'Ergenekon'a karşı BDP affı olur mu?'
Abone olBDP eşbaşkanı Gülten Kışanak Taraf'ın sorularını yanıtladı. Kışanak "Ergenekon'a karşı PKK affı olmaz" açıklamasını yaptı.
İNTERNET HABER-
Türkiye’de 40 bin cana mal olan Kürt sorununun çözümü için girilen
yolda önemli bir dönemeçte, BDP eşbaşkanı Gülten Kışanak Taraf'ın
sorularını yanıtladı. Kışanak "Ergenekon'a karşı PKK affı
olmaz" açıklamasını yaptı.
PKK’lıların sınır dışına çekilmeye başlamasının ardından ikinci aşamada hükümetin demokratikleşme paketi merakla bekleniyor. Başbakan Erdoğan geçtiğimiz günlerde demokratikleşme paketinin içeriğine dair açıklamalar yaptı. Taraf muhabiri Tuğba Tekerek, BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak’a Başbakan’ın açıkladığı adımların taleplerini ne ölçüde karşıladığını, çözüm sürecinin gidişatını, bu arada genel bir affın Ergenekon tutuklularını da kapsaması hakkında ne düşündüğünü sordu.
İşte aldığı yanıtlar:
KÜRT TARAFI KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMEK
İSTİYOR
- Kürt tarafı birinci aşamada üzerine düşeni tam olarak
yaptı mı?
- Biz tamamıyla yaptığına inanıyoruz. Kürt
tarafından beklenen bu savaşı sonlandırmak konusunda bir iradenin
açığa çıkmasıydı. Bu karar alındı, uygulamaya kondu ve tek bir
silah patlamadı. Yasal düzenleme yapılmadan da ortaya çıkabilecek
tek durum budur. Birinci aşamada şu andakinden çok daha farklı bir
pozisyonu arzuluyor idilerse sayın Öcalan’la görüşmelerinde bu
konuda bir yaklaşım ortaya koysalardı. Bir yasal düzenleme
yapsalardı. Çünkü Kürt tarafı da kendini güvende hissetmek istiyor.
Barış süreçlerinde tarafların kendilerini güvende hissetmek için
karşılıklı adım beklentisi vardır. “Hiçbir adım atmam, hiç bir
yasal düzenleme yapmam ama geri çekilme yüzde 20...” Neye göre
yüzde 20?
- Size göre yüzde kaç?
- Bu bir polemik konusu,
hiçbir manası yok. Bunu, demokratik reformlardan kaçınmak için
üretilmiş bahane olarak görüyoruz. Önemli olan birinci aşamada
silahların devreden çıkması konusunda Kürt tarafının ortaya bir
irade koymasıydı. Bu irade kondu. Çekilme süreci başladı. KCK’nin
biz tamamını çekmeyeceğiz diye de bir yaklaşım yoktur.
SAYI ÜZERİNDEN POLEMİK, BAHANE
ARAMAKTIR
- Ama ne zaman çekecek?
- Bilmiyorum. Yüzde
kaçının gittiğini de bilmiyorum. Kimse de bilemez. Bu konuda KCK
yöneticilerinin yaptığı açıklamalara inanmak durumundayız. Onlar da
¨Büyük ölçüde tamamlandı¨ diyorlar. Burada Başbakan’ın polemik
yaratmak yerine, barış sürecinin bir ruhu vardır, bu ruha uygun
davranması lazım. Resmi gözlem heyetlerini kursaydı, otururdu tek
tek sayardı. Üç mü çıktı beş mi çıktı bunun hesabını yapardı ama
şimdi bu hesap üzerinden polemik yapmak bahane arama yaklaşımıdır.
(...)
TALEPLERİN KARŞILANMASI DEMOKRATİK BİR REJİM İLE MÜMKÜN
- Siz, eşitlik ve adalet yoksa çatışma olur diyorsunuz,
öyle mi?
- Evet. Çatışma doğmamasının tek ihtimali
vardır: Mağdur edilenin artık nefes alamaz hale gelip kendiliğinden
hak talebinden vazgeçmesi. Kürtler hak talebinden vazgeçmeyecek,
bir halk kimliğiyle, kültürüyle, diliyle kendisini geleceğe taşımak
istiyor. Türkiye’de demokratik bir rejimde bunu temin etmek
mümkündür. Bunun ayrılıkla falan hiçbir alakası yoktur. Kimse
bölücülük edebiyatı yapmasın. Sayın başbakana tavsiyemiz - bu
memlekette şimdiye kadar bölücülük korkusuyla bu toplumu yönetip,
bu kadar çatışmayı bu kadar savaşı yaşattılar- sayın Başbakan bu
politikadan vazgeçsin. Barışa ve çözüme bu kadar yaklaşmışken
kimsenin bunu heba etmeye hakkı yok.
