Finlandiya, kuzey ışıkları, doğası, saunası ve daha pek çok özelliğiyle gidilesi bir ülke... Kuzeyindeki Laponya ise bambaşka bir dünya... Japonya'daki inanç da Laponya'da yaşanan birlikteliklerin sonunda erkek çocuk dünyaya geldiği yönünde. Türkiye, bu yıl uzun uzun kış özlemi yaşadı. Ancak, uçakla 3 saat mesafede ve bizimle aynı saat diliminde, yılın 9 ayını soğuk, karanlık ve karlı geçiren bir ülke var: Finlandiya. İşte Habertürk'ten Doğan Satmış'ın izlenimleriyle Finlandiya... Finlandiyalılar millet olarak uzaktan Türklerle akraba. Onların da Türkler gibi Orta Asya'dan Avrupa'ya göç ettiklerine inanılıyor. Dil yapıları da, Türkçe ile aynı. Cümleler, kelime eklenerek değil, kelimelere eklemeler yapılarak oluşturuluyor. Finlandiya, Türkiye'nin yarısı kadar bir yüz ölçüme sahip ama nüfusu Türkiye'nin 12'de biri; 5.9 milyon. Ülkenin kuzeyi Laponya ise kilometrekareye "1 insan, 1 geyik" düşecek kadar ıssız. Göz alabildiğinde, düzlük, ağaçlar, göller. Doğu dürüst dağ bile yok. Kuzeydeki kayak merkezi Levi'deki dağ bile 1200 metreyi geçmiyor. Ancak bölge çok kuzeyde olduğu ve çok kar aldığı için, Alplerdeki 3 bin metreleri aramadan kaymak mümkün. Kışın, sadece 4-5 saatte biten gün ışığının kısalığını ise, pistleri gündüz gibi aydınlatarak çözmüş Finliler. Uçakla İstanbul'dan Helsinki'ye 3 saat uçtuktan sonra, bir başka uçakla 1200 km daha kuzeye uçmaya, ya da gayet lüks trenlerin, duşlu yataklı kabinlerinde 12 saat seyahat etmeyi gözünüz kesiyorsa, pitoresk (resimsi) bir ortam sizi bekliyor. Pitoresk sözcüğünün, tam da Orhan Pamuk'un anlatmak istediği şekilde ancak burada görüp yaşayabilirsiniz. Bu pitoresk ortama can katmak da, Ren geyikleri ve haski köpeklere düşüyor. Cana yakın ren geyiklerinin, abartılı boynuzlarından endişelenmeyin, onların çektiği kızaklarda, onların derilerinin üzerindeki yumuşak tüylere uzanın, kendinizi bırakın; böylece kar üzerinde, inanılmaz bir safari yapabilirsiniz. Ren geyiğinin işi sadece sizi kızakta çekmek değil. Etiyle, Fin mutfağının eşsiz lezzetlerini yemek masanıza getirmek de onların kaderi, ister kavurmasını, ister şişini yiyin. Bitmedi, eğer Viagra ile kalp sorununuz varsa boynuzlarının tozu da işe yarayabilir. Finli kadınlar, "Bu toz gerçekten işe yarıyor mu?" sorusuna, göğüslerini gere gere "Biz denedik, bizzat biliyoruz" diyorlar. Haskiler ise geyiğin boynuzlarından hoşlanmayanlar için kızak hizmeti sunuyor. Ama her iki kızağa binerken de sıkı giyinmeniz şart. Bu deneyimden sonra elinizde kalan ise size özenle takdim edilecek, imzalı mühürlü "Geyik kızağı ehliyeti." Ehliyet, Türkiye dönüşünde "geyik muhabetti"nde de çok işe yarar, alkollüyken çeviren polisi güldürmeye de... Biz Türkiye'de pek bilmeyiz ama, kutuplara yakın yaşayanların "Kuzey ışıklarını" görme lüksleri var. Eksi 30-40 derece soğukta, gece açıkta ve ne zaman geleceği bilinmediği için belki de bir kaç gece beklemeyi göze alanlar, Laponya'da "Kuzey Işıkları"nı da görebilirler. Tabii bu çok zor olduğu için, Finliler, bu yörede üzeri camla kaplı eskimo kulübelerini lüks otele çevirmişler. Siz yatakta yatarken, üzerinizdeki camdan "Kuzey Işığı"nın geldiğini görüyorsunuz, uyursanız da, otel yönetimi sizi uyandırıyor. (Benim kaldığım gece maalesef kar vardı ve hava kapalı olduğu için biz göremedik.) Kuzey Işıkları tam bir efsane. Herkesin bu konuda bir hikâyesi var. Bilim adamları ise, kutuplarda yaşanan bu doğa olayının, kutup rüzgârlarının 100 km yüksekteki atmosferin üst katmanlarına çarpmasıyla oluştuğunu biliyorlar. Bence siz bilimsel izahını boş verin, Finlilerin "Kuzey ışıkları insanı mutlu eder" sözlerine güvenin. Ve daha