Ergenekon Davası'nda olay diyaloglar!
Abone olErgenekon davasının dünkü duruşmasında sanıklara destek için binlerce kişinin geldiği Silivri Cezaevi önü bugün boş kaldı...
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ,
CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli
Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 66'sı tutuklu 275
sanıklı ''Ergenekon'' davasının 271. duruşması
başladı.
Savcının esas hakkındaki mütalaasını vermesi beklenen dünkü Ergenekon davası duruşmasına, başta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyeleri olmak üzere binlerce kişi gelmişti. Bugün ise hem Ergenekon hem de KCK davaları olan Silivri'de duruşma salonlarının önü boş kaldı.
ÖN RAPOR EKLERİ OKUNDU
''Ergenekon'' davasında, Genelkurmay Başkanlığı'ndan mahkemeye gönderilen, ''Bilgi Destek Dairesi'ndeki hard disklerle ilgili naip hakim incelemesine ilişkin ön rapor ekleri''nin bazı bölümleri okundu.
Hakim Uslu, rapora göre, kullanıcı olarak Meltem Ağırgün, Hakan
Kaya, Murat Uslukılıç, Ziya İlker Göktaş, Fuat Selvi ve Cemal
Gökçeoğlu'nun isimlerinin geçtiği belirtilen, kimi belgelerin
içeriğini, tarihleriyle birlikte okurken, duruşma salonunda bulunan
Ziya İlker Göktaş, Fuat Selvi ve Cemal Gökçeoğlu'na rapordaki
belgelerden haberlerinin olup olmadığını sordu.
''Mart 2008' isimli belgede yazılan notlar'' sorulan sanık Göktaş, ''Mart 2008 tarihinden bahsediyorsunuz. Ben Ağustos 2008'de işe başladım'' dedi. AK Parti ile ilgili 30 Ağustos 2007 tarihli bir bilgi notu da sorulan Göktaş, çalıştığı tarihten önce oluşturulmuş bu notlarla ilgisinin olmadığını ifade etti.
Sanık Göktaş'tan önce aynı birimde çalıştığı belirtilen sanıklardan Fuat Selvi'ye de, aynı içerikte sorular soruldu. Selvi ise, ''Bu bilgi notlarını hatırlamıyorum. İnceledikten sonra beyanda bulunacağım'' diye konuştu.
DELİLLERİ TARTIŞMAK İSTEDİNİZ TARTIŞIYORUZ
Selvi'nin, ''2007 Haziran ayında görevde miydiniz?'' sorusuna karşılık ''evet'' demesi ve hakim Uslu'nun bunun üzerine 'Kişisel projelerim adlı, 7 Haziran tarihli belgede' ifadesini kullanarak Selvi'ye soru yöneltmesi sanık avukatlarından Ali Rıza Dizdar'ın tepki göstermesine neden oldu.
Ayağa kalkan Dizdar'ın, ''Bunun bir şekli var, ondan ona soru sorulmaz. Önce ne ve kime sorulacağının belirlenmesi lazım'' şeklinde konuşması üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese de, ''Oturun yerinize lütfen. Delilleri tartışmak istiyordunuz. Biz de tartışıyoruz işte delilleri'' dedi.
Tekrar, ''yazılan belgeleri hatırlayıp hatırlamadığı'' sorulan sanık Fuat Selvi de, ''Bahsettiğiniz dönem benim çalıştığım dönem. Ancak hatırlamıyorum'' ifadesini kullandı.
Duruşma salonunda avukatı bulunmayan sanıklardan Cemal Gökçeoğlu da, Hakim Uslu'nun, kendisine yönelttiği, ''6-18 Nisan 2009' isimli belgede, 'İnternet andıcı onaylatılarak sitelere dağıtıldı' ibaresi yer alıyor. Bu bilgi notu size mi ait?'' sorusuna karşılık, ''Tam olarak hatırlamıyorum. Ama daha önce de söylemiştim. Haftalık faaliyetler sonucunda yaptığımız toplantılarda, faaliyet raporlarını liste halinde hazırlıyorduk. Daire Başkanı Dursun Çiçek'in, 'dağıtın' talimatı vermesi üzerine, yayınlanmıştır. İbare de budur'' diye konuştu.
AVUKAT YOK TARTIŞMASI
Hakim Fatih Mehmet Uslu'nun, ''Kim tarafından onaylanmıştır?'' diye sorması nedeniyle, kimi sanık avukatları, avukatı olmayan sanık Cemal Gökçeoğlu'na soru sorulmasına itiraz etti.
