Ergenekon koğuşunda uçan tekme!
Abone olBir araya gelip örgüt kurduğu iddiasıyla yargılanan insanlar koğuşta tekme tokat birbirlerine girmişler. Kavga mahkemede anlatıldı.
Ergenekon davasında Doç. Ümit Sayın, çapraz sorgusunda
mahkemeye verilen bir dilekçe nedeniyle koğuşta kavga çıktığını
belirterek “Emin Gürses’i Hayrettin Ertekin tuttuğu sırada Vedat
Yenerer’in attığı tekme yüzüne geldi” dedi.
Ergenekon davasının 36. duruşmasına tutuklu sanıklardan tutuklu
sanıklardan Adli Tıp uzmanı Doç. Dr. Habip Ümit Sayın’ın çapraz
sorgusu yapıldı. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese, mahkemeye bir
dilekçe vererek, daha önce gönderdiği bir başka dilekçenin
Hayrettin Ertekin tarafından kendisine dikte ettirildiğini
söylediğini hatırlattığı Sayın’a, bu dilekçenin ne şekilde dikte
ettirildiğini sordu.
HAYRETTİN ERTEKİN DİKTE ETTİRDİ
Bahsettiği dilekçenin kendisine tutuklu sanıklardan
Hayrettin Ertekin tarafından dikte ettirildiğini
tekrarlayan Sayın, söz konusu dilekçeyle ilgili konunun bu
noktaya geleceğini hiç düşünmediğini söyledi.
DÖVMEKLE TEHDİT EDİYORLARDI
Özese’nin dilekçenin ne amaçla yazdırıldığını sorduğu Sayın,
“Savcılık makamını kötülemek istiyorlardı. Hayrettin Ertekin her
istediğini yaptırmak istiyordu. Emin Gürses’i dövmeye bile
kalktılar. Koğuştan atma ve dövme tehdidinde bulunuyorlardı. Ben de
‘Sorun olmasın’ diye yazdım. Bu sözler Hayrettin Ertekin’e aittir”
diye konuştu.
SAVCI ÖZ’E KARŞI NEFRET DOLUYDULAR
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün’ün koğuşta dilekçenin
yazılması sırasında kaç kişi olduklarını sorduğu Sayın, koğuşta
Orhan Tunç, Vedat Yenerer, Hayrettin Ertekin, Emin Gürses ile
kaldığını belirterek, “Bu konuda Emin Gürses şahidim olabilir. O
gördü. Diğerleri zaten aynı gruptan. Özellikle Savcı Zekeriya Öz’e
karşı nefret doluydular. Kendilerinin de yazdıklarını
söylediler. ‘Ne kadar fazla yerden giderse, o kadar iyi olur’
dediler. Ancak kendileri yazmamışlar” dedi.
HAYRETTİN ERTEKİN YALANLADI
Sayın’ın beyanları üzerine söz alan Hayrettin
Ertekin, koğuşta 7 kişi kaldıklarını ve buraya en son kendisinin
geldiğini belirterek, “Ben koğuşa geldiğimde hastaydım. 3
gün yataktan kalkmadım. O süre içerisinde verilmiş bu
dilekçe. Benim bir ilgim yok. Dikte ettirmek için de bir nedenim
yok. Yazıyı okudum. Yazsaydım, altına imzamı atardım. Zaten Ümit
Sayın diyalog kurulacak durumda değildi. Günde 7 ilaç içiyordu”
şeklinde konuştu.
YÜZÜNE TEKME ATTI
Bu sırada Sayın ve Ertekin birbirlerini yalan söylemekle
suçladı. Sanıklardan Vedat Yenerer, Ümit Sayın’ın Ekim sonunda
koğuştan ayrıldığını belirterek, neden daha önce şikayette
bulunmadıklarını sordu. Sayın da olayın bu noktaya geleceğini
düşünmediğini, dilekçenin mahkemeye ulaşmayacağını sandığını
belirterek, “Emin Gürses’i Hayrettin Ertekin tuttuğu sırada
Vedat Yenerer’in attığı tekme yüzüne geldi” dedi.
Vedat Yenerer ve Orhan Tunç da dikte ettirildiği öne sürülen
dilekçeyi Ümit Sayın’ın kendi başına yazdığını söyledi.
GARİH BELGELERİNİ GAZETECİDEN ALDIM
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün’ün Üzeyir Garih ile ilgili
belgeleri kendisine hangi gazetecinin getirdiğini hatırlayıp
hatırlamadığını sorduğu Sayın, “Üzerinden çok zaman geçti.
Gazeteciyi hatırlamıyorum. Cumhuriyet gazetesinden olduğunu daha
önce söylemiştim” dedi.
Tutuklu sanıklardan Behiç Gürcihan ise Sayın’ın ek ifadesinde
kendisiyle ilgili beyanlarında değişiklik olduğunu hatırlatarak,
bunu açıklamasını istedi.
Sayın da “İddianameyi okuyup sanıkları gördükten sonra Ergenekon
diye bir örgüt olmadığına kanaat getirdim. Dolayısıyla Behiç
Gürcihan’ın bu örgütün kilit adamı olması söz konusu değildir. Bu
konudaki kanaatim değişti” diye konuştu.
KÖTÜ ADAM İYİ ADAM MI OLDU?
Bunun üzerine Başkan Şengün’ün, “Nasıl
değişti? Kötü adamdı da iyi adam mı oldu?” şeklindeki
sorusuna Sayın, “Ek ifademde hep kanaatlerimi belirtmiştim. Behiç
Gürcihan’ın örgütte herkesi tanıyan kişi olabileceğini söylemiştim.
