Erhan Afyoncu 'Fatih müslüman değildi' diyen Celal Şengör'e yanıt verdi
Abone olFatih Sultan Mehmet'e dil uzatan Prof. Celal Şengör'e tarihçi Prof. Erhan Afyoncu'dan sert tepki geldi. Afyoncu "Türkiye jeolojisinde yapılacak onca iş var. Celal hoca gitsin kendi mesleğiyle uğraşsın. Tarihi tarihçiler yazar." dedi.
Jeolog Celal Şengör dün katıldığı bir TV programında 'Müslüman
değildi' ve 'ateist' gibi ifadelerle Fatih Sultan Mehmet'e dil
uzatmıştı. Şengör'ün sözleri özellikle sosyal medyada büyük tepki
çekti. Şengör'e Sabah gazetesi yazarı ve MSB Üniversitesi Rektörü
Prof.Dr. Erhan Afyoncu'dan sert cevap geldi. Afyoncu, Sabah'ın
internet sitesi aracılığıyla skandal sözlere şöyle yanıt verdi:
CELAL HOCA KENDİ İŞİNİ YAPSIN
Türkiye'de bilen bilmeyen, mesleğinden mutsuz olan herkes başka
bilim dalları hakkında ahkam kesmeye bayılıyor. Sözkonusu tarih ve
din olursa herkes alim kesiliyor. Memleket ne çektiyse amatörlerden
çekti. Ben jeolojik etüd yapıyor muyum veya fay keşfetmeye kalkıyor
muyum. Celal hoca da kendi işini yapsın. Türkiye jeolojisinde
yapılacak onca iş var. Celal hoca gitsin kendi mesleğiyle uğraşsın.
Tarihi tarihçiler yazar.
ABES BİR İDDİA
Fatih'in "Müslümanlığı dahi tartışılıyor" demek abes bir iddiadır.
Celal Şengör, Fatih'le iddialarını Julian Raby'nin bir makalesine
dayandırıyor. Raby makalesinde şöyle söylüyor: "Oğlu
Bayezid, Mehmed'i 'Muhammed'e inanmamakla' suçladı; diğerleri
kuvvetle muhtemel olarak herhangi bir inanca inanmamakla suçladı.
Herhangi bir kültüre inancı olmadığını da ilave edebiliriz. Bu da
bir suçlama mıdır?". Raby, bu iddianın sonuna bir
soru işareti koyarak bu bir itham mıdır diye de sormuş. Ayrıca
Raby'nin makalesi bir belge değildir. Raby'nin makalesinde
ihtiyatla verdiği ifadelerin kaynağı ise 15. yüzyılda sarayda
bulunan Giovanni Maria Angiolello'nun eserinde geçer. Angello'nun
Türkçe iki neşri var. İkisini de ben yayınlattım. Eseri iyi
bilirim. Angiolello'nun Historia Turchesca (Türk Tarihi) isimli
eserinin bir tarih kitabı mı, bir hatırat mı, yoksa bir seyahatname
mi olduğu hususu tartışmalıdır. Çünkü eserin yer yer sadece
Angiolello'nun gözlemlerine dayanmadığı bilinmektedir. O yüzden
eserdeki her ifade onun değildir. Ayrıca yazdığı herşey gerçektir
diye bir şey de olmaz.
TENAKUZLARLA DOLU
Osmanlı, dünyanın en büyük iki imparatorluğundan birisidir. Celal
Şengör'ün dediği gibi 6 milyon değil 10 milyon kilometrekarelik bir
toprağa hükmeder. Avrupa'nın ortalarına kadar birçok yeri yönetti.
Üzerinde güneş batmayan İngiliz imparatorluğunun Avrupa'da ne kadar
toprağı vardı? Osmanlı bir cihan imparatorluğu değildir dedikten
sonra, Kanuni'nin muhteşem diye anılmasını imparatorluğun
büyüklüğüne dayandırması da fikirlerinin net olmadığını ve
tenakuzlarla dolu olduğunu gösteriyor.
HER RAPOR DOĞRU KABUL EDİLEMEZ
Tarihin, diğer bilim dalları gibi laboratuvara sokulup, test edilme
imkânı yoktur. Bu yüzden tarihçinin bilimselliği metodu ve
kaynaklara eleştirel yaklaşmasıdır. Tarihçi her gördüğü hoşuna
gidecek bilginin üstüne balıklama atıp, buldum buldum diye sokağa
çıkıp bağırmaz. Bu yüzden her belge, her elçi raporu, her seyyahın
gözlemleri, her vakanüvisin bilgileri direkt olarak doğru kabul
edilmez. Tarihçi bunları mukayeseli olarak inceleyerek bir sonuca
gider. Bugün bir gazetede kendisi hakkında hoşuna gitmeyecek bir
iddia ortaya atılsa, bundan 50 yıl sonraki tarihçiler Celal Şengör
hakkında o gazetedeki iddiayı bu belge deyip, gerçek mi kabul
edecekler?