Erkeklere kötü haber!

Uykusuzluk sorunu çeken erkeklerde prostat kanseri riskinin çok daha fazla olduğu belirtildi. Uzmanlara göre bu risk normal uykusunu uyuyan birine göre iki kat fazla.

Yapılan araştırmada yetersiz uyku ile prostat kanseri arasında bir bağlantı olduğu ortaya çıktı. Beş yıllık bir çalışma yürüten uzmanlar yaşlı insanların sağlıkları ile onların uyku durumlarını karşılaştırdı.

UYKU SORUNU VE PROSTAT KANSERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

Araştırmaya liderlik yapan Dr. Lara Sigurdardottir "Uyku sorunları modern toplumlarda çok yaygın. Bu da sağlık açısından olumsuz sonuçlar doğuruyor. Uyku bozukluğu çeken kadınlarda sürekli olarak meme kanseri riski artığı rapor ediliyordu. Ama uyku sorunu ile prostat kanseri arasındaki ilişki hakkında çok az bilgi vardı" dedi.

Dr. Sigurdardottir ve ekibi 67 ila 96 yaş arasında 2 bin erkekle çalışma yaptı. Onlara uyku hapı kullanıp kullanmadıkalrı, uyku anında sorun yaşayıp yaşamadıkları, gece uyandıktan sonra tekrar uyumakta sorun yaşayıp yaşamadıkları, erken kalkıp kalmadıkları veya uykuda kalıp kalmadıkları soruldu.

Katılımcıların arasında yüzde 8.7 ile yüzde 5.7 arasında şiddetli ve çok şiddetli uyku sorunu yaşayan çıktı. Bu kişilerle çalışmaya başlandığında herhangi bir prostat kanseri sorunu yoktu. Beş yıl sonra erkeklerin yüzde 6.4'üne prostat kanseri teşhisi kondu. Uyku sorunu yaşayamayn erkeklerle karşılaştırıldığında uykusuzluğun bu hastalığın gelişiminde önemli etken olduğu görüldü. Oran olarak uykusuzluk çekenlerde kanser riski 1.6'dan 2.1 kata kadar artıyor.

Uzmanlar uykusuzluğun tanı konulmamış prostat kanseri veya prostat bezlerinin büyümesinden kaynaklanıyor olabileceğini belirtti. Bunlar ayrıca gece boyunca acil idrar gelmesinde de neden oluyor. Ancak uzmanlar hala neden uykusuzluğun prostat kanserine sebep olduğunu tam olarak açıklayamıyor.

Dr. Sigurdardottir "Halk sağlığı açısındna prostat kanseri erkeklerde yaygın bir sorun ve keza uyku sorunu da aynı oranda yaygın. İleriki çalışmalarda bulgularımız doğrulanırsa prostat kanserini düşürmede uyku en önemli hedef olacaktır" dedi.

Reykjavik'teki İzlanda Üniversitesi'nde yapılan çalışma Cancer Epidemiology, Biomarkers and Prevention dergisinde yayımlandı.