Erkeklerin yüzde 69'u problemli
Abone olBilimadamı Ateş Kadıoğlu "Cinsel problemi olanlar mutlaka kalbine ve şekerine baktırmalı" diyor. "
Türk erkeklerinin problemlerinin çoğu fizyolojik. Erkekler
tekleyince hemen bize geliyorlar ama doktora başvurmak için sorunun
iki ay sürmesi gerek" Bugünkü konuğum İstanbul Tıp Fakültesi
Androloji Bilim Dalı Başkanı Ateş Kadıoğlu. Kadıoğlu'nun kapısını
cinsellikte bir devrim olarak adlandırılan Viagra'nın daha
gelişmişinin Türkiye'de piyasaya çıkacağını duyduğum için çaldım.
Gerçekten mucizevi ilaç haziran ayında çıkıyor. Peki farkı nedir?
Viagra cinsel problemi olan erkeklerde ancak 4 saatlik bir iyileşme
sağlıyorken, bu ilaç tüm haftasonu için yeterli olacak.
Kadıoğlu'nun deyimiyle erkek Cuma gecesi ilacı alacak ve Pazartesi
sabahına kadar cinsel bir problemi olmayacak ve istediği gibi seks
yapabilecek. Ya kadınlar? Kadınlar cephesinde durum o kadar da
içaaçıcı değil. Erkek ler ölene kadar seks yapabilirken, kadınlar
belli bir yaştan sonra fiziksel problemlerden ötürü seksten uzak
kalıyor. Ve tıpta bunun için yapılan bir araştırma henüz yok.
Kadıoğlu ile Türkiye'nin cinsel hayatını konuştuk. Erkek ve kadın
ne ister, en çok görülen cinsel bozukluklar, halk arasında yaygın
olan inanışların gerçeği nedir?.... Kadıoğlu Türkiye'de yeni yeni
cinselliğin konuşulabildiğini, bir tabu olmaktan çıktığını
söylüyor. Artık hastaları arasında "Kocamla sevişirken orgazm
istiyorum, yardım eder misiniz" diyen bolca kadın da var. DİŞİNİN
HORMONU * Erkek kadın cinselliğinin tarihini anlattığınız bir
kitabınız var. Peki cinsel problemlerle ilk ne zaman karşılaşılmış?
Çok eskiye dayanıyor. Örneğin uzun zaman önce Anadolu'da özellikle
ata binen erkeklerin cinsel problemler yaşadığı biliniyor. Ata
binen erkekler o dönem zengin ve şişman kişiler. Yani sadece atla
alakası yok. Hem spor yapmıyorlar, hem yağlı vücutlular hem de
cinsel organlarının damarlarında sürekli ata bindikleri için
sıkışma alabiliyor. Hittiler'de de aynı sorunları görebiliyoruz.
Antik Çağ'da Aristo "Penisin sertleşmesi için hava, su toprak
gerekiyor" diyor. Yani oksjien ve kanı kastediyor. Rönesans
döneminde de Leonardo'nun çalışmaları görüyoruz. * Yine de 1983
yılına kadar cinsellik alanında ciddi bir buluş ya da araştırma
yok. Evet gerçekten de garip değil mi? Cinsel hayat insanlar için
çok önemli olmasına rağmen hayatın kalitesi arttıran bir olgu
olarak bakıldığı için hiç problemleriyle uğraşılmamış. * Yani doğal
bir ihtiyaç değil de lüks gibi mi bakılıyor? Bakın çok önemli bir
araştırma var. Üç tip canlı dışında hiçbir canlı seksten zevk
almıyor. Zevk alanlar Yunuslar, babun maymunları ve insanlar. Geri
kalanı bu işi içgüdüsel olarak sadece üremek için beraber
oluyorlar. Dişi bir hormon salgılıyor erkek ona gidiyor. MEKANİZMA
BULUNDU * Peki insanlarda seks sonrasında mutluluk hormonu
salgılandığı doğru mu? Evet doğru. Spor yaptığımızda ve çikolata
yediğimizde de olur. Sizin de dediğiniz gibi ancak 1983 yılında
bilim dünyası ereksiyon mekanizmasını ortaya koyuyor. Tabii bu
ereksiyon problemi yaşayanlara da çözüm demek. Ben bunu ortaya
çıkaran Tayvan asıllı Amerikalı doktorun yanında dört ay çalışma
fırsatını buldum. Daha sonra Los Angeles'ta başka bir doktor penisi
sertleştirenin bir gaz olduğunu ortaya çıkardı. Zaten o
çalışmasıyla Nobel ödülü de aldı. * Aristo'ya mı dönüyoruz? Doğru
Aristo'nun söylediği gibi çıktı. Bu gaz bulunduktan sonra sorun
yaşayanlarda bu maddeyi sağlayacak ilaç yaratma arayışına gidildi.
