Erken seçim için 2 ilde buçuk oy hesabı
Abone olErken seçime 27 gün kala Muharrem Sarıkaya AK Parti ve HDP'nin Aydın ve Muğla'da 'buçuk' oylar için kıran kırana rekabete girdiğini yazdı.
İNTERNETHABER.COM-1 Kasım erken
seçimlerine doğru geri sayım hızlandıkça, partilerin erken seçim
için hazırlıkları da hız kazanıyor, rekabet daha da çekişmeli bir
hal alıyor. Özellikle tek başına iktidar olmak için çaba sarfeden
AK Parti ve artan terör olaylarının ardından 'baraj' tartışmaları
yeniden gündeme gelen AK Parti, seçim sonucunun kaderini
etkileyecek 'kıl payı' oyların peşine düştü.
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya seçime 27 gün kala, oy
dağılımının kritik bir tablo oluşturduğu illerde seçmen nabzını
tutuyor. Sarıkaya, CHP'nin başat parti olduğu Ege illerinde halkın
eğilimlerini araştırdı. Köşesinden Aydın ve Muğla'daki notlarını
aktaran Sarıkaya, 2 ilde CHP'nin son milletvekili adayı üzerine
oynandığını, 1 milletvekili kapabilmek için çok çetin bir strateji
savaşının güdüldüğünü ifade etti.
"EGE'DE HER PARTİ BUÇUK HESABI YAPIYOR"
Sarıkaya'ya göre, genel olarak Ege'de her parti, 7 Haziran
öncesi olduğu gibi bu seçimde de buçuk hesabı yapıyor. 3 parti,
bölgede birinci parti olması nedeniyle ağırlıklı olarak CHP’nin
çıkardığı son vekilliği gözüne kestiriyor. Bazı seçim
bölgelerindeyse MHP ve HDP, ikinci durumda olan AK Parti’nin bir
vekilliğini kapma yarışı veriyor. Kırılma beklenmeyen Ege’de, 1
Kasım seçiminin ana arterini bu kez ‘başkanlık sistemi tartışması’
değil ‘terör’ oluşturuyor.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlarla 'Ege'de son durum'
analizi:
"OVADA YAŞAYANLAR SOLA, DAĞDAKİLER SAĞA,
KIYIDAKİLER..."
Geçen seçimde gezdiğim illere yenilerini ekleyip dolaştığım efeler
diyarında, bu seçim de büyük bir değişiklik görünmüyor. Yıllardır
işleyen seçmen davranışı bu seçimde de benzerlik gösterecek. Yine
ovada yaşayanlar sola, dağ köylerindekiler sağa çalışacak; kıyıda
hayat bulanlar da sol kimliğinden bir nebze olsun ödün
vermeyecek.
"AK PARTİ ERDOĞAN'IN ARDINDAN ÖNEMLİ BİR MOTOR GÜCÜNÜ
KAYBEDECEK"
Seçime kadar büyük bir olay veya siyasi gelişme söz konusu olmazsa,
Ege’de ne dağ ovaya akacak, ne ova dağa taşınacak, ne de
kıyıdakiler kararlılığından vazgeçecek. Bütün bunlara karşın, geçen
seçim iki partinin bir milletvekilliğini kıl payı kaybettiği Aydın
ile yarışın kızıştığı Muğla’da sandık sürprizlere açık olacak.
Bürokrasi de önceden koalisyonu satın aldığı için geçen seçimde
yaşandığı gibi AK Parti lehine bütün varını yoğunu dökmeyecek; daha
temkinli bir tavır içinde hareket edecek. Bürokrasinin temkinliliği
nedeniyle AK Parti uzun yıllar sonra Erdoğan’ın ardından önemli bir
motor gücünü daha kaybedecek. Bunun nedenlerini ve detaylarını 2
gün daha sürecek izlenimlerimde aktaracağım.
