Ergenekon Baykal'ı şoka soktu!
Abone olErgenekon soruşturması kapsamında hazırlanan 11 sanıklı son iddianame kabul edildi. İddianamede bir de önemli bir isim yer alıyor.
İddianamede eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel'in yeğeni Nihan Atasagun, Mehmet Haberal'ın kardeşi Ali Haberal ile oğlu Erkan Bülent Haberal sanık olarak yer alırken eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın teknik takibe takılan telefon görüşmeleri de dikkat çekti.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay, avukatlar Tülay Bekar, Ali Hadi Emre, Mehmet Cengiz, Kudbettin Kaya, Sefa Altıoğlu, emekli Albay Canfer Balçık, Hüseyin Yıldırım, eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel'in yeğeni Nihan Atasagun, Ergenekon tutuklusu milletvekili Mehmet Haberal'ın kardeşi Ali Haberal ile oğlu Erkan Bülent Haberal sanık olarak yer aldı. 250 sayfalık iddianamede Gürsel Özkan isimli bir müşteki yer aldı.
ERGENEKON YARGI YAPILANMASI
İddianamede şüphelilerin Ergenekon terör örgütünün yargı yapılanması içinde faaliyet gösterdiği belirtildi.
"AMAÇ MAHKEMEYİ ÇALIŞAMAZ HALE GETİRMEK"
Örgütün adliye içerisine sızmak için stratejiler geliştirdiğinin anlatıldığı iddianamede, "Örgütün amaç ve hedefi, bir şekilde soruşturmaya muhatap örgüt yöneticisi ve üyesi şüphelilerin usulsüz olarak soruşturmadan kurtararak tahliyesini sağlamak, yargılaması devam eden davayı etkisizleştirmek, davanın görülmekte olduğu mahkemeyi çalışamaz hale getirmek olduğu tespit edilmiştir" denildi.
VELİ KÜÇÜK İRTİBATI İDDİANAMEDE YER ALDI
Sanıkların örgütsel birlikteliklerini gösteren delillerin yer aldığı iddianamede sanık avukat Tülay Bekar'ın Veli Küçük ile irtibatlı olduğu iddia edildi. İddianamede, "Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden, şüphelilerin örgütsel birlikteliklerinin uzun bir geçmişe dayandığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda Şüpheli Tülay Bekar'ın bir kısım telefon görüşmelerinde geçen Batı Trakya Dergisiyle ilgili araştırma yapılmış, derginin 2007 yılı içerisinde yayınlanan sayılarında, Tülay Bekar'ın, Batı Trakya Dergisinde Haber Müdürü olarak görev yaptığı, aynı derginin Yayın Kurulu Başkanlığını Veli Küçük'ün, Hukuk Danışmanlığını ise Kemal Kerinçsiz'in yaptığı, Şüpheli Canfer Balçık ise araştırmacı-yazar olarak görev aldığı tespit edilmiştir. Her ne kadar Şüpheli Tülay Bekar ifadesinde; söz konusu dergide Veli Küçük tutuklandıktan sonra görev aldığını, Veli Küçük'ü ismen tanıdığını beyan ederek örgütsel irtibatlarını gizlemeye çalışmış olsa da, yapılan araştırmalarda Tülay Bekar'ın, aynı zaman aralığında şüpheli Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz ile birlikte derginin birçok sayısında görev aldığı tespit edilmiştir" ifadelerine yer verildi.
AVUKAT CENGİZ, YALÇIN KÜÇÜK, HANEFİ AVCI VE DOĞU PERİNÇEK İLE İRTİBATLI
İddianamede diğer sanık avukat Mehmet Cengiz'in ise Yalçın Küçük, Hanefi Avcı ve Doğu Perinçek ile irtibatının olduğu belirtilerek, "Soruşturma sonucu dava konusu olan 06/10/2009 tarihinde ODATV internet sitesinde yayınlanan CMK.'nın 250. Maddesi ile Yetkili Hakim ve Savcılarla Emniyet mensuplarının yemek fotoğraflarının şüpheli tarafından verildiği tespit olunmuştur" denildi.
