Ergenekon'da parti kapatma polemiği
Abone olİkinci Ergenekon davası sanıklarından tutuksuz yargılanan CHP'li milletvekili Sinan Aygün savunmasını yaptı
İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuksuz sanıklarından
CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün, parti kapatılmasına karşı
olduğunu belirterek, ''AK Parti'nin kapatılmaması gerektiğini
söylediğim 40 telefon tapem var'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki küçük salonda görülen duruşmada savunmasına devam Sinan Aygün, hakkındaki iddialara yanıt verdi.
Ankara Ticaret Odası Başkanlığı dönemi boyunca devletle iş yapmadığını belirten Aygün, çıkışları sebebiyle ''malum kişi'' olarak tanındığını, 'Aygün' denince akla muhalefetin geldiğini anlattı. Aygün, AK Parti ile çek kanunu çıkarttığını, siyasi bir kimliği olduğunu, her tarafta isminin bulunduğunu ve insanların kendi adını hep not ettiklerini söyledi.
Aygün, insanların adını not etmesinin örgüt bağlantısı olarak değerlendirildiğini belirterek, ''Bazı listelerde ulusalcıyım, bazı listelerde liboşum. Benim 50 bin esnafta telefon numaram var. Benim adımEın yanına not düşerek, 'fikirlerimiz uyuşmasa bile faydanılabilir' diyorlar. Benim örgütle, örgütçülerle işim olmaz. Trafik kurallarını bile ihlal etmemişimdir. Devletle karşı karşıya gelmedim'' şeklinde konuştu.
''E-MUHTIRANIN ARKASINDA DEĞİLİM"
Hakkında en çok yapılan iddianın, 'darbeye teşebbüs etmek' olduğunu vurgulayan Aygün, şunları söyledi:
''27 Nisan e-muhtırası verildiğinde, Türkiye toz duman olmuş. Muhtıradan sonra ne gelir? Darbe gelir. Ben ise o dönemde basında, 'Siyaset çözüm sanatıdır. Sorunların çözümü sivil siyasi hayatta olur' demişim. Benim e-muhtıranın arkasında olduğuma dair bir beyanım yoktur. Özden Örnek'in günlükleri çıktığında basına açıkladım. Darbenin 'd'sini duymadım ben. Ben seçimle geldim. Çok sayıda kişiyi tanıyorum. Buraya geldiğimde Tuncay Özkan bana soruyor, 'Abdullah Gül nasıl?' diye. Ben Ankara'da herkesi tanırım. Ben Bush, Putin ve Medvedev'i ile de tanıştım. Ancak bunları tanımış olmam aramızda örgüt olduğu anlamına gelmiyor. Ben darbelerin çözüm getireceğine inanmıyorum.''
Aygün, iddianamede AK Parti'nin kapattırılması için kendisinin çalışmalar yapıldığından bahsedildiğini dile getirerek, ''23 Haziran 2001 tarihinde AK Parti yok. Fazilet Partisi var. Fazilet Partisi'ne kapatma davası açılmış. Bu durumun Türkiye'nin itibarını zedeleyeceğini söyledim. Ben parti kapatılmasına karşıyım. O zamanlarda tepkiliydim. Bir tek sektör bu durumdan memnun olur. Onlarda tabelacılardır'' dedi.
AK Parti için kapatma davası açıldığında ''Türkiye parti mezarına döndü'' dediğini ifade eden Aygün, ''Parti kapatılmasın, şahıslar cezalandırılsın. Parti kapatma, krize dönüşürdü. Ben kapitalizmin temsilcisiyim. Beni para ilgilendiriyor. Doların çok yükseleceğini söyledim. Bu durumda Türkiye batardı. Benim borcum katlanırdı. Karşılıksız çekten içeride olurdum. AK Parti'nin kapatılmaması gerektiğini söylediğim 40 telefon tapem var' diye konuştu.
Aygün savunmasını tamamladıktan sonra soruları yanıtlamaya hazır olduğunu ifade edince, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, ''Mahkeme bütün sanıkların savunmaları alındıktan sonra gerekirse soru sormayı kararlaştırdı. Şimdilik çapraz sorgu yapılmayacak'' diye açıklama yaptı.
Duruşmada, tutuklu sanık eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un avukatı İlkay Sezer de, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın eski bakanlardan Fikri Sağlar'a, ''Dolmabahçe'de Büyükanıt'a dosya verildi mi?'' başlıklı yazısından dolayı açtığı tazminat davasında konu edilen CD'ye ilişkin söz aldı.
Avukat Sezer, Yaşar Büyükanıt ile Fikri Sağlar arasında Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada, Tolon'da bulunduğu iddia edilen CD'lerin söz konusu edildiğine dikkati çekerek, içeriğini kabul etmedikleri CD'ye ilişkin Tolon'a suç isnadı yapıldığını söyledi.
HURŞİT TOLON'DAN CD AÇIKLAMASI
Tutuklu sanık Hurşit Tolon da, iki gündür basın organlarında devam eden yayınlarda kişisel ve Anayasal haklarına saldırıldığını ifade ederek, ''İki kişi arasındaki (Büyükanıt-Sağlar) hukuk davasında delil olarak bir CD'den bahsedilmektedir. Davayı gören mahkemeye CD heyetinizce gönderilmiş. Fikri Sağlar, beyanlarıyla kişisel onurumu, haysiyetimi rencide etmektedir. Sanık sıfatı taşımam benim şeref ve haysiyetimle oynanabileceği anlamına gelmez. İddialar aslı esası olmayan CD'ye dayandırılmaktadır. Adil yargılamayı etkileme teşebbüsünde bulunulmaktadır. Ben Yaşar Büyükanıt'ı 50 yıldır tanırım. Yaşar Büyükanıt ile ilgili tek bir kayıt tutmadım, muhafaza etmedim. Dosya içeriğinde bayan Büyükanıt ile ilgili bir tek çay fişi dahi bulunmamaktadır. Heyetinizden yasal haklarımın korunmasını istirham ederim'' diye konuştu.
Tolon, hiç bir konutunda böyle bir CD'nin bulunmadığını ifade etti.
Duruşma, tutuksuz sanık Erol Mütercimler'in savunmasıyla devam ediyor.