Ergenekonun kurucusu albay!
Abone olErgenekon Davası'nın bugünkü duruşmasındaki iddialar çok konuşulur. MİT'in içindeki köstebekten, Ergenekon'un kurucusuna kadar...
"Ergenekon" davasının bugünkü duruşmasında sanıklardan
Semih Tufan Gülaltay savunmasını yapıyor. Gülaltay savunmasında
Mehmet Eymür hakkında şok iddialarda bulundu. Eymür "MİT'in
içindeki köstebekti" dedi. Ergenekon'un kurucusu Necabettin
Ergenekon nerede?" diye sordu.
Veli Küçük'ün de bir dönem komutanlığını yapan 82
yaşındaki emekli Albay Necabettin Ergenekon ise Ergenekoncular'a
"hain" diyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, bu davanın
tutuksuz sanığı olan başka suçtan tutuklu Semih Tufan Gülaltay
savunmasını tamamladı.
İddianameye ve hakkındaki suçlamalara 8 ana başlık altında cevap
vermek istediğini belirten Gülaltay, polis tarafından evinde arama
yapıldığını, emniyete götürüldüğünde açıklamadan önce bir takım
teşhis işlemleri yapılmaya başlandığını anlattı.
Gülaltay, Akın Birdal olayı olarak bilenen olaydan ötürü ceza
aldığını, cezaevinde yattığını ve şartlı tahliyeden yararlanıp
tahliye olduğunu söyledi.
Ulusal Birlik Partisi'nin genel başkanlığını yaptığını, daha sonra
genel başkanlık görevini devretmek zorunda kaldığını ifade eden
Gülaltay, faaliyetlerini ulusal birlik platformu çatısı altında
yürütme kararı aldıklarını
kaydetti.
ERUYGUR İLE YAPILAN TOPLANTILAR
Gülaltay, bu kapsamda Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı
emekli Orgeneral Şener Eruygur ile Ankara ve İstanbul'da çalışmalar
yapma konusunda toplantılar düzenlediklerini ifade etti.
Eski bir polis tanıdığının kendisine yönelik bir komplodan
bahsettiğini anlatan Gülaltay, yönetimdeki diğer
arkadaşlarına da komplo hazırlığı yapıldığına ilişkin uyarıda
bulunduğunu söyledi.
BAŞTAN HESAP EDİLEN İŞLER
Semih Tufan Gülaltay, şirketlerinin bazı alacaklarına ilişkin
bilgi verirken, şirketlerini dolandıran kişilerin emniyete
getirilerek teşhis işlemi yaptırıldığını ileri sürerek,
"Dolandırılan benim. Bunlar, emniyete geliyorlar"
dedi.
Çıkar amaçlı suç örgütünden tutuklu olduğunu hatırlatan Gülaltay,
"Lekelerlerse buradan çıktığım zaman siyaseten hiçbir
varlığım olmayacak. Bütün bunlar baştan hesap edilmiştir"
dedi.
Kendisiyle ilişkilendirilmek istenen Mete Yalazangil ve Muzaffer
Tekin'in, bundan 10 sene önce kendisini ziyarete geldiklerini dile
getiren Gülaltay, "Benim burada aklanacağımdan hiçbir
şüphem yok" diye konuştu.
Gülaltay, TİT ile ilgili yargılandığı Ankara 1. Ağır Ceza
Mahkemesi'nin gerekçeli kararına göre böyle bir örgütün olmadığını,
bu örgütün kendisiyle de ilgisinin bulunmadığını söyledi.
MASADA OTURAN BAKAN
Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün gerçekleri
anlatmadığını iddia eden Gülaltay, doğruları anlatacağını
belirterek, 1996'da Eymür'ün yardımcısı olan Duran Fırat tarafından
Ankara'daki bir restoranda "Mahmut Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım
ile tanıştırıldığını, masada o dönemin bir bakanının da
bulunduğunu ileri sürdü. Gülaltay, Yıldırım'ın o zamanlar
istihbarat çevrelerinde bulunduğunu, bugünkü gibi kaçak olmadığını
savundu.
