruşmada sanıkları savunan avukatların, suçlamaları birbirlerinin
üzerine atması üzerine duruşmayı izleyen madenci eşi Şadiye
Çoksöyler,"Madem bunların hepsi suçsuz, o zaman suçlu kim?"
dedi.
Mahkeme heyeti, dosyanın Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne
gönderilerek, bilirkişi heyetinde görüşülmesine, sanıkların
tutukluluk hallerinin devamına karar verip, duruşmayı 25 Kasım
tarihine erteledi.
İSTENEN CEZALAR
Davada sanıklardan 14'ü, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin
ölümüne neden olma' suçundan 20- 25 yıl hapis istemiyle, diğer
sanıklardan 1'i 'Yetkisi olmadığı halde belgelere imza atmak',
diğeri de faciayı 'Bildirme yükümlülüğünü ihlal' suçlamasıyla
yargılanıyor. Ölen madencilerin aileleri ile 1-2 yaşlarındaki
çocuklarının da bulunduğu 62 kişinin şikayetçi olarak yer aldığı
davada, aralarında aynı madende çalışan işçilerin de olduğu 45 kişi
tanık olarak bulunuyor.