BENZERLERİN MÜCADELESİ
Ege’de geçen seçim ile bu seçim arasındaki en önemli fark partiler
arasındaki mücadelenin yönü. Geçen seçim AK Parti, MHP ve HDP,
bölgede oy potansiyeli yüksek CHP’den oy kapmak için propaganda
yaparken, bu seçimde mücadeleyi birbirlerine yöneltmişler.
AK Parti, MHP’den oy koparmak için yoğun milliyetçiliğe yönelirken;
HDP, AK Parti seçmeninin ilgisini kazanmak için mücadele ediyor.
MHP ise geçmişte AK Parti’ye giden oylarını yeniden yuvaya
çekebilmenin hesabı içinde. Karşıt saldırılardan uzak CHP ise daha
yumuşak, uzlaştırıcı politikasıyla puan topluyor.
ANA ARTERİ TERÖR
Şurası kesin ki Türkiye gibi Ege’de de seçimin ana arteri terör...
Hangi kahvehane, pazaryeri veya tarlaya gitseniz, sohbetin ilk
konusu terör oluyor. Geçen seçimse aynı bölgelerde ana arter
Cumhurbaşkanı’nın konumu ve başkanlık sistemi üzerineydi. O dönem
Menderes Ovası’nı sel basması nedeniyle ekonomi ve HDP’nin barajı
aşıp aşamayacağı konuları da Ege’deki genel atmosferi tamamlayan
diğer başlıklardı.
Ege seçmeni geçen seçimin mücadele alanlarını çoktan unutmuş;
HDP’nin barajı geçmesi mesele olmaktan çıkmış, hatta milletvekili
çıkaracak duruma getirmiş.
HDP EGE’DE BASTIRIYOR
Seçmen her kesimi doğrudan etkileyen teröre odaklanmış. Çünkü
milliyetçi kesim, gelen şehitlerden etkileniyor. Bir zamanlar
bölgeye tarım işçisi olarak gelip bugün tarla sahibi olan, önemli
sayıda nüfusa ulaşmış Kürt yurttaşlarsa terör olaylarının acısını
doğrudan hissediyor. Nedeni de akrabalarıyla bağlarının devam
etmesi, yazın tatilde memleketlerine gidip bir süre kalmaları.
Ege’den akrabalarına incir, çilek, nar, portakal götürüp oradan un,
bulgur, tarhana alıp geliyor olmaları.
Bölgedeki çatışmalar nedeniyle bu yıl birçoğu doğdukları topraklara
gidememiş, Türkiye’nin bir alanında yaşananlar yurdun öteki
ucundaki seçmeni doğrudan etkilemiş. HDP, bu etkilenmeyi sandıkta
lehine çevirmek için kolları sıvamış.
Örneğin, Aydın’da 3 bin kadar oyla kaybettiği bir milletvekilliğini
almak için partinin kamuoyu oluşturma konusundaki iyi isimlerini
sahaya sürmüş. Göçün yoğun yaşandığı Bitlis, Muş, Siirt’ten kanaat
önderlerini getirip propaganda çalışmalarına katmış.
KOALİSYON SAVAŞI
CHP dışındaki partilerin listelerinde değişimine gittiği Ege’de en
sert mücadele, AK Parti ile MHP arasında yaşanıyor. MHP’nin öteden
beri etkinliği güçlü olan Afyonkarahisar, Manisa, Denizli’de AK
Parti, politikasını MHP Lideri Devlet Bahçeli karşıtlığı üzerine
kuruyor.
Kahvehanelerde, esnaf lokantalarında veya arastalardaki dükkân önü
muhabbetlerde AK Parti, “Bahçeli koalisyon ortaklığını kabul
etmedi; hükümet boşluğu doğdu, bu nedenle de terör yükseldi, döviz
patladı” propagandası yapıyor. Yaşanan tüm olumsuzlukları, “Bahçeli
her şeye ‘Hayır’ diyen adam; Mr. No...” diyerek MHP Lideri’ne
yüklüyor. Bu propagandasında etkili de oluyor.
