Erkekleri aptal eden görüntü
Abone olCinsel görüntülerin erkekleri 'aptallaştırdığına' dair iddialar bilimsel deneyle kanıtlandı.
Cinsel görüntüler erkeklerin doğru karar verecek beyin etkinliğini sekteye uğratıyor. Müşteri davranışları üzerine yapılan bir deneyde, cinsel görüntüler izleyen erkeklerin daha acele ve düşüncesizce karar verdiği görüldü.
Bilimadamları, karar verme sürecinde beynin ‘aktif’ ve ‘ihtiyatlı’ iki farklı işlevinin rol oynadığını, cinsel görüntülerin erkeklerin acele ve düşüncesizce hareket etmesine neden olan ‘aktif sistem’i tetiklediğini belirtiyor.
Müşteri alışkanlıkları üzerine aylık yayın yapan Journal of Consumer Reserch adlı derginin son konusu nero-ekonomiydi. (Nero-ekonomi anlık verilen kararların müşteri alışkanlıklarında ve ekonomideki etkilerini araştıran ve buna göre stratejiler geliştiren bir alan.)
BİKİNİ DENEYLERİ
Dergi, Belçikalı araştırmacılar tarafından 358 genç erkek üzerinde yaptıkları bir seri test ve deneyi yazdı. Testlerden birinde, erkeklerden bir bölümü bikini ya da iç çamaşırı giymiş kadınların resimleri izlettirildi. Diğerlerine de doğa manzarası. Başka bir testte deneklerden bir bölümü doğa manzarası temalı reklamlar izledi, diğer bölümü yüzlerce bikinili kızın kumsalda koştuğu reklamalar izledi.
Deneklere deneylerden sonra para verileceği, eğer isterlerse bu paranın miktarını pazarlıkla artırabilecekleri söylendi. Deneyler bittiğinde cinsel görüntüleri izleyen deneklerin daha fazlası için beklemeyip parayı hemen kabul ettikleri ortaya çıktı. Doğa manzarasını izleyenlerse daha fazlası için pazarlık yaptı.
CİNSELLİK PARA HARCATIYOR
Deneyleri uygulayan bilim adamı Bram van der Bergh, çalışma sonuçlarını şöyle değerlendirdi:
“Araştırmalarımızda erkeklerin çabuk gelen ödülleri almaya, geç gelen daha büyük ödüllerden daha yatkın olduğunu gözlemledik. Bundan dolayı erkekler başka zamanlarda satın almayacakları şeylere, belli koşullarda para harcayabiliyor. Erkekler, cinsel imgelere ya da işaretlere maruz kaldıkları konularda düşünmeden hareket edebiliyor.”
KADINLAR DA APTALLAŞIR MI?
Cinsellik sözkonusu olduğunda, kadınların gözlerinin de erkekler kadar kararıp kararmadığı şimdilik ucu açık bir soru. Beckham’ın resminin olduğu bir ürün daha çok satar mı? Bunu kanıtlayacak bir deney henüz yapılmış değil. Satınalma ile cinsellik arasındaki ilişkiye dair yapılan araştırmalar daha çok erkekler üzerinde yapılmış durumda.
BEYNİMİZDEKİ İKİ MELEK
Nero-ekonomi dalının kurucularından Mellon Üniversitesi öğretim üyesi George Loewenstein, beynin ekonomiyle diğer insani etkinliklerin birbirleriyle ilişkili olduğunu ileri sürüyor. Loewnstein, genel olarak hepimizin beyinlerinin aslında iki farklı akıl yürütme işlevine sahip olarak düşünülebileceğine inanıyor. Bunlardan biri, temel hareketlere yön veren ‘aktif’ sistem’, diğeri de ‘bilinçli’ ya da ‘ihtiyatlı’ sistem. Bir başka deyişle beynimiz hem sağ omzumuzdaki iyilik hem de sol omzumuzdaki kötülük meleklerini barındırıyor. Şöyle de düşünebiliriz, en ateşli anlarda bile beynimizin bir bölümü bize tehlike uyarısında bulunabilir ama ‘ihtiyatlı sistem’in, ‘aktif sistem’ tarafından çok önceden bastırılması da olası elbette.
İnsanlar bu iki sistem arasında bir tür pazarlık yapıyorlar. Beynin ekonomistleri en çok ilgilendiren yönü de burası; aklımızdan geçenleri nasıl satın alıyoruz? Bunun yanıtı belki de sabah kalktığımızda yaşadığımız utanmayı ya da limiti aşan kredi kartlarını açıklayabilir.
