Ergün'den Bahçeli'ye hukuk hatırlatması
Abone olMuhalifler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kongre talebine vereceği cevabı bekliyor. Sinan Oğan'ın avukatlığını da yapan Kürşat Ergün, kongrenin keyfiyet değil hukuki bir mecburiyet olduğunu söyledi.
MHP'de Bahçeli'ye bayrak açak muhalefet, olağanüstü
kongre talebiyle toplanan imzaların gereğinin yerine getirilmesini
bekliyor. Bir dönem MHP Genel Merkezi'nde hukuk danışmanı olarak
görev yapan Avukat Kürşat Ergün, yeterli imzaların
toplandığını, olağanüstü kongrenin keyfiyet değil, yasal bir
mecburiyet olduğunu söyledi.
Bir dönem MHP Genel Merkezi'nde hukuk danışmanı olarak görev yapan Avukat Kürşat Ergün, MHP'deki olağanüstü kongre sürecini İnternethaber.com'a değerlendirdi. 2013-2015 yılları arasında da Yüksek Seçim Kurulu'nda MHP temsilcisi olarak görev yapan Kürşat Ergün, Sinan Oğan'ın da ihraç sürecinde avukatlığını üstlendi.
"KEYFİYET DEĞİL YASAL MECBURİYET"
Sinan Oğan, Meral Akşener ve Koray Aydın'ın avukatlarının genel merkeze teslim ettiği imzaların gereğinin yerine getirilmesi gerektiğini
söyleyen Ergün, MHP Genel Merkezi'nin bu konuda keyfi davranamayacağını ifade etti. İşte Ergün'ün Sinan Oğan'ın ihraç sürecinden bugüne MHP'de yaşananlarla ilgili sorulara verdiği cevaplar;
Uzun süren Genel Merkez göreviniz sonunda Sinan Oğan
ile birlikte yer alma sebebiniz yalnızca mesleki
miydi?
Elbette ki hayır. Milliyetçi Hareket Partisi bugünlerde tarihi bir süreçten geçiyor ve kanaatimce bir dönüm noktasında. Bu sürecin yalnızca MHP’nin Genel Başkanlık değişim süreci olmadığını düşünüyorum. Kadrolarda yeniden yapılanma ile yaşanacak genel bir değişim süreci. İktidara talip kadroların oluşturulacağı ve Ülkücü Hareket açısından yeniden şahlanışın başlayacağı bir süreç. Meselemiz yalnızca Genel Başkanlık makamının el değiştirmesi değil sonrası içinde ülkücü hareketin temel dinamiklerinden sapmadan, ülkücü iradeyi esas alan ve misyonunu daha güçlü bir şekilde devam ettireceği bir süreç yaşanması gerekli. MHP başka siyasi partiler istikametinde dönüştürülecek, temel ideolojisinden saptırılacak bir parti olmamalıdır. Bu noktada Sayın Sinan Oğan’ın MHP liderliği konusunda en ideal isim olduğu kanaatindeyim. Bitmek bilmeyen
çalışma arzusu, ülkücü duruşu ve ülkücülerin kendisine yönelik yoğun teveccühü bizleri ayrıca motive etmektedir.
Sayın Sinan Oğan’ın ihraç sürecinde yargı aşamasını takip ettiniz. Oradaki hukuki süreç nasıl işledi?
Evet aslında yalnızca ben değil ciddi bir hukukçu ekip ile bu süreci idare ettik. Sayın Oğan hakkında öne sürülen ihraç gerekçeleri ve izlenen usulde ciddi hatalar vardı. Önceki yıllarda bu konularla ilgili kazandığımız birikimle konuyu değerlendirdik ve bahsettiğim hatalara istinaden yargı süreci başlattık. Öngördüğümüz gibi mahkeme ihraç kararının hukuksuzluğuna karar verdi ve Parti üyeliğinin devamı yönünde kesin olarak karar verdi.
O süreçte Sayın Oğan hakkında verilen kararın kesin olmadığı ve 2 Kasım itibariyle karar çıkmasında şüphelerin olduğu dile getirildi. Nedir durumun aslı?
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’ nun 57. Maddesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne itirazen yapılan başvuruların, basit muhakeme usulüne göre ve en geç 30 gün içerisinde çözüme kavuşturulacağı, bu meyanda verilen kararların kesin olduğu başka bir ifadeyle üst yargı denetimine kapalı olduğu açıkça belirtilmektedir. Buna göre Mahkemeye başvurduğumuz tarih 2 Ekim 2015 tarihidir. Daha önce başvurulmamasının sebebi ise Sayın Oğan’ın 1 Kasım seçimlerinden önce karar çıkarsa partinin zarar görebileceği endişesidir. Başvurumuzun son tarihi olan 2 Ekim tarihinde müracaat ettik ve 30 günlük yasal sürenin sonunda yani 2 Kasımda Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi talebimizin kabulü yönünde karar verdi. Verilen karar mahkemenin gerekçeli kararında da belirtildiği gibi kesindir ve Sayın Oğan’ın MHP üyeliği konusunda hiçbir şüphe bulunmamaktadır.
