Ergenekon savcısına temiz kağıdı
Abone olTurgut Kazan Savcı Öz hakkında soruşturma açılmasını istemişti. Bakanlık tam 4 sayfa savunma gönderdi. Bakın neler yazıyordu?
Adalet Bakanlığı, Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı
Zekeriya Öz hakkında soruşturma izni verilmesi amacıyla Ankara 4.
İdare Mahkemesi’ne açılan davaya 4 sayfalık bir savunma gönderdi.
Mahkeme duruşma tarihi belirleyecek ve Duruşma sonrası, Savcı Öz
hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin Bakanlık kararının
iptal edilip edilmeyeceğine karar verilecek.
Bakanlık, Mahkeme’ye gönderdiği savunma yazısında, Savcı Öz’ün
gözaltına alma, tutuklama, arama, el koyma, teknik takip
işlemlerini alınan mahkeme kararlarına istinaden yerine getirdiği
bildirildi.
Yazıda, Savcı Öz'ün hak ve yetkilerini kötüye kullandığına,
objektif davranmadığına ve hukuk dışı uygulamalar yaparak
soruşturmayı kasıtlı olarak geciktirdiğine dair herhangi bir delil
bulunmadığını da belirtti.
TURGUT KAZAN SORUŞTURMA AÇILMASINI TALEP
ETMİŞTİ
Avukat Turgut Kazan, bir yurttaş olarak Adalet Bakanlığı’na
başvurarak Ergenekon Savcısı; ‘ucu açık’ bir soruşturma yürüttüğünü
ve bu uygulamayla, “Geceleyin kapı çalınınca sütçü
gelmiştir diye uyanma hakkımızın öldürüldüğünü”,
insanların korku içinde olduğunu ve yaşananlardan dehşete kapılmış
insanlar için Savcı Öz hakkında soruşturma açılmasını talep
etti.
Bakanlık, Savcı Öz hakkında soruşturma izni istenmesine ilişkin
talebi reddetti. Avukat Kazan’da bunun üzerine kararın iptali
istemiyle İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Bu Mahkeme de, Bakanlık’dan
savunma istedi.
"MAHKEME KARARLARI DOĞRULTUSUNDA HAREKET
ETTİ"-
Bakanlık, Ankara 4. İdare Mahkemesi’nde görülen dava için yazdığı 4
sayfalık savunma yazısında, davanın ‘ehliyet’ yönünden reddini
istedi. Bakanlık, davanın neden geç açıldığı şeklindeki soruya da
şu yanıtı verdi:
“Sözde yasal dernek ve kuruluşlar aracılığıyla, yaygın şiddet
hareketlerine başvurmak suretiyle Hükümeti devirmeye, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü hür demokrasi düzenini ortadan
kaldırmaya yönelik faaliyetler yürüten, ‘Egenekon’ isimli
yapılanmanın üyesi olduğu iddiasıyla Muzaffer Tekin ve arkadaşları
hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dosyasında başlatılan
hazırlık soruşturmasında; gerek delillerin
toplanması, gerek şüphelilerin gözaltına alınması ve gerek
sorguları sırasında, arama, el koyma, yakalama, gözaltına alma,
teknik takip ve soruşturmanın gizliliğine ilişkin 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile ilgili yönetmelikte yer alan
hükümlere aykırı davrandığı, tahkikatı kısa süre içerisinde
sonuçlandırmayarak mağduriyete neden olduğu iddia edilmiş ise de;
adı geçen Cumhuriyet Savcısının kamu adına yürüttüğü hazırlık
soruşturmasında, gerek delillerin toplanması, gerekse şüphelilerin
gözaltına alınması ve gerek sorguları sırasında CMUK ile ilgili
yönetmelik hükümlerine göre yetkili mahkemeden aldığı arama,
yakalama ve gözaltı kararları doğrultusunda hareket ettiği, bu
kararların yerine getirilmesi sırasında ortaya çıkan hukuka
aykırılıkların giderilmesi için ilgililerin yerine idari mercilere
şikayet yöntemine başvurduğu anlaşılmıştır.”
Bakanlık, Mahkeme’ye gönderdiği savunma yazısında, Ergenekon
soruşturması çerçevesinde ele geçirilen belgelerin sayısının fazla
olmasının, tutuklu, şüpheli ve sanıkların da aynı şekilde fazla
olmasının davanın açılmasını geciktiren etkenler olduğuna dikkat
çekerek şu görüşleri dile getirdi:
SORUŞTURMA ZAMAN ALDI
“Soruşturmada isnat edilen suçların niteliği, kapsamı ve
şüpheli ve tanık sayısının fazla olması, ev ve iş yerlerinde
yapılan aramalarda ele geçirilen şüphelilere ait çok sayıdaki
belgenin ve bilgisayar kaydının incelenmesinin uzun zaman
alması, birçok şüphelinin soruşturmaya dahil edilmesi ve
bunlarla ilgili teknik takip yapılmasına ihtiyaç duyulması
nedeniyle kısa sürede sonuçlandırılamadığı, adı geçen Cumhuriyet
savcısının, delil toplama, değerlendirme ve suçu vasıflandırma
yetkisine istinaden yaptığı işlemlerde, taraflı davranarak bu hak
ve yetkilerini kötüye kullandığına, objektif davranmayıp, hukuk
dışı uygulamalar yaparak, soruşturmayı kasıtlı olarak
geciktirdiğine dair herhangi bir delil de bulunmadığı, yine
soruşturma aşamasında soruşturma ile ilgili birçok kişinin
bilgisinin basın yayın organlarında yer aldığı tesbit edilmişse de,
bu bilgilerin adı geçen Cumhuriyet savcısı tarafından basına
verildiğine ya da ondan elde edildiğine dair herhangi bir delil
gösterilmediği ve bu hususta emareye de rastlanmadığı, bir kısım
şikayetçilerin de soruşturma dosyasında soruşturulan kişi
ya da yakını gibi herhangi bir sıfatlarının bulunmadığndan
yakınmalarında hukuki yararları da olmadığı, bu bakımdan; İstanbul
Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz hakkında işlem yapılmasına yer
olmadığına 21 Ağustos 2008 tarihli olurla karar
verilmiştir”
Mahkeme, savunmaların tamamlanmasının ardından duruşma tarihi
belirleyecek. Duruşma sonrası, Savcı Öz hakkında soruşturma
izni verilmemesine ilişkin Bakanlık kararının iptal edilip
edilmeyeceğine karar verilecek.