Erken seçim olacak mı ?
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bizim iddiamız erken seçim değildir. önümüzdeki seçimlerin şartları Türkiye’de en güzel şekilde cereyan ...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bizim iddiamız erken seçim
değildir. önümüzdeki seçimlerin şartları Türkiye’de en güzel
şekilde cereyan edecektir" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, TRT Genel
Müdürlüğü’nde basın mensuplarıyla kahvaltılı basın toplantısında
biraraya geldi. Arınç, siyasi istikrarı yıpratmaya yönelik birtakım
çabaların olduğuna işaret ederek, "Son zamanlarda siyasi istikrarı
yıpratmaya yönelik, Sayın Başbakanı yıpratmaya yönelik birtakım
çabaların olduğu kesin. Muhalefet, legal yollardan hükümeti
yıpratabilirler. Geçmişte bu tür olaylar yaşansaydı orada hükümet
kalmazdı, çünkü çok kırılgan bir yapı vardı. Siyaset dışı kurumlar
parlamentoya ve hükümete kolaylıkla müdahale ediyordu. Türkiye,
vesayetlerin, müdahalelerin, sivil asker ilişkilerinin, demokratik
bir ülkede olması gerektiği gibi yeniden kurulduğu, darbelerin geri
dönülmez şekilde yok olduğu bir dönem yaşıyor" dedi.
2014 yılının AK Parti hükümeti bakımından yeniden bir başarı yılı
olacağına inandığını belirten Arınç, "Sancılar, birtakım olaylar
hiç beklenmedik şekilde ortaya çıkabilir. Bunlar bir sınamadır.
Bugünkü rakamlarla sandığa gidildiğinde yeniden güven tazelenmesi
olacağına inanıyorum" diye konuştu.
Ergenekon ve Balyoz Davaları’yla ilgili Genelkurmay Başkanlığı’nın
yaptığı başvurunun hatırlatılması üzerine Arınç, "Devam eden
davalar konusunda yargılamanın iadesi söz konusu değildir. Delil
getirmek serbesttir.dava bitene kadar, sanık, şüpheli veya avukatı
şuna da bakılsın derse mahkeme buna bakar ama bu yargılama sürecini
kesmez. Bir genel af veya af beklentisi içinde hiçkimseolmasın.Af
kelimesi çok tehlikeli bir kelime. Bunu parlamentodan biri
konuşursa olumlu veya olumsuz bir beklenti oluşur. Sayın
Başbakanımız şu veya bu hükümlüler için af konusunu getirmeyiz.
Meclisin bir affı nasıl çıkaracağı nitelikle çoğunluğa
bağlanmıştır. Hükümet olarak bizim böyle bir düşüncemiz yok"
ifadelerini kullandı.
Başvurunun içeriği ile ilgili bilginin olmadığını anlatan Arınç,
"Genelkurmay Başkanımızın silahlı kuvvetler mensubu, bu büyük bir
ailedir. Yargılanan kişilerin aileleri, çocukları vardır. Bunun
gerektiğince değerlendirilmesi gerekir. Ya bu iddiaları
değerlendirdikten sonra bu konuda yapılacak birşey yoktur’
diyebilir. Biz yargının adil yargılaması geçmişten beri istiyoruz.
Uzun tutukluluk sürelerinde, tahliyelerin başlaması gerektiğini
düşünüyorum" dedi. Arınç, tahliyelerin mutlaka bir an önce
yapılması gerektiğine dikkati çekti.
Hatay’da yakalanan TIR’lara ilişkin bir soru üzerine Arınç,
"Herşeyi 17 Aralık’ta yaşanan olaylarla irtibatlı görmeyelim. ama
zannediyorum bu bir süre devam edecek. O bölgede dikkat çekici
olaylar gemişten bu yana yaşanıyor. Suriye’deki insanların barınma
ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Suriye’nin kuzeyinde yaşanan olaylar
malum. Bir TIR’ın şüpheli olması nedeniyle durdurulmuş, MİT
mensupları bu olaya müdahale etmeyin demiş. Valiliğee resmi bir
yazı göndermek suretiyle bunu teyit etmiş. Orada bir tutanak
tutulmuş. MİT Kanunu’nunda belli hükümler var. Şüphesiz, bütün bu
dedikodular İçişleri Bakanı tarafından nasıl karşılandığı
önemlidir. Dün, açıklama üzerine açıklama yapan CHP’li
milletvekillerini dinledim üzüldüm. Çünkü bunlar taraflı
insanlardır. onların Esad’la özel duygusal bağlarının olduğunu
biliyoruz. Dolayısıyla onların sözlerine itibar etmek durumunda
değiliz. bu yardımların Suriye’deki belli gruplara gittiğini
söylüyoruz. kış şartlarına girdiğimizden dolayı Suriye’ye yardım
başlayacak" ifadelerini kullandı.
TRT’DEKİ FİŞLEME İDDİALARI
Arınç, TRT’de fişleme yapıldığı iddialarına ilişkin, "Böyle bir
fişlemenin kesinlikle doğru olmadığını düşünüyorum. Bizim
hükümetimiz, tüm mensuplarımız zamanında fişlenmiştir.
Çocuklarımıza, ailemize varıncaya kadar. Pek çok insan düşünceleri
bakımından geçmişte fişlenmiştir. Bunu yapanlar utanmıştır, o
zamanın şartları içinde bunu yapanlar yargı önünde hesap vermiştir.