EMNİYETE İHBAR GELMİŞ
Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın da aralarında yer aldığı 11 şüpheli hakkında hazırlanan "Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs" iddianamesi kabul edildi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, konuya ilişkin 2009 yılında 155 polis ihbar hattına bir ihbar geldiği belirtildi. İhbarda, "Ergenekon davasında İşçi Partili sanıkların avukatı Mehmet Cengiz, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Canfer Balçık ve Tülay… İsimli bir avukatın davayı kendi lehlerine çevirmek için hakim ve savcıları etkilemeye yönelik çalışma yaptıkları, bu ekibin Veli Küçük ve Doğu Perinçek'e bağlı çalıştığı" yönünde bilgelerin yer aldığının belirtildiği iddianamede, ihbarın araştırıldığı anlatıldı.
İHBAR ARAŞTIRILDI, SORUŞTURMA DERİNLEŞTİ
İddianamade soruşturmanın gelişimi şöyle anlatıldı:
"İhbarda yer alan konularla ilgili yapılan araştırmada, ihbarda isimleri geçen şüpheliler Mehmet Cengiz ve Canfer Balçık isimli şahısların Tülay Bekar isimli bir avukat ile yakın ilişki içerisinde bulundukları anlaşıldığından ihbarda adı geçen "Avukat Tülay"ın, Avukat Tülay Bekar olabileceği kuşkusu ile soruşturma bu yönde derinleştirilmiştir.
TEKNİK TAKİPTE ESKİ BAKAN İLE İRTİBATLARI TESPİT EDİLDİ
Yapılan çalışmalar sonucu elde edilen deliller çerçevesinde mahkeme kararları doğrultusunda teknik takip çalışmalarına başlanılmıştır. Geçmişte Adalet Bakanı olarak da görev yapmış bulunan şüpheli Av. Mehmet Seyfi Oktay ile diğer şüpheliler Av. Tülay Bekar, Av. Ali Hadi Emre, Av. Kudbedin Kaya, Av. Mehmet Cengiz, Av. Sefa Altıoğlu, Canfer Balçık ve Hüseyin Yıldırım'ın Ergenekon Terör Örgütü üyesi oldukları ve örgütün yargı birimi içinde görevli oldukları, örgütün talimatları doğrultusunda yargılamaları devam eden örgüt üyelerinin öncelikle tahliye ettirilmesi ve akabinde süren davalarda mahkeme başkan ve üyelerini çeşitli şekillerde etkileyerek baskı altına alıp istedikleri şekilde karar çıkartmaya çalıştıkları, bu faaliyetlerde avukatların değişik şekillerde hakim ve savcılarla irtibata geçip bu kişilerin yer değiştirme, Yargıtay üyesi seçtirme ve bazen de menfaat temin etmek suretiyle etki altına aldıkları, çeşitli yerlerde yemekler organize edip hakim ve savcıları şüpheliler Mehmet Seyfi Oktay ve Tülay Bekar vasıtasıyla dönemin HSYK Başkan Vekili ile görüştürüp çeşitli vaatlerle istedikleri işleri yaptırmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır."
ERGENEKON MAHKEMESENİN BAŞKANINA BASKI VE YÖNLENDİRME
İddianamede sanıkların, Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'e yönelik hukuka aykırı olarak etkileme, baskı ve yönlendirme faaliyetleri yürütüldüğü belirtildi.
DOSYAYI GÖNDER BASKISI
İddianamede yer alan sanıkların, eski Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ü etki altına alarak, öncelikle dosyayı görevsizlik kararıyla Ankara'ya göndermesi ya da emekli olması yönünde baskı yaptıklarının anlatıldığı iddianamede, "İkinci olarak mahkeme başkanlığından uzaklaştırmak ve HSYK tarafından yeni bir başkan atanmasını sağlamak için Yargıtay'a üye seçtirmeye çalıştıkları, ayrıca bu şekilde Köksal Şengün'e yönelik faaliyetlerini sürdürürken, diğer taraftan da Köksal Şengün'ü etkileyerek bir kısım Ergenekon sanıklarını tahliye ettirmeye çalıştıkları ve bazı tutuklu şahısları tahliye ettirdikleri anlaşılmaktadır.