Mahkeme Heyeti Başkanı Özese'nin, sanığın haklarını bildiğini söylemesi üzerine avukatlar, avukatı olmayan sanığa soru sorulmadan önce haklarının hatırlatılması gerektiğini belirtti. Özese de, ''Sanıklara hakları ilk sorgularında hatırlatıldı'' dedi. Özese, duruşmaya bir süre ara verdi.
MAHKEME BAŞKANINDAN AVUKATA SERT ÇIKIŞ
'Ergenekon'' davasında sanık avukatları esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için savcılığa süre verilmesini eleştirince, Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, ''Savcı dünkü duruşmada tevsi tahkikat talebinde bulundu. Deliller her aşamada tartışılabilir'' dedi.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanık avukatlarının beyanları alındı.
Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, avukat Demet Rençber'i konuşması sırasında ''Basın açıklaması yapar gibi konuşuyorsunuz. Milletvekillerini, gazetecileri, diğer avukatları görünce basın açıklaması yapar gibi konuşamazsınız'' diyerek uyardı.
Mahkeme Başkanı Özese, bu sırada araya girerek söz almakta ısrar eden avukat Hüseyin Ersöz'e, izin vermedi. Ersöz dünkü duruşmada yaşananları ifade etmek isterken, Başkan Özese, ''Dün yaşananları hepimiz gördük. Avukat Hüseyin Bey lütfen oturur musunuz'' diye bağırarak, avukat Ersöz'ün uyarılara rağmen tartışmaya devam ettiğini söyledi.
ERGENEKON BİR TERTİP
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in avukatı Hüseyin Gökçe Arslan, dünkü duruşmada yüzlerce avukatın hukuka aykırılıklara tepkilerini gösterdiklerini belirterek, ''Ergenekon''un bir tertip olduğunu savundu.
Arslan, ''Toplum vicdanı burada bir dava, suç olduğuna inanmamaktadır. Toplum bu olaya seyirci değildir. Vicdanında hissetmektedir' diye konuştu.
BÖYLE TEPKİ OLMAZ
Başkan Özese de ''Böyle ağaya kalkarak tepki gösterilmez'' diyerek, avukatların dünkü duruşmadaki tavırlarını eleştirdi.
Avukat Arslan'ın deliller tartışılmadan esas hakkında mütalaa için dosyanın savcılığa gönderildiğini ifade etmesi üzerine Başkan Özese, savcılığa tevsi tahkikat talebinde bulunup bulunmayacağının sorulduğunu, bir talebi olmaması durumunda esas hakkındaki mütalaa için süre verildiğini belirtti.
Savcının da dünkü duruşmada taleplerini açıkladığını anımsatan Özese, ''Savcı dünkü duruşmada tevsi tahkikat talebinde bulundu. Deliller her aşamada tartışılabilir'' dedi.
DAVA BİRLEŞSİN
Tutuklu sanık Sedat Peker'in avukatı Mehmet Doğurga, iddia makamının, müvekkili ve 4 arkadaşı hakkında İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gizli tanık ''Poyraz''ı tehdit ve suç delillerini değiştirmeye teşebbüs etmek suçlarından açılan davanın birleştirilmemesi konusunda görüş bildirdiğini anımsattı.
Doğurga, ''Savcının birleştirmeme gerekçesi bu davayla birleşen tüm dosyalar için geçerli. Peker hakkındaki o dava, bu davanın ürünüdür. Ergenekon davasıyla birleşmesi gerekir'' diye konuştu.
MÜTALAANIN VERİLMEYECEĞİNİ BİLİYORDUM
Müvekkilinin 1 yıl önce ''Ergenekon'' davası kapsamında tutuklandığını, 2004 yılından beri de cezaevinde olduğunu belirterek, tahliyesini istedi.
Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük'ün, ''Dosyanın mütalaaya gideceğini önceki celseden biliyordum'' sözleri üzerine Özese, ''Nereden biliyorsunuz'' diye sordu.
Avukat Küçük'ün ''Mahkemenin gidişatından'' sözleri üzerine Özese, ''Biz iddia makamına, tevsi tahkikat talebi olup olmadığı konusunda mehil vermiştik'' diye konuştu.
MEDYA BENİM İÇİN İDAM DİYOR
Tutuklu sanık Muzaffer Tekin'in oturduğu yerden, ''Medya da bizim hakkımızdaki sonucu biliyor. Benim için idam diyor'' şeklinde konuştu.