Otomobil fuarlarında neden her zaman güzel mankenlerin, çok pahalı arabaların önünde yer aldığının artık bilimsel açıklaması var.
Bilimadamları, karar verme sürecinde beynin ‘aktif’ ve ‘ihtiyatlı’ iki farklı işlevinin rol oynadığını, cinsel görüntülerin erkeklerin acele ve düşüncesizce hareket etmesine neden olan ‘aktif sistem’i tetiklediğini belirtiyor.
Müşteri alışkanlıkları üzerine aylık yayın yapan Journal of Consumer Reserch adlı derginin son konusu nero-ekonomiydi. (Nero-ekonomi anlık verilen kararların müşteri alışkanlıklarında ve ekonomideki etkilerini araştıran ve buna göre stratejiler geliştiren bir alan.)
BİKİNİ DENEYLERİ
Dergi, Belçikalı araştırmacılar tarafından 358 genç erkek üzerinde yaptıkları bir seri test ve deneyi yazdı. Testlerden birinde, erkeklerden bir bölümü bikini ya da iç çamaşırı giymiş kadınların resimleri izlettirildi. Diğerlerine de doğa manzarası. Başka bir testte deneklerden bir bölümü doğa manzarası temalı reklamlar izledi, diğer bölümü yüzlerce bikinili kızın kumsalda koştuğu reklamalar izledi.
Deneklere deneylerden sonra para verileceği, eğer isterlerse bu paranın miktarını pazarlıkla artırabilecekleri söylendi. Deneyler bittiğinde cinsel görüntüleri izleyen deneklerin daha fazlası için beklemeyip parayı hemen kabul ettikleri ortaya çıktı. Doğa manzarasını izleyenlerse daha fazlası için pazarlık yaptı.
CİNSELLİK PARA HARCATIYOR
Deneyleri uygulayan bilim adamı Bram van der Bergh, çalışma sonuçlarını şöyle değerlendirdi:
“Araştırmalarımızda erkeklerin çabuk gelen ödülleri almaya, geç gelen daha büyük ödüllerden daha yatkın olduğunu gözlemledik. Bundan dolayı erkekler başka zamanlarda satın almayacakları şeylere, belli koşullarda para harcayabiliyor. Erkekler, cinsel imgelere ya da işaretlere maruz kaldıkları konularda düşünmeden hareket edebiliyor.”
KADINLAR DA APTALLAŞIR MI?
Cinsellik sözkonusu olduğunda, kadınların gözlerinin de erkekler kadar kararıp kararmadığı şimdilik ucu açık bir soru. Beckham’ın resminin olduğu bir ürün daha çok satar mı? Bunu kanıtlayacak bir deney henüz yapılmış değil. Satınalma ile cinsellik arasındaki ilişkiye dair yapılan araştırmalar daha çok erkekler üzerinde yapılmış durumda.
BEYNİMİZDEKİ İKİ MELEK
Nero-ekonomi dalının kurucularından Mellon Üniversitesi öğretim üyesi George Loewenstein, beynin ekonomiyle diğer insani etkinliklerin birbirleriyle ilişkili olduğunu ileri sürüyor. Loewnstein, genel olarak hepimizin beyinlerinin aslında iki farklı akıl yürütme işlevine sahip olarak düşünülebileceğine inanıyor. Bunlardan biri, temel hareketlere yön veren ‘aktif’ sistem’, diğeri de ‘bilinçli’ ya da ‘ihtiyatlı’ sistem. Bir başka deyişle beynimiz hem sağ omzumuzdaki iyilik hem de sol omzumuzdaki kötülük meleklerini barındırıyor. Şöyle de düşünebiliriz, en ateşli anlarda bile beynimizin bir bölümü bize tehlike uyarısında bulunabilir ama ‘ihtiyatlı sistem’in, ‘aktif sistem’ tarafından çok önceden bastırılması da olası elbette.
İnsanlar bu iki sistem arasında bir tür pazarlık yapıyorlar. Beynin ekonomistleri en çok ilgilendiren yönü de burası; aklımızdan geçenleri nasıl satın alıyoruz? Bunun yanıtı belki de sabah kalktığımızda yaşadığımız utanmayı ya da limiti aşan kredi kartlarını açıklayabilir.
Otomobil fuarlarında neden her zaman güzel mankenlerin, çok pahalı arabaların önünde yer aldığının artık bilimsel açıklaması var.