Erman Toroğlu Azizliği
Abone olErman Hoca, Aziz Yıldırım'a fena yüklendi. Yıldırım'ın inşaat işlerinden giren hoca, federasyondan çıktı.
Erman Hoca, Aziz Yıldırım'a fena yüklendi. Yıldırım'ın inşaat
işlerinden giren hoca, federasyondan çıktı.
Yazar : Erman Toroğlu
Kaynak: Hürriyet
-----------
Yıldırım'ın eseri
İnşaat yapmakla, iş adamı olmakla, kulüp başkanlığı ve yöneticiliği
farklı işlerdir. İnşaatta alttaki tuğlayı çekersen, duvar üzerine
yıkılır. Ama futbolda en üstteki bir tuğlayı bile yanlış
koyamazsın.
AZİZ Yıldırım hem yönetimdeki kader arkadaşlarıyla, hem
Fenerbahçeliler ile, hem rakipleriyle, hem de Futbol Federasyonu
ile top gibi oynamaya kalktı. Böyle bir güç şahıs olarak kendisinde
olamaz. Olmasına da imkan yok. Nerden aldı bu gücü? Fenerbahçe
taraftarlarından.
Daum ile 2 sene şampiyon oldu. Oldu ama, Lucescu bile verdiği son
beyanatta Daum’a yüklenmiş ve önemli bir cümle söylemiş...
"Ben Aziz Yıldırım’ı beğenir ve severim. Alınan iki şampiyonlukta
da onun emeği çok fazla" demiş.
Luca ne diyor?
Cümle enteresan. Ama benim anladığım kadarıyla Lucescu, "Ben
Beşiktaş’ta açık ara puanla şampiyonluğa giderken, Fenerbahçe arayı
kapattı ve şampiyon oldu" demek istiyor.
Lucescu Türkiye’den ayrılırken Türk futbolunun Romanya’nın
Çavuşesku döneminden daha kötü olduğunu dile getirmişti.
Demek ki, bir senede her şey düzeldi. Türkiye Çavuşesku dönemini
bırakıp, İngiltere’deki mükemmel futbol düzeyine geldi. Onun için
de Lucescu gelmek istiyor.
Aziz Yıldırım’ın yaptığı oyun çok kolay. Koca bir ilk yarı boyunca
ve ikinci yarının ilk 4 maçına kadar Fenerbahçe hiç bir şey
oynamadan ferdi başarılarla, zaman zaman da lehlerine verilen hakem
kararlarıyla işi götürdü. Sonra 4-5 maç fena oynamadılar. Ama en
sonunda tekrar o eski düzene döndüler. Aslında Galatasaray’ı ve
Trabzon’u yenen Fenerbahçe, eğer Allah yardım etseydi, yine
şampiyon olacaktı. Ama O Hasan Kabze’nin bitime 17 saniye gelen
golü her şeyi değiştirdi. Galatasaray şampiyon oldu. Sarı
kırmızılıların 10’da 1 oranında şampiyon olma şansı vardı. Eğrisi
doğrusuna denk geldi. Yukarıdaki arkadan olanca gücüyle itti,
Fenerbahçe’yi de köstekledi ve Galatasaray şampiyon oldu.
Aslında Galatasaraylı oyuncular bile maçtan sonra şampiyon
olduklarına inanamadılar. Sarı kırmızılılar, özellikle futbolcular
yapabilecekleri tavanı yaparak mücadele ettiler.
Burada Fenerbahçe kendisine dönecek ve "Ben nerede hata yaptım"
diyecek. Kulüpte kimseyi konuşturmayan, söz hakkı vermeyen Aziz
Yıldırım, Beşiktaş kupa finali öncesinde siyah beyazlı yönetim
kurulunu aşağılayıcı beyanat vererek, rakibini hırslandırdı ve
Türkiye Kupası’nı kaybettiler.
Küfüre karışmam
Galatasaray maçından önce hiç gerek yokken, "Ben küfüre karışmam"
diyerek, açılan pankartlara engel olamayarak, kamuoyunun
kendilerine cephe almasına sebep oldu. Herkesle kavga etti. Kendi
yönetimindeki deve dişi gibi isimler olan 6 kişiyle geçinemedi.
Bakın arkadaşlar... Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören,
"Ben Galatasaray’ın şampiyon olmasını istiyorum" diye beyanat
veriyor. Galatasaray İkinci Başkanı buna karşılık "Ben Beşiktaş’ın
Türkiye Kupası’nı almasını istiyorum" diyor.
Eğer Aziz Yıldırım herkes ile kavga etmeseydi. Geldiği günlerdeki
gibi barışçıl bir görüntü çizseydi. Sorunları kördüğüm yapmak için
değil, çözmek için uğraşsaydı. Yıldırım Demirören ile Adnan
Polat’ın bu sözlerine kamuoyundan inanılmaz tepkiler gelirdi. Ama
çıt çıkmadı.