- Anadilde eğitim seçim sonrasına bırakılsa, buna
yaklaşımınız nasıl olur?
- Yasal düzenlemeler belki
zaman alabilir. Biz hükümetin en azından politik tutumunu görmek
istiyoruz. Sayın Başbakan’ın söyleminde bu politik tutum yok. Çok
açık “Olmaz, olmayacak” diyor. ¨Bu ayrılığa götürür¨ diyor. Tam da
geçmişteki statükocu, tekçi devlet zihniyetinin yeni bir versiyonu.
Desin ki “Kürtçe de bir anadildir, kamusal bir haktır. Biz devlet
olarak hazırlıklarımızı yapacağız. Peyderpey, bu süreci
ilerleteceğiz.¨ Ama politik tutum bile yoksa biz neye güveneceğiz o
zaman. Eski argümanlar, eski yaklaşımlar, eski söylemler. O zaman
yeni olan ne?
KCK'LILAR CEZAEVİNDEYKEN ÇÖZÜME KİMSE İNANMAZ
- KCK’lıların serbest bırakılmasına dair beklentiniz
nedir?
- Paketi görmeden birşey diyemiyoruz. Hiçbir şekilde pazarlık
konusu yapılmadan derhal bu siyasi soykırım yaklaşımından
vazgeçilmelidir. Bu sürecin özü demokratik siyasetin önündeki
engelleri kaldırmak, Kürt halkını demokratik yollarla mücadele edip
“Haklarımı peyderpey ilerletebilirim” duygusunu yaşamasına fırsat
sunmaktır. Eğer demokratik siyaset hakkını bu kadar darbesel bir
yaklaşımla ortadan kaldırmışsan sekizon bin politik tutuklu
yarattıysan bu süreci baştan sen kendin sabote ediyorsun.
Demokratik siyasetin önündeki engelleri kaldırmak, süreci sabote
etmekten vazgeçtiğinin en temel göstergesi olacaktır. Sadece
politik faaliyetlerinden dolayı bu kadar insanı cezaevine koyup, bu
tutumunda da herhangi bir esneme olmadan çözüm sürecine insanların
inanmasını bekleyemezsin.
ERGEKEON'A KARŞI PKK AFFI KABUL
EDİLEMEZ
- Hem Ergenekon, hem PKK’lıları kapsayacak genel bir af
konusunda ne düşünüyorsunuz?
- “Af” üzerinde
tartışılacak bir kelime. Ortada binlerce faili meçhul, binlerce
yakılmış köy var. Yaşamını yitirmiş 40 bin insan var. Kim kimi
affedecek? Belki bir topluma katılım yasası olabilir. Böyle bir
yasaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Çünkü PKK’nin de Türkiye’deki
demokratik siyasete katılmasının yollarının açılması lazım. Öte
yandan topluma katılım yasası aynı zamanda bunun toplumsal barışını
da temin edersen anlamlıdır. Eğer birbirimizin haklarına saygılı
yaşama konusunda diğer yapılması gerekenler yapılmış, bunun
atmosferi oluşmuşsa ondan sonra o insanları cezaevinde tutmak bir
yüktür zaten. Ona bir son vermek lazım. Ergenekon’la ilgili de
böyle bir toplumsal atmosferin oluşması lazım.
- Yakın mıyız böyle bir
atmosfere?
- Şu anda bir kutuplaşma var. Ergenekon
davalarında ortaya çıkan sonuçlar üzerinden ulusalcı dalga yaratma
yaklaşımı var. Ayrıca Ergenekon davalarında tutuklananlar AKP
hükümetine karşı darbe girişiminden yargılandılar ama bu davada
tutukluların çok büyük bir kısmı aynı zamanda geçmişteki derin
devlet faaliyetlerin failiydi, Kürtlere karşı işlenen bu kadar
suçun, Türkiye’nin batısındaki bir sürü komplonun suçlusuydu.
Davada bu defterin kapağını açmadılar bile. AKP de buna
yanaşmadı.
- Bu, affa engel, diyorsunuz, öyle mi?
- Evet,
af tartışmasının önündeki en önemli engellerden birisi de bu.
Bunların da açığa çıkması lazım. Arif Doğan “JİTEM’i ben kurdum,
ben öldürdüm bu kadar insanı” diyor. Gel şimdi onu Ergenekon’da
AKP’ye karşı bir darbe girişiminin faili olarak yargıla, “Ben
darbelerle hesaplaştım affedeceğim” de. Binlerce faili meçhul
cinayet ne olacak? O nedenle ben “PKK militanlarına da Ergenekon’a
da af çıksın” yaklaşımını hem doğru ve adil bulmuyorum hem gerçekçi
bulmuyorum.