Başkan Özese, Tekin ve avukat Küçük'ün bu sözleri üzerine, ''Öyle şeyler olmaz. Duyduğunuza inanmayın'' ifadesini kullandı.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, avukat Küçük'ü ''Ben tarafım. Müvekkilimin tarafındayım. Kanaat bildiririm'' sözleri üzerine söylem tarzı konusunda uyardı. Zeynep Küçük, sözlerini sürdürürken Başkan Özese, ''Mahkemeyi yargılamaya hakkınız yok. Üslubunuza dikkat edin. Burada Türk milleti adına yargılama yapıyoruz. Kimseden talimat, tavsiye almıyoruz. Vicdanımız rahat. Mahkemeyi sorgular mahiyette konuşuyorsunuz. Böyle devam edemezsiniz'' dedi.
Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde (GATA) tedavi gören tutuklu sanık YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler'in avukatı Metin Güçlü, müvekkili hakkında çıkarılan yakalama emrinin tutuklama kararına çevrildiğini ve bunun da basında farklı yansıtıldığını belirtti.
TAŞDELER TUTUKLANMASI HATALIDIR
Taşdeler'in sağlık durumuyla ilgili daha önce mahkemeye sunduğu bir kaç rapor olduğunu hatırlatan avukat Güçlü, mahkemenin kararıyla Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi'nin de müvekkilinin sağlık durumuyla ilgili 8 sayfalık rapor hazırladığını ve bu raporun mahkemeye gönderildiğini söyledi.
Güçlü, Adli Tıp Kurumu raporunda, daha önce mahkemeye sunulan raporların içeriğindeki bilgileri teyit eden bilgiler olduğunu, Taşdeler'in tedavisinin devam etmesi gerektiği yönünde mütalaa sunulduğunu ve mahkemenin de Taşdeler'in ifadesini bu yüzden video konferans yöntemiyle aldığını anlattı.
''Müvekkilim Nusret Taşdeler'in tutuklanması hatalı olmuştur'' diyen Güçlü, Taşdeler'in kalbinin 2 stent takılı olan tek damarla beslendiğini, ölüm riski taşıdığını, halen orgeneral rütbesinde bulunduğunu ve kaçma ihtimalinin de söz konusu olmadığını savundu.
Gizli ya da açık tanıkların hiç birinin müvekkili Taşdeler ile ilgili beyanları olmadığını ve sanıkların da Taşdeler'in aleyhine ifadelerinin bulunmadığını belirten Güçlü, Taşdeler hakkında çıkarılan tutukluluk kararının kaldırılmasını talep etti.
Avukatların beyanlarının alınmasının ardından duruşmaya ara verildi.
SALONU TERKEDEN İLKER BAŞBUĞ
YOK
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan küçük salonda görülen duruşmaya CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, gazeteci Tuncay Özkan, emekli orgeneraller Hasan Iğsız ve Hurşit Tolon ile Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 46 tutuklu sanık katıldı.
Eski genelkurmay başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Ankara GATA'da tedavi gören YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler, emekli tuğgeneraller Veli Küçük ve Levent Ersöz ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 20 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi.
Bu davadan tutuksuz yargılanan ''Odatv'' davasının tutuklu sanığı Yalçın Küçük'ün de hazır bulunduğu duruşmaya 8 tutuksuz sanık katıldı. Duruşma, dünkü oturumda söz alamayan sanık avukatlarının beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.
DURUŞMAYA İLGİ ÇOK AZ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, CHP'li Milletvekili İlhan Cihaner, sanık yakınları ve gazetecilerin izlediği duruşmaya, dünkü oturuma göre katılımın az olduğu gözlendi.
Davanın dünkü duruşmasında esas hakkında mütalaanın açıklanacağı beklentisiyle izdiham yaşanmıştı. Bugünkü oturum sakin başladı. Cezaevi önünde de bugün bekleyen kimsenin olmadığı görüldü.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan duruşma salonlarında hem ''Ergenekon'' hem de İstanbul'daki ''KCK'' davası görülürken, jandarma ekipleri cezaevinin çevresinde yoğun güvenlik önlemleri aldı.
Cezaevine TEM'den ve E-5 Karayolu'ndan gelişlerde kullanılan bağlantı yollarında oluşturulan kontrol noktalarından araç girişine izin verilmedi.