Ergenekon sanıklarının vekilliği tehlikede

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, değişik partilerden aday gösterilen Ergenekon, Balyoz ve KCK sanıklarının tutukluluk hallerinin milletvekilliğine engel olup olmadığını değerlendirirken, "Kesin hükümle mahkum olmadıkça, herhangi bir suç isnatı aday olmaya engel değil. Aday olabilirler. Ancak, milletvekilliği döneminde beratta değil de, mahkumiyetle sonuçlanması hakkında hüküm kesinleşirse; Anayasa 84'e göre kendiliğinden milletvekillikleri düşer" dedi.

İyimaya TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Ergenekon, Balyoz ve KCK sanıklarının tutukluluk hallerinin milletvekili adayı olmalarına ya da milletvekili seçilmelerine engel durumu var mı" şeklindeki sorulara İyimaya, milletvekili adayı olma engeli veya nelerin milletvekili adayı olmasına engel olduğunun Anayasa'nın 76. Maddesinde yazıldığını hatırlatarak, "Kesin hükümle mahkum olmadıkça, herhangi bir suç isnatı aday olmaya engel değil. Aday olabilirler. Bu suçların niteliğine göre adaylara da bakarak toplam kararını verecektir" değerlendirmesinde bulundu.

İyimaya şöyle devam etti:

"Ancak amacın dokunulmazlıklardan yararlanmak ise, yine Anayasa'nın 14. Maddesine atıf yapan, Anayasa'nın 83. Maddesi soruşturmasına, kovuşturmasına seçimden önce başlanan suç isnatlarına başlanan sanıklar bakımından, yargılama hükmün kesinleşmesi devam edecektir. Dokunulmazlık kesinlikle söz konusu değil. Milletvekili olarak seçilmeleri dokunulmazlık sıfatını elde etmelerini sağlamıyor. Milletvekilliği sıfatlarını iktisap ediyorlar. Milletvekili olarak yargılamaları devam eder. Tutukluluk konusunda Türkiye'de sorun var. Ceza anlamına gelecek uzun tutukluluklar olmamalı. Adil yargılama yargılanmanın makul sürede bitirilmesini zorunlu kılmaktadır. Tutuklu olup olmaması yargılamayı sürdüren mahkemenin takdiri içersindedir. Ancak milletvekilliği döneminde beratta değil de, mahkumiyetle sonuçlanması hakkında hüküm kesinleşirse Anayasa 84'e göre kendiliğinden milletvekillikleri düşer."

Anayasa'nın 14. maddesinin kapsamına vurgu yapan İyimaya, "Cumhuriyete, ülkenin bölünmez bütünlüğüne yönelik olmayan suçlarda dokunulmazlık var. Ama bu değerlere yönelik suçlarda yargılama devam eder. Dokunulmazlık yok. Mahkeme tutukluluğu sürdür veya sürdürmez aynı şu andaki durumda olduğu gibidir" diye konuştu.

Yargılamaların Meclis'in iznine tabi tutulmadığını da kaydeden Ahmet İyimaya, "Temyiz etmeleri yargılamanın diğer aşamalarının yürümesi Meclis'in iznine bağlı değildir. Yargılama devam eder. Süreçte beraatse onda da sorun yok. Ama mahkumiyetse o da kesinleşirse milletvekillikleri kendiliğinden düşer" dedi.

"YENİ YAPILACAK ANAYASA BU KUSURLARI ÇÖZMELİ"

Yapılacak yeni Anayasa'da bu sorunun çözülmesi gerektiğine işaret eden İyimaya, "Türkiye'nin kusurları bunlar. Anayasa'nın bu maddesini askerler ve seçkinler yazdı. Şimdi kendi yazdıkları Anayasa'nın kuyusuna düşüyorlar. Şunu hatırlatalım. 1876'da Anayasa'nın mimarlarından biri Mithat Paşadır. Anayasa'nın sürgün maddesini koymuştu. O madde kendisinin tuzağı oldu ondan gitti" diye konuştu.

"Milletvekili dokunulmazlığı şu suçta olur şu suçta olmaz" diye kategorize etmenin yanlış olduğunu savunan İymaya şöyle dedi:

"Esas olan özgürlüğe karşı suçlarda böyle bir şey öngörülebilir. Böyle bir şey yok. Bu Anayasa temelinden de ruhundan da bozuk bir Anayasa'dır. Önümüzdeki Meclis inanıyorum; uzlaşmayı gerçekleştirecektir. Biz gerçekleştiremezsek, millet bir daha yeniler gerçekleştirir. Buna mecburuz. Önceki Anayasa değişikliğinde iki muhalefet partisi karşı çıktı. Millet referandumda 'değiştirin' dedi. Oturup Anayasanın doğrusunu yazmalıyız. Toplumun taleplerini esas almalıyız."