Hükümet olarak bunun mağduru olduğumuz için, siyasi görüşünü içine
alacak bir fişleme yapmadık bunu ahlak dışı sayarız. Bütün bu
konudaki fişlemeler geçmiş dönemlerde yapılmıştır. Kendisini devlet
içinde devlet olarak görenler tarafından yapılmıştır. Biz, bu
fişlemelerden yana hiçbir zaman olmadık. Bunu kendimize inkar
sayarız" ifadelerini kullandı.
"HAK KAYBINA UĞRAMIŞ PERSONEL VARSA ONLAR İÇİN YARGI YOLU VAR"
Görev değişikleri ve yer değiştirilmesi konusunda yapılan bazı
işlemlerin olduğunu anlatan Arınç, "Meclise gelen bir daha Sivas’ın
öte yanına gitmiyor. Meclis’e gelmek bir ayrıcalıksa, bunu herkes
için düşünmek lazım. ’Siz gideceksiniz, yerinize yeni arkadaşlar
gelecek’ dedim. Kendi korumalarım da dahil.Yine bizim korumalarımız
da dahil şark hizmeti gelenlerin hepsini gönderdiler. Buna benzer
zamanı gelmiş olanları bu kapsam içine sokarsanız haksızlık yapmış
olursunuz. Yerlerinden alınan, hak kaybına uğramış personel varsa
onlar için yargı yolu var. Her kurumda buna benzer bir kıyımın
olduğunu söylemek doğru değil" dedi. ’Bunların cemaatle ilişkisi
vardır’ demenin büyük bir haksızlık ve yanlışlık olduğunu söyleyen
Arınç, Ahmet Böken’in tedbiren bulunduğu görevden alınmasını bir
haksızlık olarak görmediğine işaret etti.
Bir gazetecinin, "Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın Reza
Zarrab’la Bakanlığı döneminde Umre’ye ziyaret gerçekleştirmesi bazı
basın yayın organlarına yansıdı. Neler söyleyeceksiniz" sorusuna
Arınç, "Bu Sayın Çağlayan’ı doğrudan ilgilendiren bir konu. Onun
dışında fikir beyan etmem doğru değil. O iş adamı bir başkası
olsaydı böyle bir başlık o gazetenin önüne gelmezdi. Söz konusu
Rıza Sarraf ve Sayın Çağlayan olunca son yaşadığımız olaylara denk
düştüğünü gazete değerlendirmiş olmalı" cevabını verdi.
İSRAİL VE TÜRKİYE ARASINDAKİ İLİŞKİ
İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkiye ilişkin değerlendirmede
bulunan Arınç, "Bizim yapacağımız iş bir uluslararası sözleşme ve
bunun Meclis tarafından uygun bulunmasıdır. Ben tazminat
görüşmelerin başarıyla sonuçlanmasını istiyorum. 9 yurttaşımız,
kardeşimiz şehit oldu. Maddi ve manevi zarar gördük. Açılan davalar
var, bunlar devam ediyor. Yargı süreci de devam ediyor. Top onların
ayağında, onlar kabul ederse böyle bir sözleşmeyi imzalayacak
noktaya geliriz. Henüz böyle bir noktada değiliz" diye konuştu.
Bir soru üzerine Arınç, "Bazı olaylar devlet veya bürokrasi içinde
bazı kişilerin görevlerini kötüye kullandığını gösteriyor. Bunların
sayısı çok şükür ki az. Bazı olayların Türkiye’yi içeride ve
dışarıda zor durumda bırakmak amacıyla hareket ettiklerini
gösteriyor. Küçük grupların böyle eylem yapmasını hiçbir devlet
faaliyet alanı olarak göremez. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2-3 sene
önce TBMM’de yaptığı konuşmayı hatırlıyorum, ’devletin iki yüzü
olmaz, bir yüzü olur o da hukuktur ’demişti. Herkesin kendi yetki
ve sorumluluğunu bilmesi lazım. Paralel yapı veya devlet içindeki
çeteler çok konuşulduğu için bir güce sahipse aslolan bizim ve
bizden sonra gelen hükümetlerin onlarla mücadele etmesidir. Bunlar
hukuk içinde yapılacaktır. Belli yerlere bağlılıklarını devletin
kanunlarının üstünde tutan anlayışla haksız işlemler yapılıyorsa
bunların hukuk çizgisine çekilmesi gerekir" dedi.
"BİZİM İDDİAMIZ ’ERKEN SEÇİM’ DEĞİLDİR"
Erken seçim olacağı yönündeki iddialara ilişkin değerlendirmede
bulunan Arınç, "Cesaretsiz davranan hangi siyasi parti erken seçim
isteyebilir. Bizim iddiamız erken seçim değildir. önümüzdeki
seçimlerin şartları Türkiye’de en güzel şekilde cereyan edecektir"
şeklinde konuştu.
Kuzey Irak’la olan ilişkilerin olumlu olduğunun herkes tarafından
bilindiğine işaret eden Arınç, "Bizim merkezle de işbirliğimizin
böyle bir çalışma için de uygun olması gerekir. Nakille ilgili veya
Türkiye’nin kazancıyla ilgili Kuzey Irak’ın menfaatleri olabilir.
Oradan bazı bakanlar geldiler, Başbakan Maliki’nin Türkiye’ye
gelmesi söz konudur. Irak’ta yaşanan terör olaylarından dolayı
endişemiz var. Enerji konusundaki mutabakat gerçeğe dönüşüyor.
Ülkelerin karşılıklı olarak ilgilendiren konularda herşeyi dışarıda
konuşmak bu ilişkileri zedeleyebilir" ifadelerini kullandı.
(İHA)