Erkan Mumcu: Bu işsiz çocuklar kimin?
Erkan Mumcu, "Yurttan Sesler" adını
verdiği gezisinin Karadeniz'de olan bölümünde -tekraren-
ÖSS sisteminin adaletsizliği ve eğitim sisteminin
yanlışlığına vurgu yaptı.
Şimdi diyebilirsiniz ki ÖSYM’ye başvuranların üçte
biri herhangi bir okula yerleştirilmedi mi?
Doğru ama bir nüans var…
2004 yılında ÖSYM’ye başvuran
1.902.132 öğrenciden sadece 192
bin kişisi lisans eğitimi veren okullara
yerleştirildi.
Bu durumda 2004 yılında ÖSYM’ye
başvuran çocuklarımızın % 10.15’i lisans,
% 8.66 sı önlisans, % 11.47 si
ise açıköğretime dağıtılmış oldu.
Üstelik bunların da çoğunluğu da istediği, tercih ettiği, daha
önemlisi hayal ettiği okullara “kapağı atamadılar”
ne yazık ki!
Yani Mumcu’nun söylediği gibi sistem
“tatmin üretemedi”.
***
Bu sistemin tatmin etmemesi bir yana, ülkenin altına yerleştirilmiş
bir dinamit olduğunu kabul etmenin zamanı gelmedi mi?
Belki de bu iktidarın en çok eleştirilmesi gereken yönü, sorunları
ele alıp çözmek yerine onlarla kavga etmeyi tercih etmesi
olmalı.
Örneğin; "başörtüsü"nde takındığı tutumu burada da
görüyoruz: Sorunu çözmek yerine ondan beslenmek.
Çözüm üretmek yerine sorunları “yeldeğirmenleri”ne
dönüştürmek...
Sonuçta koskoca eğitim sistemini AK Parti-YÖK
savaşı içine kilitlemek.
Sırf bu nedenle AK Parti muhalefetin çözüm üreten
kanadına kulaklarını tıkıyor.
***
Bütün dünyada mesleki eğitim okullarının liselere oranı yaklaşık
% 70’e % 30 iken bizde tam tersi.
Dolayısı sistemin altına konulan dinamiti burada aramak lâzım.
Mumcu dinamitin adını koyuyor:
İşsizlik.
“Yükseköğretim mezunu işsiz oranı % 7 iken, bugün % 25’e
ulaşmış” diyor.
Şimdi size soruyorum düz liselerden mezun olan bu çocuklarımızın
işsiz kalmasından daha tehlikeli ne olabilir?
Bu çocuklarımız o yaştan sonra nasıl meslek sahibi olabilir?
Bu ülkenin neden hala bir insangücü plânlaması yoktur?
Hadi "sanayi devrimi"nin insanını yetiştirmekte
ıska geçtik, ya "bilgi toplumu"nun insanını nasıl
yetiştireceğiz?
Bu sistemle mi?..
Güldürmesinler insanı!
***
Mumcu’ya büyük görev düşüyor bence…
28 Şubat döneminin daha da bozduğu eğitim sisteminin
üzerine gitmeye devam etmeli.
"Bu işsiz çocuklar kimin?" diye sormalı.
Milli Eğitim'deki hedefi “Sanayi Ötesi
Toplum”u yaratmak olmalı.