Düşünsenize kaç bin yıl erkekler böyle problemler yaşamışlar ama
ancak 1989 yılında ilaç bulunmuş. * Mesir macunu, ceviz, fındık,
incir, bunların bir etkisi yok mu? Yok canım, böyle bir etki olması
mümkün mü? Mesir macununun içinde bir takım afrodizyaklar var o
kadar. Başka bir etkisi yok. TEKLEYİNCE PANİK * Peki ginseng?
Özellikle son yıllarda erkeklerin başvurduğu bir ürün bu. Aslında
ginseng o bulunan gazı sağlayacak bir çok maddeye sahip, onun daha
yakın bir durumu var ama tam anlamıyla bir sonuç almak mümkün değil
tabii. * Türkiye'de erkekler arasında bir araştırma var mı? Yüzde
kaçı cinsel problem yaşıyor? Dünyada bu oran 40 yaşın üzerinde ki
erkeklerin yarısı. Türkiye'de ise bu biraz daha fazla. Bizim
derneğin yaptığı araştırmaya göre 40 yaşın üstünde 70 yaşın
altındaki Türk erkeklerinin yüzde 69'unda cinsel problem var. *
Nasıl problemler bunlar? Biz üçe ayırıyoruz. Hafif, orta ve ağır.
Türkiye'de orta ve ağır problem yaşayan erkeklerin oranı
dünyadakiyle aynı ama hafif olanlar çok daha fazla. * Neden? Çünkü
Türk erkekleri halk tabiriyle "teklemede" hemen problem var
zannediyor. Başka türlü bir açıklaması olduğunu zannetmiyorum. *
Peki bir erkek sorun olup olmadığını nasıl anlayacak? Öyle
teklemeyle olmaz. İki ay sürekli devam eden bir şeyse doktora
başvuracak, öyle bir kez yapamadım diye değil. KİLO SEKS DÜŞMANI *
Demin "Türk erkeklerinin % 69'unda cinsel problem var" dediniz. Bu
ciddi bir oran. Sebebi nedir? Psikolojik mi fizyolojik mi? Bir
genelleme var mı? Var. Eskiden sorunun psikolojik ağırlığı daha
fazla diye düşünürken günümüzde artık istatistikler göre biliyoruz
ki yüzde 60 fizyolojik. Örneğin cinsel problemleri olanların
çoğunda başka bir hastalık görülebiliyor. * Nasıl hastalıklar?
Dünya şu anda bunu konuşuyor zaten. Cinsel problemler bir
hastalığın habercisi mi? Yapılan araştırmalara göre kalp
hastalıklarıyla yakından bağlantısı var. * Bilimsel çevrelerde hep
"Seks kalp için iyidir" cümlesini duyduk, okuduk. Cinsellik hayat
kalitesini yükseltir ama kalp hayatı etkiler. Bu konudaki
araştırmalara göre "Cinsel sorunum var" diye başvuranların yüzde
25'inde kalp sorunu ortaya çıkıyor. Bu arada daha ilginç bir nokta
var, cinsel problem yaşayan erkekler aynı zamanda diyabetik
olabiliyorlar. İşin ilginci bize başvurduklarında bu
hastalıklarından haberdar değiller. Sertleşme sorunu olan
erkeklerin yüzde 16'sında diyabet görüyoruz. * Kalp için yediğimize
içtiğimize dikkat etmemiz gerek, cinsellik için böyle bir reçete
var mı? Örneğin vitaminler etkili mi? Yok böyle bir reçete. E
vitamininin etkili olduğu bir gerçek ama zaten normalde vücudunda E
vitamini eksikliği olan bir millet değiliz. Yağ çok önemli. Yani
fazla kilo her zaman zarar. * Yediğimize içtiğimize dikkat etmemiz
gerekmez mi? Örneğin et ya da sebze cinsellik üzerinde etkili
midir? Kalbimizi nasıl koruyorsak cinselliğimizi de öyle korumak
zorundayız. Yani vücut için, sağlık için yapılan doğru şeyler
cinsellik için de geçerli. Onun dışında ayrıca bir şey önermek pek
mümkün değil. * Cinsellik için "işleyen demir ışıldar" diye bir
halk inanışı vardır. Doğruluk payı var mı? Kesinlikle var.