EYMÜR GÖREVİNİ SUİSTİMAL ETTİ
Gülaltay, Duran Fırat'ın, kendisini bir gün Altunizade'deki bir
holding merkezine çağırarak önemli bir görüşme yapmak istediğini ve
görüşmede söz konusu holdingin tehdit edildiğini belirterek,
kendisinden yardım istediklerini kaydetti.
İstihbaratçı arkadaşları vasıtasıyla yaptığı araştırmada, bu
holding ve Mehmet Eymür'le ilgili farklı şeyler öğrendiğini ifade
eden Gülaltay, Eymür'ün görevini suiistimal ederek bir takım
parasal ilişkilere girdiğini gördüğünü öne sürdü.
Gülaltay, kendisinden istenen yardım talebini kabul
etmediğini ifade ederek, Eymür ve ekibinin kendisine karşı
tavırlarının değiştiğini ve kan davalarının da böyle başladığını
iddia etti.
KARATAŞ'I YAKALATMADILAR
Küçükyalı Ülke Ocakları'nda iken tanıştığı arkadaşı Osman Nuri
Van'ın uzun yıllar MİT'in dış istihbarat biriminde çalıştığını
ileri süren Gülaltay, Van'ın, 1998'de Belçika'da ensesinden
vurularak şehit edildiğini iddia ederek, "Osman Nuri Van'ı
Belçika'ya, ben hava limanından gönderdim. Dursun
Karataş'ın ev adresini tespit ederek yakalamak için bir ekiple
buluşmaya gitmişti. 3 gün sonra vuruldu. Karataş'ın
yakalanmasından korkan bir ekip tarafından şehit edildi." dedi.
Gülaltay, "Naaşına MİT sahip çıkmadı. Osman Nuri Van faili
meçhule gitti. İstihbarat çevreleri çok iyi bilir
'Tonton' kod adlı, cezaevinden Mehmet Eymür tarafından
kaçırılan Eymür'ün Avrupa'daki tetikçisi... Cumhuriyet
savcılığı bu duruma el koyarsa kimlikleri açık olarak da
söyleyebilirim" diye konuştu.
MEHMET EYMÜR BİR KÖSTEBEK
"Mehmet Eymür MİT'in içine girmiş ve 3 defa kovulmuş bir
köstebek" diyen Gülaltay, Eymür'ün küresel örgütün
Türkiye'deki faaliyetlerini sürdüren en önemli 4-5 isimden biri
olduğunu iddia etti.
GERÇEK SANIKLAR BURAYA GELSİN
Gülaltay, "Küresel örgüt eski bağlantılarını tasfiye etmek
istiyor. Buna 'onlar bit silkeleme" derler. Deşifre olan
arkadaşlarını tasfiye ederler, örgütün üzerine gidiliyor gibi
yapılıp işi sulandırır, dosyayı kapatırlar, böylece yargı
ve kamuoyunu tatmin ederler. Savcıların en az benim kadar
vatansever olduklarını düşünüyorum. Her ne kadar Zekeriya Öz'den
şüphem varsa da. Ancak belli güçler tarafından soruşturma
yönlendirilmekte. Bu işin gerçek sanıklarının buraya gelmesini
istiyorum" dedi.
EYMÜR'E ÖZEL YAPIM ZIRHLI ARAÇ HEDİYE
MİT'in içinde işlerini iyi yapan ulusalcı ve vatansever
kadroların tasfiye edilmek istendiğini öne süren Gülaltay, 1993'de
P-2 Mason Locası'nın finansörü olan bir ailenin, Eymür'e
özel yapım zırhlı bir araç hediye ettiğini iddia
etti.
Gülaltay, bu aracın Eymür'ün bir diplomat arkadaşı tarafından
gümrükten çekildiğini ve satıldığını savunarak, MİT'te
Eymür'ün casusluk faaliyetlerinin iyi bilindiğini ve bu yüzden bir
kaç kez kovulduğunu ileri sürdü.