önemlisi, Japon kızlarının, erkek çocuk sahibi olmak için Japonya'dan, Laponya'ya sadece bu amaçla geldiklerini düşünerek, görüntünün keyfini çıkarın. Belki siz de erkek çocuğu garantilemiş olursunuz. Finlandiya, sadece geyik, kar, buz demek değil. Dünyanın en önemli cep telefonu üreticilerinden Nokia'nın ülkesine geldikten sonra, lüks gemilerle komşu ülke başkentlerine gitme şansınız da var. Estonya'nın Tallinn kenti, günübirlik gidilebilme yakınlığında. Eğer bir eğlence gecesini göze alırsanız, gemiyle İsveç'in Başkenti Stockholm'e de gidebilirsiniz. Üstelik gemide kumar ve free shoplar var. Ya da, 12 Aralık'ta hizmete girecek hızlı trenle, 3.5 saatte Rusya'nın Sen Petersburg kentine uzanın. Hem müze gibi bir kente konuk olun, hem geleneksel Rus güzelliğini yakından görün. Sadece 3 günde 4 ülke görme fırsatını da kaçırmayın! Güneyde Baltık Denizi'nden sıkıldıysanız, daha kuzeye en kuzeye yönelebilirsiniz. Finlandiya-İsveç-Norveç, en kuzey bölgelerinde kendi aralarındaki sınırları kaldırmışlar. İster İsveç'in Kiruna kentine uzanıp, dünyanın en büyük ikinci demir madenine inin, ister iki saat daha otomobil kullanarak Norveç'in Narvik kentine çıkın. Narvik, 250 kilometreyi bulan muhteşem fiyorduyla, yine Orhan Pamuk'un sevdiği "Pitoresk" sözcüğünü çok hak eden bir kent. Biraz daha kuzeye çıkmak isteyenler ise öncelikle hangi takımı tuttuğunu kontrol etsin ve bence Galatasaraylılar, bu yöne pek açılmasın. Çünkü orada Trömsö kenti var ki, Galatasaraylıların "Aman uzak olsun" diyeceği bir yer. Kötü anılar ve çağrışımlar yaptırıyor. Gerçi Trömsölüler, UEFA Kupası sahibi Galasataray'ı eleyen takım olarak gururlular ama, Cimbom taraftarları, "Biz bu dünyanın bir ucunda, futbol sahası sadece 2-3 ay buzsuz kalan kasaba bozuntusunun futbolcularına nasıl elendik" diye düşünmeden edemezler. Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar, Trabzonsporlular, Bursasporlular, Trömsö'ye gidip, "Elinize sağlık" diyebilirler. Finlandiya'da bir kaç gün kalınca insan iki şeye çok şaşırıyor. Biri, neredeyse tüm Finlandiyalıların, Alanya'da en az bir kaç kez tatil yaptığı gerçeği. O kadar ki, bazıları Alanya'da öğrendiği Türkçe ile sizi karşılıyor. Diğeri de, aslında Demreli olan Noel Baba'nın, sanki öz be öz Finliymiş gibi bu ülkede sahiplenilmiş olması. Her köşeye bir "Santa Claus Evi" kondurulmuş. Finlandiya'nın dünya çapında bir başka zenginliği ise saunası. Finli başına bir sauna düşüyor. İnsanlar, soğukla evde kendilerini hemen saunaya atarak mücadele ediyor. Saunada terledikten sonra da, ayakları buza yapışmasın diye birer yünlü çorap giyerek, donmuş göle koşuyorlar. 100 derece sıcak saunadan, 0 derece donmuş suya... Denemeye değer mi? Ölen olmuyor, üstelik sarhoşsan ayılıyorsun. Ayrıca sadece ayakta yün çorapla soğuk göle koşarken, kadınlar saunasından aynı amaçla çıkmış çıplak Finli kızlarla çarpışma şansı da var! FİNLANDİYA'DA NELER YAPILIR? * Laponya'da Ren geyiği ya da haksiyle yapılan safari. * Levi kentinde kayak veya snowboard. * Donmuş göllerin üzerinde kar kızağı. * Helsinki'de gemiyle komşu ülkelere gezi. * En kuzeyde, "Kuzey Işıkları" turu. * Donmuş göllerde balık avlama * Buzlu yollarda sürat... NE YENİR, NE İÇİLİR? * Ren geyiği şiş, kavurma, sote! * Onlarca değişik türde sosis. * Başta somon olmak üzere balıklar * Deniz canlıları. * Fin votkası ve Şili şarabı. (Şaraplar Şili'den çünkü burada bağ yok.) NASIL GİDİLİR, NE ALINIR? * THY her gün uçuyor, FinAir de var. * Kur düşüklüğü bazı yerde işe yarıyor... * 80-90 Euro'ya ren geyiği postu veya ağaç işleri ideal hediye. * Nokia, Finlandiya markası ama cep telefonları ekstra ucuz değil.