Erkek önce dövüyor sonra sevişiyor
Abone olKocanızdan yediğiniz ilk tokatı sakın affetmeyin. Buna tepki vermezseniz, ömür boyu dayak için bol bol malzeme bulur.
Afyonkarahisar'da
düzenlenen 'Kadına Karşı Şiddet' başlıklı panelde konuşan Antalya
Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi Uzmanı Kamile Yılmaz, "Şiddet
ilk uygulandığında durdurulabilir. Eğer ilk uygulandığında
durdurulamıyorsa şiddet yıllarca yaşam boyu devam eder"
dedi.
Türk-MSIC Afyon Kocatepe Kulübü ile
Afyonkarahisar Belediyesi Kent
Konseyi işbirliğinde Afyon Kocatepe
Üniversitesi'nde (AKÜ) "Kadına Karşı Şiddet" konulu bir panel
düzenlendi.
Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi Uzmanı ve şiddet gören
kadınların hikayelerinin kendi ağızlarından anlatıldığı Burçak
Tarlası kitabının yazarı Kamile Yılmaz, 1990'lı yıllardan bu yana
Antalya'da kadına yönelik şiddet ile ilgili olarak çalışmalar
yapıldığını belirterek, şiddetin gizlenmesi nedeniyle
durdurulamadığının görüldüğünü ifade etti.
Küçük saldırılar ile başlayan fiziksel şiddetin ölümcül bir dayak
ile bile sonuçlanabildiğini söyleyen Yılmaz, "Şiddet küçük
saldırılar ile başlayıp bir süre sonra bedene yönelik büyük şiddete
dönüşüyor ve kimi zaman ölümcül bir dayak bile olabiliyor. Bu
noktadan sonra şiddete bir süre ara veriliyor ki biz buna 'balayı
dönemi' diyoruz. Erkek o dayaktan sonra karısı ile sevişebiliyor
bile. 'Bana bunu yapmasaydın seni dövmezdim' diye savunma dahi
yapabiliyor. 'Sen beni tahrik ediyorsun' diye kimi zaman
ona hediyeler alıp kadına suçluluk duygusu bile duyurabiliyor.
Kadın 'ben şunu yapmasaydım kocam beni dövmezdi' diye adamın
değişebileceğini düşünüyor ve her şeyin normale dönmesini çok uzun
süreler bekliyor" diye konuştu.
"ŞİDDETİN SAKLANMASI DOĞRU DEĞİL"
Şiddetin durmasını beklemenin ve şiddeti saklamanın
yanlış bir yol olduğunu dile getiren Yılmaz, şiddettin durdurulması
gerektiğini söyledi. Yılmaz, "İlk şiddette bu durum durdurulabilir
ve deşifre edilirse şiddet bir daha ortaya çıkmayabilir. Deşifre
edilmesi durumunda şiddeti uygulayan geri adım atabiliyor çünkü
durum herkes tarafından bilindiği için geri adım atma yoluna
gidebiliyor. Şiddet uygulanan kadınlarda öncelikle özgüven
kayboluyor. Bu o kadar ileri boyutta gerçekleşebiliyor ki bir yere
yalnız
gidemez, kendini ifade edemez ve çevre edinemez hale geliyor.
Uzmanlar şiddet görenlerin artık normal insan olmadığını söylüyor.
O nedenle şiddeti saklamak kesinlikle doğru değildir. Bakınız bazı
türkülerimizde ilginç sözler vardır. Mesela 'o tepeden bu tepeye
oyun olur mu, 14'ünde Nazife hanıma doyum olur mu' bir türkü
sözüdür. Bunlar türkülerde bile vardır. Bütün dünya ülkelerinde
olduğu gibi bizim de artık çocuk yaşını kabul etmemiz gerekiyor. 18
yaşından küçüklerin korunması için gerekli yasal düzenlemeler ile
birlikte kültürümüzde de bunun yer etmesi için eğitim programları
düzenlenmelidir. Kırılan kol yen içinde saklandığı sürece kangren
olma olasılığı yüksektir" dedi.
"TÜRKİYE'DE ACİLEN 50 BİN KADIN İÇİN SIĞINAK
İSTİYORUZ"
Avrupa standartlarında kadın ve çocuklardan
oluşan 7 bin 500 nüfusa, bir kadın ve çocuk sığınma evi düştüğünü
dile getiren Kamile Yılmaz, "Biz çok acil olarak 50 bin kadın için
bir sığınak istiyoruz. Şiddet görmüş kadınlar bazen günlerce
sokakta kalmak zorunda olabiliyorlar. Çünkü evine döndüğü zaman
öldürüleceği için bir can güvenliği durumu söz konusudur. Şiddet
konusunda şu ana kadar pek çok kitap yazılmış olsa da kadınların
ağzından tek kelimesine bile dokunulmadan tamamen yaşananların
aktarıldığı bir kitap olması Burçak Tarlası'nı ayrı kılıyor.
Kitapta düşlerinizin alamayacağı işkenceler var ki bunu şiddet
gören kadının sevdiği, seviştiği ve koynunda yattığı erkekler
tarafından yapılmış" şeklinde konuştu.
"ŞİDDETE UĞRAYAN KADINLAR HUKUK YOLLARA
BAŞVURABİLİR"
Afyonkarahisar Belediyesi Kent Konseyi Kadınlar
Meclisi Başkanı Av. Selcen Hıdıroğlu ise, şiddete uğrayan kadının
bu andan itibaren başvurabileceği hukuki yolları anlattı.
Kadınların sosyal hizmetler müdürlüklerine, Alo 183 Kadın, çocuk,
özürlü sosyal hizmet danışman hattına ya da sağlık kuruluşları,
polis merkezleri, jandarma karakolları gibi mercilere müracaat
etmelerinin sürecin başlangıcını oluşturduğunu anlatan Hıdıroğlu,
"Şiddete maruz kalan kadın, yeni medeni yasa ile birlikte getirilen
akabinde gündeme alınan yürürlüğe konan Ailenin Korunması
Hakkındaki Kanun da bunarlı harekete geçiriyor. Karakollara ya da
hastanelere başvurduğunuzda varsa bir şikayetiniz bununla ilgili
tutanak düzenleniyor. Bununla ilgili şikayetinizde ısrar
ediyorsanız cumhuriyet savcılıklarına kovuşturma neticesinde
şiddete başvuran kişi hakkında bir ceza kovuşturması başlatılıyor
ve yargılama neticesinde en hafif bir yaralanmada dahi asgari ceza
sınırı 3 aydan başlamak üzere bir cezaya mahkum ediliyor. Bu
kanunla ilgili ya da diğerleri ile ilgili yapılacak tüm
başvurularda herhangi ücret talep edilmemektedir" diyerek
konuştu.