ULUSAL DEĞİL KÜRESEL ÖRGÜT
Semih Tufan Gülaltay, Eymür'ün, suç örgütleri kurarak
provokasyonlar yaptığını iddia ederek, "Ortada bir örgüt var. Hatta
bu 170 yıllık bir örgüttür. Bu örgüt devletin her kurumuna nüfuz
etmiş, infazlar yapan, bankaları soyan halkı perişan eden
Kürtçülüğe teşvik eden, Alevi, Sünni diye bölen bir örgüttür. Bu
ulusal bir örgüt değildir, küresel bir örgüttür" şeklinde
konuştu.
3-5 KİŞİDEN BAŞKA KİMSE BURADA DEĞİL
Bahsettiği küresel örgütün tarihsel sürecini de
anlatan Gülaltay, sürmekte olan davayı kastederek, "Bu küresel
örgütten burada 3-5 kişi haricinde kimse yok" dedi.
Bu örgütten Türkiye'nin kurtulmasının zamanının geldiğini söyleyen
Gülaltay, söz konusu örgütü ortaya çıkartmak gerektiğini hatta
gerekirse binlerce insanın kelepçelenerek, yargılanabileceğini
ifade etti.
Bu örgütün Türkiye'ye zarar verdiğini, ülkeli bölmeye çalışığını
öne süren Gülaltay, devletin her kademesinde bölünmeler meydana
geldiğini söyledi.
YEŞİL'E EYMÜR'Ü ŞİKAYET ETTİM
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde de savunmasına devam eden
başka suçtan tutuklu Gülaltay, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım ile
yaptığı görüşmede, Yıldırım'ın, "Mehmet Eymür'ün yoldan
çıktığını, bazı hatalı şeyler yaptığını" anlattığını
söyledi.
EYMÜR'LE TERS DÜŞENLER ÖLDÜRÜLDÜ
Eymür'ün, Yıldırım'ın kendisiyle görüşmesini istemediğini de
ifade eden Gülaltay, "Osman Nuri Van, Mahmut Yıldırım ve
Necip Hablemitoğlu gibi Eymür'e ters düşmüş insanların ya öldüğünü
ya da öldürüldüğünü" öne sürdü.
SUÇ DUYURUSU YAPTI
Gülaltay, "Savcılara suç duyurusunda bulunuyorum. Mahmut
Yıldırım kayıptır, ancak Mehmet Eymür bir televizyon
programında Yıldırım'ın öldürüldüğünü söyledi. İstanbul'da
ülkücülük yapmak kolay. Mahmut Yıldırım, bu ülkeye hizmet etmiştir.
Bingöl'de hangi jandarma komutanı gelse evine giderdi. Kardeşi
Bahattin Yıldırım da Mahmut Yıldırım'ın Mehmet Eymür ile ters
düştüğünü, öldürülmüş olabileceğini söyleyerek şikayetçi olmuştur.
Savcılar neden üzerine gitmiyor?" diye konuştu.
TOPAL'I KİM ÖLDÜRDÜ?
"Eymür'ün bir 'kumarhane kralı' ile ortak işler
yaptığını, bir otelin kral dairesinde kaldığını" öne süren
Gülaltay, "Peki Ömer Lütfü Topal'ı kim öldürdü? Topal'ın ölümü
kimin işine yaradı, kiminle rekabeti vardı?" şeklinde konuştu.
"28 Şubat sürecini, Mehmet Eymür ve sağ kolu Cemal Alpaslan
Ertuğ'un planladığını" öne süren Gülaltay, "Ertuğ'un, DEV-YOL'un
Marmara Bölgesi sorumlusu olduğunu" iddia etti.
ERGENEKON'UN KURUCUSU NECABETTİN ERGENEKON
Gülaltay, "Ertuğ'un, Danıştay saldırısını gerçekleştiren
Alpaslan Arslan'ın Yeditepe Hukuk Bürosunu tutan ve döşeyen,
Kırgızistan'a PKK'yı yerleştiren kişi olduğunu" savundu.