Çünkü, geçmişte MHP’ye oy verdiğini söyleyen, bu seçimde kararını
değiştirdiğini belirten seçmen gerekçesini MHP Lideri’ne
dayandırıyor. “AK Parti’nin her zorluğa rağmen hükümeti terk
etmediğini, terörle mücadele etmek için iktidarda kalmaya devam
ettiğini” de sözlerine eklemekten geri durmuyor.
Ancak kararını değiştirmesinin nedenlerini biraz daha açması
istendiğinde kafası karışıyor, tavrını bir anda “Sandığa gitmem
olur” söylemiyle değiştiriyor. Geçen seçim MHP’ye oy verdiğini
söyleyen seçmende sayısı çok az olmakla birlikte CHP’ye kayanlara
da rastlanıyor.
‘REİS’ YERİNE ‘HOCA’ İFADESİ
AK Parti teşkilatı propagandasında bir değişiklik daha yapmış. Bu
seçim, “Usta, Reis” diye hitap ettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan yerine,
“Hoca” hitabını kullandığı Başbakan Davutoğlu’nu öne çıkarmış.
Erdoğan’a yine bağlılık duyuyor, ancak geçen seçim
Cumhurbaşkanı’nın sahaya çıkmasının kendilerine oy kaybettirdiğine
inandığı için adını öne koymaktan kaçınıyor. Davutoğlu üzerinden
politika yapıyor.
Ancak bu da MHP’nin, “Bırakın milletvekili listesini parti yönetim
listesini bile Erdoğan yapıyor. Yarın iktidar olunca da Erdoğan’ın
gölgesinden kurtulamayacak” propagandasıyla karşılaşmasına neden
oluyor. MHP’nin, “17/25 Aralık yolsuzluklarının hesabını soracağız”
söylemlerinin etkisinden de AK Parti kurtulamıyor.
AK Parti teşkilatının en önemli açmazı ise neredeyse hemen her ilde
özel sohbetlerde dile getirmekten kaçınmadıkları teşkilat içi
çekişmeler. Dağlıca gibi büyük bir terör olayı, ekonomide yaşanacak
kırılma sonucu bölgedeki tesislerden bazılarının kapanıp ya da çok
sayıda işçi çıkarılması kaygısı da AK Parti teşkilatlarını
düşündürüyor.
(...)
Geçen seçim gibi bu kez de sandıktan koalisyonun çıkma ihtimalini
gören bürokrat kesim, AK Parti yöneticilerinin ifadesine göre
geçmişteki cevvaliyeti göstermekten kaçınıyor. Bazı illerde AK
Parti il yöneticilerinin, bakanlardan bile zor ulaşılır hale
gelmesi de seçmeni soğutuyor. Buna karşın, “seçim tekrarı” isteyen
teşkilat, talep kendilerinden geldiği için geçen seçime göre daha
iyi çalışıyor.;
AYDIN VE MUĞLA’DA BELEDİYENİN GÜCÜ
AK Parti’nin kendi teşkilatından daha çok bürokratik kadrodan
yararlanmasına benzer bir durum, CHP’de de belediyeler için
geçerli. Özellikle de Aydın ve Muğla’da... Nasıl ki Ankara veya
İstanbul’daki CHP’liler, Melih Gökçek ve Kadir Topbaş’ı “Kömür,
gıda yardımıyla oy topluyor” diye suçluyorsa, bu illerde de AK
Partililer kelimeleri dahi benzer suçlamaları CHP’li belediyeler
için yapıyor.
Ancak CHP’nin belediye hizmetlerinden ayrım gözetmeden
yararlanmaları nedeniyle AK Partili seçmen tepkiyi yüksek seviyeden
göstermiyor. CHP’nin bir diğer avantajıysa bölgede bütün partiler
aday listelerinde değişiklik yapmış olmalarına karşın, aynı
listeyle sahaya çıkması. Adayların 7 Haziran öncesi yaptıkları
hataları, eksiklikleri bilerek sahaya çıkıyor olması. Bu CHP
açısından bir avantaj getirmiş, hatta bazı illerde yükselme de
sağlamış. Ancak CHP’deki yükselme de beklenildiği gibi diğerlerinde
büyük kırılma yaratacak kadar olmamış.