Neden? Aziz Yıldırım yüzünden. Aklı başında Fenerbahçeliler bile
tehlikeyi sezdiler. Ama Aziz Yıldırım sezemedi. O hala "Bizi
çekemiyorlar" edebiyatındaydı. Peki şimdi Aziz Yıldırım’a
soruyorum. Bir stat yapıldı, çok güzel. Bunun biletleri satılıyor.
Bunları kaçar yıllık satıyor.
Stat geliri nolacak?
Yarın bir gün yönetimden giderse, gelecek yönetim stat gelirinin ne
kadarından faydalanacak. Veya ne kadarının gelirinden mahrum
kalacak. Kulübün borcu ne kadar? Transfer edilen oyuncular ve bu
kadar maliyete rağmen gelmeyen iki kupanın bedeli ne kadar? İkinci
oldukları için Şampiyonlar Ligi’nde iki ön eleme oynayacaklar.
Eğer birinci turu geçerlerse, ikinci önelemede karşılarına
Avrupa’nın üst düzey takımı çıkacak. Eğer Şampiyonlar Ligi’ne
katılamazlarsa ne yapacaklar? Bundan sonra Aziz Yıldırım’ın işi çok
zor. Ama sakın hiç kimseye suç bulmasın. Eskisi gibi gündem
değiştirmek için de zorlama çabalara girmesin.
Kellesi uçurulacak Daum vardı. O gittikten sonra yeni teknik
direktör isimleri ortaya atılacak. Ve Fenerbahçe taraftarı
uyutulmaya devam edilecek.
Yarın bir gün Galatasaray da stadını yaparsa, Fenerbahçe ile
arasındaki fark ne olacak? Tarihlerinin ekonomik olarak en kötü
dönemini yaşayan iki rakibine kupaları veren Fenerbahçe.
İnşaat yapmakla, iş adamı olmakla, kulüp başkanlığı ve yöneticiliği
farklı işlerdir. İnşaatta alttaki tuğlayı çekersen, duvar üzerine
yıkılır. Ama futbolda en üstteki bir tuğlayı bile yanlış koyarsan,
bu sene yaptığın gibi iki kupa için yola çıkıp, birini bile
göremezsin.
Hikaye anlatmayın
DAUM ve Aziz Yıldırım hala 6 yabancı mazeretine sığınıyorlar.
Hikaye anlatmaya devam ediyorlar. Bu Fenerbahçe kadrosunun önünde
şampiyon olan Gerets’li Galatasaray, sezon boyunca kaç tane genç
oyuncuya yer verdi ve kaçar dakika oynattı. Acaba bunu Daum ve
Yıldırım farkettiler mi?
DÖNME dolap oldun
TARİH 1 Mayıs 2006... Anadolu Ajansı Denizlispor Başkanı Ali
İpek’in "Bu ligin şaibeli olduğunu herkes söylüyor" başlığı
altındaki bir açıklamasını geçiyor. "İster ligde kalalım, ister
kalmayalım. Ki kalacağız. Buna herkes inansın. Fenerbahçe maçından
sonra ligde dönen tüm dolapları, detaylarıyla kamuoyuna
açıklayacağım. Çünkü bu ligin şaibeli olduğunu herkes söylüyor"
diye devam ediyor.
Peki Ali İpek şimdi ben sana soruyorum? Bu şaibeli dediğin ligde
kümede kaldın. Kaldığın gibi yukarıdaki söylediklerini yedin.
Hiçbir şey açıklamadın. Kamuoyuna dönen dolapları detaylarıyla
söyleyemedin. Ya ilk söylediklerin yalandı. Rüzgar yaptın. Veya
Futbol Federasyonu’nu ve diğer kişileri tehdit ettin.
Denizli’de Türk futbol tarihindeki ilk kez 16 dakikalık bir uzatma
oynandı. Ali İpek şaibeli dediği ligde bu 16 dakika ile takımını
kümede bıraktı. Çünkü oyunun durması Denizli’nin lehine,
Fenerbahçe’nin aleyhineydi.
Dönen dolaplar
Şunu net olarak söylüyorum. Ben bu maçta hakemin yerine olsaydım, o
atılan konfetilere rağmen maçı devam ettirirdim. Bakalım o zaman o
konfetiler, Fenerbahçe’nin elinde mi patlardı. Yoksa Ali İpek’in
Denizlispor’una mı...
Ama Ali İpek şimdi aslanlar gibi gülüyor. Gerile gerile geziniyor.
Bütün bu söylediklerini yedikten sonra dönen dolapları bir tarafa
bırakalım. Sen dönme dolap oldun.
Bakalım Haluk Ulusoy’un federasyon seçimlerindeki silah arkadaşı
Ali İpek’in Denizlispor’una nasıl bir ceza gelecek?