Erken seçim mi koalisyon mu? Koru yazı tura attı
Abone olFehmi Koru, erken seçim ve koalisyon tartışmaları için 'yazı-tura' attığı yazısında, erken seçimin AK Parti'ye tek parti ikitdarı getirmeyeceğini söyleyerek uyarı gibi bir mesaj verdi.
İNTERNETHBAER.COM-7 Haziran seçimlerinden bugüne
belirsizliğini koruyan erken seçim ve koalisyon tartışmaları için
Habertürk'ten Fehmi Koru bugünkü yazısında 'fal'
baktı.
"HÜKÜMETİN İŞİ FALA DÖNDÜ"
Koru, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun kritik görüşmelerinden sonra 'tam kuruluyor' diye
ferahlarken, aynı akşam Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, "Perşembe
günü tarihi açıklama olacak diye beklememek lazım" ifadesinin kafa
karıştırdığını söyleyerek, hükümetinin işinin 'fal'a döndüğünü
ifade etti.
ERKEN SEÇİMDE, UFUKTA TEK PARTİ İKTİDARI VAR
MI?
Kamuoyu yoklamalarının ve anketlerin, AK Parti açısından erken
seçimi düşündürtecek kadar pozitif olmadığını söyleyen Koru, erken
seçim sonuçlarında da 4 partili Meclis tablosunun pek
değişmeyeceğini; tablo değişmezse ufukta tek parti iktidarının da
olmayacağını ifade etti.
KORU'DAN ERKEN SEÇİM VE 'SEÇMEN' UYARISI
Koru, "Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu’ndan birinin yerinde
olmayı, sırf ülke için doğru olanın kendi çıkarına da uygun
olduğunu diğerine gösterebilmek için isterdim..."
diyerek, "Çok açık biçimde verdiği mesaj dinlenmediği için kızarsa
seçmen ve oyunu o kızgınlıkla kullanırsa ne olacak? Olup bitenleri
algılaması istendiği gibi değil de, kendi iradesini bozmak ve
değiştirmeye zorlamak olarak görür ve buna tepki verirse?"
ifadeleriyle uyardı.
PARANIN YAZI VE TURA TARAFI
Kılıçdaroğlu'nun "Bana göre kurulmayacak" çıkışının umutsuz bir
tablo çizdiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da, hükümetin
bugün-yarın kurulacağı yolunda ipucu vermemesinin altında ve
konuşmasının satır aralarında 'hükümet konusunda gereksiz umutlar
vermek istemediği'nin yattığını söyleyen Koru, bu tavlonun paranın
'yazı' tarafı olduğunu, 'tura' tarafının ise şöyle olduğunu
anlattı:
"İki parti neden haftalardır saatler süren görüşmeler yürütüyor,
neden o görüşmelerden hareketle iki lider bir araya geliyor?
Ülke bir hükümet bekliyor da ondan...
Sandıktan tek partinin hükümet kurabileceği bir sonuç çıksaydı,
şimdiye kadar çoktan yeni Bakanlar Kurulu oluşmuş, güvenoyu almış
olurdu. AK Parti’nin oyları ancak 258 milletvekili çıkarmaya yetti;
276’nın biraz aşağısında kalarak... Bu durumda hükümeti kurmak için
diğer 3 partiden birinin desteğine ihtiyacı var.
CHP koalisyon ortağı olmaya razı oldu ve bugüne öylece
geldik...
Hükümeti CHP’yle kuramazsa AK Parti, önünde 2 seçenek daha var;
ancak onların önü MHP tarafından kapatılmış durumda.
Görüşen partiler (AKP ile CHP) koalisyon oluşturamazsa başka ikili
seçenek bulunmuyor. Ya AKP “azınlık
hükümeti” denenecek ya da 45 gün dolacağı için “seçim
hükümeti”...
İyi ama bu, seçmenin sandıktan çıkan kararına, yani
“milli irade”ye aykırı olmayacak mı?
Bugün yeniden bir araya gelecek iki liderin üzerinde düşünmesi
gerekli en önemli soru bu.
Vatandaş sandık başına gitti; seçime katılım büyüktü. Bayağı yoğun
geçen kampanya süresince kendisine anlatılanlara bakıp kararını
sandığa yansıttı. İktidar partisinin ileri gelenleri
“Mesajı aldık” derken, herhalde
vatandaşın oyuyla ne dediğini kastediyorlardı.
Muhalefet de mesajı almış olmalı.
Peki neden şimdi o mesaj unutuldu?
Yoksa vatandaşın hata ettiği, kendisine yeniden fırsat
verilirse hatasını düzelteceği mi
düşünülüyor?
Kamuoyu yoklamaları böyle düşünülmesine müsait değil. 4 partili
Meclis tablosu pek değişmeyecek; tablo değişmezse ufukta tek parti
iktidarı yok demektir...
Çok açık biçimde verdiği mesaj dinlenmediği için kızarsa seçmen ve
oyunu o kızgınlıkla kullanırsa ne olacak? Olup bitenleri algılaması
istendiği gibi değil de, kendi iradesini bozmak ve değiştirmeye
zorlamak olarak görür ve buna tepki verirse?
Bu arada kimbilir daha ne gelişmeler yaşanır tekrarlanacak seçime
kadar...
“Âbistan-ı safâ vü kederdir leyâl hep / Gün doğmadan meşime-i
şeb’ten neler doğar” (Geceler neşe de keder de doğurur / Gün
doğmadan geceden neler neler doğar) demiş eskiler...
Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu’ndan birinin yerinde olmayı, sırf ülke
için doğru olanın kendi çıkarına da uygun olduğunu diğerine
gösterebilmek için isterdim...