DHKP-C'yi de kimin maniple ettiğinin ortaya çıkarılması gerektiğini
ifade eden Gülaltay, "Bu küresel örgüt, Mehmet Eymür gibi yüzlerce,
binlerce profesyonelden oluşan bir örgüt. Ergenekon'un kurucusu
Necabettin Ergenekon nerede?" diye sordu.
HEDEF YARGIYI ÇÖKERTMEK
Savcıların soruşturmayı siyasallaştırdığını öne süren Gülaltay,
ileride şartların değişmesiyle savcıların da suçsuz yere uzun
cezalar alabileceklerini savundu.
Gülaltay, "Davanın hedefinde bir kere yargıyı çökertmek var. Siz ne
kadar verirseniz verin, halkın yüzde 50'si bu karara inanmayacak.
Bu davada atılan sis bombalarıyla amaçlanan Anayasa'yı değiştirmek"
dedi.
BİRDAL'I VURANLARI DOĞAL KARŞILIYORUM
Akın Birdal suikastına adının karıştırıldığını söyleyen Gülaltay,
"Bu olaya azmettiren Cengiz Ersever, beni tanıyan ve büroma
gelip giden birçok astsubaydan biridir. Büromda gece bekçiliği
yapan kişiyle olayı gerçekleştirmiştir. Yargıtay'da
beraatım istenmesine rağmen bu davadan ceza aldım. Akın Birdal,
bana göre bir vatan hainidir. Onu vuran insanların tepkilerini
doğal karşılıyorum. Ben de karşılaşsam, yapmış olabilirdim. Ama
olaydan sonradan haberim oldu. Birdal olayı ve Türk İntikam Tugayı
(TİT), Mehmet Eymür ile ekibinin bana yakıştırmasıdır" dedi.
HOŞTAN'I TANIMAM
Davanın sanıklarından Sami Hoştan'ı hiç tanımadığını, Muzaffer
Tekin ile de birkaç kez görüştüğünü belirten Gülaltay, Anadolu
yakasındaki ulusalcıların birbirlerini tanıdıklarını, Muzaffer
Tekin ile de bu nedenle tanıştıklarını söyledi.
İddianamede kendisiyle ilgili pek çok hata yapıldığını savunan
Gülaltay, hatalı olduğunu öne sürdüğü bölümleri okuyarak
açıklamalarda bulundu.
BİR KERE AĞZINA SIKARIM DEDİM
Gülaltay, 9 ay boyunca telefonunun dinlendiğini, bu süre içinde
çok kızdığı birine "ağzına sıkarım" dediğini, bunu
da hiddetle söylediğini, konuşmalarında başka da bir şey olmadığını
savundu.
Bu davadan beraat edeceğini, ancak kendisine bu şekilde leke
sürüldüğünü iddia eden Gülaltay, Ulusal Birlik Platformunun
sinerjisinden korkularak kendisinin tutuklandığını söyledi.
KİTAP YAZMIŞ MAFYA LİDERİ VAR MI?
"Örgütte ayak işlerine bakan biri" gibi gösterildiğini ifade
eden Gülaltay, "11 tane kitap yazmış bir tane mafya lideri
gösterebilir misiniz? Sadece 'Tanrı'nın Türkleri' adlı kitabım 6
cilttir. 17 bin kaynak taranmıştır" diye konuştu.
Soruşturmada Cumhuriyet savcılarının yönlendirildiğini öne süren
Gülaltay, "Benim Cumhuriyet savcılarımın bu yönlendirmeleri
anlamaları gerekirdi. Böyle tahkikat olmaz. Yarın savcılarımıza da
aynı şekilde tahkikat uygulanır. Bu küresel örgütte medya patronu,
bankacı, her titrden insan vardır. Bunlar ortaya çıkarılmalı.
Savcıların bu önemli tahkikatta yaptıkları hataların Türk milletine
çok ağır bedeller ödeteceğini düşünüyorum" diye konuştu.
Gülaltay, "bu küresel örgütün marifetiyle mahkeme karşısına sanık
olarak çıkarıldığını" öne sürerek, savunmasını tamamladı.