MAHKEME ÜYELERİNİ İTİBARSIZLAŞTIRMA
Örgüt üyelerinin, dönemin mahkeme başkanın emekli olması veya istifa etmesini sağlamaya çalıştıkları, dönemin mahkeme başkanını, emekli olduktan sonra basın açıklaması yapmaya zorladıkları, bugüne kadar ele geçen Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaç ve hedeflerini gösteren belgelerde yer aldığı gibi kamuoyunda yargılamayı ve yargılamayı yapan diğer mahkeme üyelerini itibarsızlaştırmaya çalıştıkları belirlenmiştir" denildi.
DENİZ BAYKAL 'D.B' OLARAK İDDİANAMEDE YER ALDI
İddianamede söz konusu sanıkların teknik takibe takılan telefon görüşmeleri de yer aldı. Sanıklardan Seyfi Oktay'ın telefon görüşmelerinde eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile Anayasa Mahkemesi Üyesi Fulya Kantarcıoğlu da yer aldı. Ancak iddianamede Deniz Baykal ve Fulya Kantarcıoğlu'nun isimleri kodlanarak yazıldı. Deniz Baykal iddianamede D.B, Fulya Kantarcıoğlu ise F.K olarak yer aldı.
SEYFİ OKTAY: "ERGENEKON İLE BAĞLANTIM YOK"
İddianamede, bir numaralı sanık Seyfi Oktay'ın ifadesi de yer aldı. İfadesinde Ergenekon davasında süreci hiçbir zaman takip etmediğini belirten Oktay, "Köksal Şengün beni yemeğe davet etti. İki kez birlikte yemek yedik. Şengün ile yaptığım bu görüşmelerde davayı etkilemeye yönelik herhangi bir konuşma ve görüşme yapmadım. Bu görüşmelerde Ergenekon davası sanıklarının tahliyesi konu olmadı" dedi.
Soruşturma sürecinde talimat ile Ankara'da ifadesi alınan Oktay'ın suçlamaları kabul etmediği ve Ergenekon ile hiçbir irtibatının olmadığını belirttiği iddianamede anlatıldı. Oktay ifadesinde, "Ergenekon diye adlandırılan davaya bakan ağır ceza mahkemesi başkanı, bir yargıçta bulunması gereken, yetenek, birikim ve yüksek karaktere sahip ideal bir yargıç. Mahkeme başkanı ile görüşmekten ve tanışmaktan mutluluk duyarım" dedi.
"BAŞKAN ŞENGÜN BENİ YEMEĞE DAVET ETTİ"
Ergenekon'dan hakkında işlem yapılanların hiçbirini tanımadığını ve Ergenekon davasında süreci hiçbir zaman takip etmediğini belirten Oktay, "Köksal Şengün beni yemeğe davet etti. İki kez birlikte yemek yedik.
"GÖRÜŞMELERİMİZ DAVAYI ETKİLEMEYE YÖNELİK DEĞİLDİ"
Köksal Şengün ile görüşmelerim sohbet amaçlıydı. Şengün ile yaptığım bu görüşmelerde davayı etkilemeye yönelik herhangi bir konuşma ve görüşme yapmadım. Bu görüşmelerde Ergenekon davası sanıklarının tahliyesi konu olmadı. Köksal Şengün'ün emekli olması veya tatile gitmesi şeklinde bir görüşmeye tanık olmadım.
"TÜLAY BEKAR'I BEN YÖNLENDİRMEDİM"
Köksal Şengün'ün emekli olması ya da Ergenekon Davasını bırakması yönünde yapılan çalışmalardan herhangi bir bilgisinin ve faaliyetinin olmadığını belirten Oktay, "Tülay Bekar'ın Köksal Şengün'e emekli olması ya da dosyası bırakması yönünde baskı yaptığına ilişkin bilgim yok. Tülay Bekar'ı bu şekilde konuşma yapması için ben yönlendirmedim" dedi.