Bu konudaki düşüncem değişti. Böyle olmadığını düşünüyorum” diye
cevap verdi.
Üye hakim Hasan Hüseyin Özese’nin telefon görüşmelerinde sıklıkla
darbeden bahsettiğini hatırlatarak, bunun sebebini sorduğu Sayın,
“O konuşmalar hayali ve anlık konuşmalardı. O anki Türkiye’nin
genel durumu ve gidişatının yarattığı anlık hislerle yapılmıştır.
Şu anda aynı şekilde düşünmüyorum” dedi.
ADLİ TIP ENSTİTÜSÜ’NDE GÖREVLİYİM
Özese’nin “Yener Yermez’i tanıyor musunuz?” şeklindeki sorusunu
Sayın, “Tanımıyorum. Bazı sağcı gazetelerde Adli Tıp Kurumu’nda
görüştüğüm yazıldı. Ben Adli Tıp Enstitüsü’nde görevliyim. İkisi
çok farklı kurumlardır. Yermez’in enstitüye getirilmesi imkansız.
Dolayısıyla kendisi ile hiç karşılaşmadım” diye yanıtladı.
Üye hakim Özese’nin, ajandasındaki “Kuvai Milliyeci Aydınlar”
şeklindeki nota ilişkin sorusu üzerine Sayın, “Beyin fırtınası
yaparken aldığım notlardır. Ne zaman yazdığımı bilmiyorum. Gizli
toplantılarda bu notu yazdığım iddia ediliyor. Ancak ben ne gizli
ne de açık toplantılara katıldım. Öyle bir toplantı da yok”
dedi.
KURSATHAREKETI.ORG YAŞAR BÜYÜKANIT’A KARŞIYDI
Özese’nin “Kursathareketi.org sitesi ile ilgili olarak neler
biliyorsunuz?” şeklindeki sorusuna Sayın, “Bu site Yaşar
Büyükanıt’a karşı bir siteydi. Bir süre takip ettim. O nedenle
bilgisayarımda çıkmıştır. Bu sitede yazılanların karşındayım. Nasıl
ilgim olabilir? Ben bu sitenin merkezinin Boston’da olduğunu tespit
ettim. Bunu orduya ve gerekli yerlere bildirdim. Bu sitenin
merkezini ortaya çıkarmak için çalıştım” diye cevap verdi.
Ümit Sayın, Avrupa Türkiyeli İşçiler Federasyonuna ilişkin soru
üzerine de “Türkiye aleyhtarı bir federasyondur. Son toplantılarına
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da katılmıştı. İnternet sitelerinde
Fincancı’nın heyecan verici bir konuşma yaptığından bahsediliyordu.
Rum Pontus, Ermeni ve Kürt soykırımının tanınmasından yana
çalışmaları vardı. Sitelerini takip ediyordum. Türkiye, paranoyak
ve hezeyan içinde bir devlet olarak tanıtılmak isteniyordu” diye
konuştu.
AVUKATI: YENER YERMEZ’İN GÖRÜŞMESİ
İMKANSIZ
Ümit Sayın’ın çapraz sorgusunun ardından savunmasını yapan avukatı
Mehmet Nuri Aytekin, bazı basın yayın organlarında Üzeyir Garih
cinayetiyle ilgili müvekkiline yönelik gerçek dışı itham ve
iddialarda bulunulduğunu söyledi. Garih cinayetinden hüküm giyen
Yener Yermez’in avukatının aracılığıyla cezaevinden yaptığı bazı
açıklamaları olduğunu hatırlatan Aytekin, Yermez’in Adli Tıp
Kurumu’nda Ümit Sayın ile görüştüğü ve müvekkilinin kendisine
ifadesini değiştirmemesi için para teklif ettiği şeklindeki
beyanlarının doğru olmadığını vurguladı.
Aytekin, Yermez’in belirttiği Galatasaray-Barcelona maçı olan 5
Aralık 2001’de müvekkili ile görüşmesinin imkansız olduğunu ifade
ederek, Ümit Sayın’ın 2001 Haziran ayında annesinin rahatsızlığı
nedeniyle ABD’den geldiğini ve aynı yılın Aralık ayında da geri
döndüğünü söyledi.
Yener Yermez’in 10 ya da 11 Eylül 2001’de tutuklandığını, bir
tutuklunun 5 Aralık günü durduk yere Adli Tıp Kurumu’na
getirilemeyeceğini dile getiren Aytekin, cezaeviyle ilgili
yaptıkları incelemede böyle bir şeyin olmadığını öğrendiğini
vurguladı.
MART 2007’DE DARBE OLACAK
Müvekkilinin Mart 2007’de darbe olacağını, bilgiye, tahmine ve
temenniye dayalı olarak söylemiş olabileceğini, darbe olmadığı için
de bunun yanlış olduğunun ortaya çıktığını anlatan Aytekin, “Bu
konuşmalar 4-5 ayrı kişi arasında yapılmıştır. Mart 2007’de darbe
olacak dense ne olur, 2023’te İstanbul’da deprem olacak dense ne
olur?” dedi.
Ümit Sayın’ın Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile ilişkisinin
ağabey-kardeş gibi olduğunu belirten Aytekin, böyle bir konumda
olan 2 kişinin konuşmalarının talimat olarak iddianamede yer
almasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Aytekin, geçen yaz askeri lise sınavlarına giren oğlunun
kazandığını da belirterek, “20 yıl sonra sen Ergenekon’un
avukatlığını yaptın, o dönemde de oğlunu asker yaptın” şeklindeki
bir şeyle karşılaşmamak için oğlunu, kazanmasına rağmen askeri
okula göndermediğini vurguladı.