Peki Kongre süreci ile ilgili olarak 15 Ocak itibariyle imzalar MHP Genel Merkezine teslim edildi. Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?
Tabi kamuoyunca da bilindiği üzere bahsettiğiniz tarihte üst kurul delegelerimizce verilmiş olan imzaları Genel Merkezimize ulaştırdık. Toplam imza sayımız 543 olarak ortaya çıktı. Genel Merkeze sunmuş olduğumuz imzalara ilişkin üst yazıda Dernekler Yönetmeliği gereği 30 gün içerisinde Olağanüstü Kongreyi toplama zorunluluğu hatırlatıldı. Genel Merkezimizin söz konusu kongrenin toplanabilmesi için imzaların sunumundan itibaren 15 günlük süre içerisinde işlemleri başlatma mecburiyeti var. Eğer işlemler başlatılmaz ise 16. Günden itibaren Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat hakkımız doğar. Bu süreçte diğer Sayın Genel Başkan adaylarımızın avukatlarıyla yapacağımız istişareye göre mahkemeden 3 üst kurul delegesini Olağanüstü Kongreyi toplaması için görevlendirmesini talep edeceğiz.
Kayyım talep edilecek yani?
Aslında bu tam olarak bir kayyım değil. Yani partinin yönetimini bu kişiler devir almayacaklar elbette. Burada yapılacak olan sadece Olağanüstü Kongre süreci ile ilgili işlemleri yürütmek üzere yapılan bir görevlendirme ve bu görevlendirme dışarıdan her hangi bir kimseye değil dava dilekçemize ek olarak sunacağımız listede bulunan üst kurul delegelerimize yapılacak.
Peki Genel Başkan Sayın Bahçelinin son Kızılcıhamam toplantısında ne kadar imza sunarlarsa sunsunlar Kongre toplanmayacaktır açıklaması hakkında Hukuki değerlendirmeniz nedir?
Siyasi Partiler, Anayasa ve Kanunların çizdiği sınırlar çerçevesinde görev yürüten Anayasal Kurumlardır. Bu sebeple kişilerin istek ve heveslerinden öte uymakla yükümlü oldukları kurallar vardır. Siyasi Partiler Kanununun 14. Maddesinde Olağanüstü Genel Kurulların toplanabilmesi için sayılan diğer şartların dışında üst kurul delegelerinin 1/5’inin bu yönde müracaatı halinde Kongrenin toplanmasının mecburi olduğu ortaya konmuştur. Yani yeterli sayıda delegenin başvurması halinde Olağanüstü Kongreye gitmek keyfiyet değil, yasal bir mecburiyettir. Bu mecburiyete uyulmaması halinde hukuka aykırılık ortaya çıkar. Hukuka aykırılığı ortadan kaldıracak mercii mahkemelerdir ve biz de elbette ki bu yola başvuracağız.
Peki Mahkeme süreci ne zaman sonlanır?
Mahkemenin yapacağı işlem çok basit. Hukuki tartışmaya girmeden bir nevi tespit gerçekleştirecek. Bizim sunmuş olduğumuz imzalar ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından talep edecek olduğu güncel listeleri mukayese edecek ve sunulan imzaların1/5 yasal çoğunluğu aştığı görüldüğü anda görevlendirme yapılması yönünde karar verilecek. Bu sebeple kısa bir yargılama süreci olacaktır.
Yine Kızılcıhamam toplantısında Sayın Genel Başkan İlçe kongre
sürecinin 2016 yılı ekim ayında başlayacağını ifade etmişti, böyle
bir süreç sizlerin olağanüstü kongre talebinizi hukuken etkiler
mi?
Hayır etkilemez. İmza veren üst kurul delegelerinin talebi her
aşamada bakidir. İmzalar Partinin Tüzük değişikliği yapılması için
Olağanüstü Kongre toplanması yönündedir. Bu açıdan bakıldığında
olağanüstü kongre talebinde bulunmak adına gerek Siyasi Partiler
Kanununda gerekse tüzüğümüzde zaman açısından herhangi bir
kısıtlayıcı hükme yer verilmemiştir. Dolayısıyla Olağan Kongre
sürecine girilse bile gerekli koşul olan imza sayısına ulaşıldığı
her an Olağan üstü kongrenin toplanması zorunludur."