Erkan Mumcu'dan AK Parti kehaneti
Abone olSiyaset sahnesinden çekilen Erkan Mumcu'dan gündeme ilişkin ilişkin ilginç açıklamalar.
Erkan Mumcu'ya göre Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı
Gül arasında köşk seçiminde kapışacak.
Bir dönem geleceğin başbakan adayları arasında gösterilen Erkan Mumcu, Akşam gazetesinden Şenay Yıldız'a konuştu.
Gül'ün Financial Times'e yaptığı söyleşiye dikkat çeken Mumcu, ikili arasındaki gerilimin 312'inci maddenin değiştirilmesi sırasında yaşandığını savundu.
Kodlar FT'de
- Gül ve Erdoğan çekişmesinden bahsediyorsunuz?
AslInda bu gerilimin açıkça görülebileceği bir başka örnek 312'inci
maddenin değiştirilmesi sürecindeki bazı olaylardır. Yakın tarih
araştırmacılarını 312'inci maddenin değiştirilmesi sürecini daha
dikkatli okumaya davet ediyorum. Bu gerilimi açıkça itiraf eden bir
örnek var bugün. Cumhurbaşkanı'nın Financial Times'e verdiği
röportajdaki kodlanmış ifade ve mesajlara bakın, bu söylediklerimin
tam örneğini görürsünüz. Bence Abdullah Gül, AK Parti içindeki
yerinin ve Batı için öneminin altını çiziyor, hem içeriye hem
dışarıya. Ve uluslararası sistemin vizesine gereksinim duyacak bir
iktidar için kendi önemini hatırlatıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi
yaklaştıkça benzer ve bundan daha şiddetli çok örnek göreceğiz.
'Gül ve Erdoğan Köşk seçiminde kapışacak'
- Geçmişte verdiğiniz söyleşilerde üzerinizde askerlerin baskısı
olmadığını söylediniz ama Cumhurbaşkanlığı seçiminin kaderini tayin
edecek 367 oylamasında neden TBMM'ye gitmediğinizin tam
anlaşıldığını sanmıyorum. Neden gitmediniz?
Bütün siyasal hayatım boyunca 367 tezinin karşısında oldum.
AK Parti'de yer almaya karar verdiğim gün başka konularda olduğu
gibi cumhurbaşkanını halkın seçeceği bir anayasal dönüşümün
gerçekleştirilmesi konusunda Gül ve Erdoğan'la mutabakat sağladım.
Daha sonra AK Parti liderleri bu konuda görüş değiştirdi ama ben ve
ANAP grubu değiştirmedik ve karşı çıktık. Bu süreçte iktidar 367'yi
geçemeyeceğini gördüğü için bizim tezimizi kabul etti ve anayasa
değişikliği gerçekleştirildi. Fakat bu işbirliği sanıyorum o
liderlik içinde bazı görüş ayrılıklarını açığa çıkarttı ve bu
nedenle de kapsamlı bir dezenformasyon kampanyası başladı.
PARTİ İÇİ MÜCADELE
- AK Parti kaynaklı bir dezenformasyon kampanyası mı yürütüldü
diyorsunuz?
Bu dezenformasyon kampanyasına iktidara
yandaş medya aracılık etti, diğerleri de ilgisiz kalmayı tercih
ettiler. Ben bunun AK Parti liderliği içindeki iç çatışmanın su
yüzüne çıkmasını önlemek amaçlı yürütüldüğünü düşünüyorum.
Sanıyorum önümüzdeki dönem cumhurbaşkanı seçim sürecinde
yaşayacaklarımız geçmişte olanları ve nedenlerini daha açık bir
şekilde ortaya çıkaracaktır.
- Bunu biraz açmanız lazım...
Her iktidar bir
takım ittifaklar üzerine kurulur. Bu bazen iki, bazen üç, bazen
dört ayaktır. Hiçbir iktidar tek ayak üzerinde durmaz. AK Parti'nin
seçmenle ilişkilerini ve iletişimini kuran kanadıyla uluslararası
alandan vize almasını temin eden kanadı arasında kurulmuş bir denge
vardı. Simge istiyorsanız Erdoğan ve Gül. Bu iki odak arasındaki
denge o günkü cumhurbaşkanlığı seçimine kadar geldi. Ama bu dengeyi
bozacak şey, kimin Cumhurbaşkanı adayı olacağı ve sonrası konusunda
düğümlendi. O süreçte yaşanan mücadele AK Parti ve muarızları
arasında değil; AK Parti'nin iç iktidar alanında yaşanan bir
mücadeleydi.
DIŞ KAPININ MANDALI
Başkanlık sisteminin Türkiye için iyi bir fırsat olduğunu sözlerine ekleyen Mumcu, darbe komisyonunun kendisini dinlememesini "Dış kapının mandalı sayılabilecek insanları bile çağırıp dinlediler ama beni çağırmadılar." sözleriyle dile getirdi.