Özellikle erkekler için. Biz bununla sıkça karşılaşıyoruz. Örneğin
adamın karısı ölüyor, adam seksi bırakıyor. Hatta mastürbasyon bile
yapmıyor. Bir süre geçtikten sonra başka bir kadınla beraber olmak
istiyor ama başarılı olamıyor. * Neden, unutuyor mu? O beceriyi
yitiriyor. Bir süredir yapmadığı için bir anda başarısız oluyor.
İşte o yüzden "İşleyen demir ışıldar" lafı son derece doğrudur.
HAFTADA KAÇ KEZ? * Normal, sağlıklı bir insanın haftada kaç kez
seks yapması doğaldır ve gereklidir? Yaşlara göre bu sıklık değişir
mi? Bunlar tamamen bellidir. Amerika'da uzun araştırmalar sonucunda
ortaya konulmuş. 18 yaşında kadın ya da erkek her gün yapabilir.
Örneğin bize 18 yaşındaki delikanlılar geliyor her gün mastürbasyon
yapıyorum normal mi diye... * Normal mi? Kesinlikle çok normal ve
doğal. O yaşta erkeklik organının performansı dorukta. Her gün
çalışmak zorunda. Çalışması zaten büyük bir ihtiyaç. Zamanla bu
ihtiyaç azalıyor ama asla sıfıra inmiyor. Erkekler yaşlandıkça
penisleri daha geç sertleşiyor, daha uzun uyarılmak zorunda
kalıyorlar ama mutlaka uyarılıyorlar. * Peki daha ilerki yaşlarda?
20-30 yaş arasındakilerde haftada üç dört kez, 30-40 yaşındakilerde
haftada iki-üç kez seks yapmak son derece sağlıklı.Hem kadın hem de
erkek için söylüyorum. Bunlar doğal olanları. Daha fazlası da
olabilir. Kadın erkekte kompleks yaratıyor Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu
halk arasında yaygın bir inanış olan "Erkeğin eli ayağı büyükse
penisi de büyüktür" cümlesinin yanlış olduğunu söylüyor Prof. Dr.
Ateş Kadıoğlu Türk erkeklerinin penis boyunun ortalama 12. 4 cm
olduğuna dikkat çekiyor. "Halk arasında eli, ayağı burnu büyük
olanların penisi büyüktür diye bir inanış vardır. Yapılan
araştırmalara göre kesinlikle böyle bir ilişki yok. Daha enteresan
bir şey penisi nereden ölçerseniz ölçü değişik çıkabilir, sırttan
ölçmek gerekiyor. Biz ancak 9 cm'den küçük olana "Küçük" deriz.
Bize penislerini uzatmak için başvuran hastaların çoğunun kız
arkadaşının başka bir tecrübesi olmuştur. Yani kadın kıyaslama
olanağına sahip olduğu için erkeğe baskı yapabilir. Geçenlerde
yaşadığım bir örneği size aktarayım. Evli bir erkek hastam, bana
penisi uzatmak için başvurdu. Oysa uzunluk son derece normal. Meğer
adam başka bir kadınla ilişkiye girecekken pantalonunu indirdiğinde
kadın "ay ne kadar küçük" diye tepki göstermiş çünkü kadının daha
önce beraber olduğu kişininin ki fazla büyükmüş. Evli adam ise bunu
kompleks edinmiş. Öylesine işi büyütmüş ki karısıyla plaja gidemez
olmuş. Bütün korkusu karısının da başka erkeklerinkine bakıp
kıyaslaması. Tabii bu normal bir durum değil. Adam bunalıma girdi
biz de bir operasyon yapıp penisini 2,5 cm uzattık. Genelde penis
uzatma işinin mecbur kalmadığımız zaman yapmıyoruz. YARIN * Hangi
yaşlarda sigarayı bırakmanın sekse katkısı var? Erkek çocuğun
formülü nedir? * Mucizevi ilaç ne yenilik getirecek? * Kadının
"Başım ağrıyor" sözü yalan mı gerçek mi?