Erdoğansız AK Parti'yi anlattı!
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ 2011 yılını değerlendirdi ve gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül'ün görev süresiyle ilgili Anayasaya bir geçiş hükmü konulmadığı
için ihtilaf olduğunu belirterek, ''Bu konudaki tartışmaları sona
erdirecek olan TBMM'nin çıkaracağı kanunla bu konudaki boşluğu
doldurmasıdır'' dedi.
2014 yılına ilişkin şimdiden konuşmayı doğru görmediğini ifade eden Bozdağ, 3 sandık düşüncesinin, hukuken de fiilen de mümkün olmadığını söyledi.
Bozdağ, 2011 yılını değerlendirirken, gündemdeki konulara ilişkin görüşlerini de ifade etti.
CUMHURBAŞKANI'NIN GÖREV SÜRESİ
Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle ilgili tartışmaları bitirecek
olan TBMM'nin bir düzenlemeyle konuya açıklık getirmesidir.
Cumhurbaşkanı'nın görev süresi konusunda şahsi kanaatim; 7 yıldır.
Çünkü Anayasanın 101. maddesi, ''Yükseköğrenim görmüş, 40
yaşını doldurmuş TBMM üyesi veya milletvekili seçilme yeterliliğine
haiz kişiler arasından TBMM tarafından 7 yıllığına
seçilir'' hükmüne amirdi. Seçim yapıldığı zaman
Cumhurbaşkanı, hem cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor hem de 7
yıllık süre Meclis tarafından onaylanmış oldu.
Bizim sistemimizde, Cumhurbaşkanı'nı görevden el çektirecek bir mekanizma yok. Parlamento, Cumhurbaşkanı'nı görevden alamaz, çünkü anayasa böyle bir yetki, imkan vermiyor. Eğer Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanı'nın görev süresi 7 yıldan 5 yıla indirildiğinde seçilmiş cumhurbaşkanının görev süresinin de 5 yıla çekildiği kabul edilirse, o zaman kötü bir yol açılmış olur. Parlamentoda Anayasayı değiştirme çoğunluğuna sahip parti veya gruplar beğenmedikleri bir cumhurbaşkanını, Anayasada yapacakları bir değişiklikle süresini azaltarak görevine son verebilirler. 5 yılı 3 yıla, 2 yıla çekerek cumhurbaşkanının görevine son verebilirler ki bu da hukuk devleti açısından tehlikeli sonuçlar doğurur. Sürekli parlamentonun görevden alma baskısı vaya tehdidi altında bir cumhurbaşkanı, görevini anayasada öngörülen şekil ve surette, bağımsız, tarafsız bir biçimde yerine getirmede sıkıntıya girebilir. O nedenle böyle kötü bir yol açılmış olur.
Cumhurbaşkanı'nın görev süresini öne almanın da uzatmanın da hukuken imkanı yok. Eğer siz 7 yılın 5 yıla düştüğünü kabul ederseniz, o zaman 7 yılın 10 yıla çıkarılmasının da yolu açılmış olur. Halbuki görevdeki bir cumhurbaşkanının süresini 7 yıldan 5 yıla düşürmek mümkün olmadığı gibi, 7 yılı 8, 10 yıla çıkarmak da mümkün değildir.
5 YIL YENİ SİSTEME UYGULANABİLİR
Anayasada yapılan değişiklikle, Cumhurbaşkanı seçim sisteminde önemli değişiklik yapıldı. Eskiden Meclis tarafından seçiliyordu, şimdi halk tarafından seçilecek. Eskiden 7 yıl için seçiliyordu, şimdi 5 yıl için seçilecek. Eskiden bir kişi ikinci kez cumhurbaşkanlığına aday olamıyordu, şimdi aday olacak ve seçildiği takdirde ikinci dönem yapabilme imkanına sahip olacak.
Görüldüğü gibi Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda Anayasada bir sistem değişikliği yapıldı. 5 artı 5 demek, yeni sisteme seçilecek cumhurbaşkanı için öngörülmüş bir düzenlemedir. Yeni sisteme göre cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek ve ikinci defa aday olabilecek. Bunun da uygulaması henüz yapılmadı. Yapıldıktan sonra bu sisteme göre seçilen cumhurbaşkanının görev süresi de ona göre şekillenmiş olacak. 5 yıl yeni sisteme uygulanacak bir süredir. Bu konuda farklı değerlendirmeler yapılıyor, yapabilirler. Başka ülkelerde de cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin değişiklik oldu. Fransa'da Chirac döneminde böyle bir değişiklik oldu ama seçildiği zaman görev süresi neyse, onu sonuna kadar tamamladı.
Bu konuda, Anayasaya bir geçiş hükmü konulmadığı için ihtilaf var. Kimisi, '5 yıldır', kimisi '7 yıldır' diyor. Her iki görüşü savunanlar da var. Geçiş hükmü olmadığı için bu tartışma devam edecektir. Bu tartışmayı sona erdirecek olan şey, TBMM'nin çıkaracağı kanunla bu konudaki boşluğu doldurmasıdır. O da TBMM'nin tekel yetkisindedir. Meclis çıkaracağı kanunla bu konudaki boşluğu doldurduğu takdirde, bu konudaki belirsizliğe son verecektir. Tartışmalar gene yapılabilir ama en azından hukuki açıdan belirsizlik son erecektir.
TARTIŞMALARDAN HERKES RAHATSIZ
Süre konusundaki tartışmalar herkesi rahatsız ediyor. Cumhurbaşkanlığı makamının böylesi bir konu üzerinden tartışma konusu yapılması da doğru değil. O nedenle biz bu kanunun süratle çıkması taraftarıyız. Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı, TBMM Anayasa Komisyonunda... Komisyon gündemine hakim. Gündem yaptığında süreyle ilgili belirsizliği ortadan kaldıracak geçiş hükmü konulabilir. Öyle bir hüküm konulduğu ve Genel Kurulda kabul edildiği takdirde bu tartışmalar ve belirsizlikler ortadan kalkacak.
3 SANDIK ÖNÜMÜZE GELİR Mİ!
2014 yılına ilişkin şimdiden konuşmayı doğru görmüyorum. Çünkü önümüzde 2,5 yıldan fazla bir zaman var. Bu zamanı dikkate almadan bu konuları tartışmaya başlamak, Türkiye'ye enerji kaybından, gereksiz tartışmalardan başka bir şey kazandırmaz. Zamanımızı, enerjimizi boşa harcamış oluruz. O nedenle, şimdiden o günlere ilişkin değerlendirmeler yapmayı kendi açımdan da siyaseten de doğru görmüyorum. O günler geldiği zaman bu konularla ilgili tartışmalar, değerlendirmeler elbette yapılacaktır.
3 seçimin birada yapılması, mümkün gözüken bir iş değil. Anayasa açısından... Cumhurbaşkanı seçiminin öne alınması mümkün değil, süre sabit. Geriye bırakılması da mümkün değil. Cumhurbaşkanı seçimine baktığımız zaman 2014 yılının Ağustosunda olacak. Bunu öne çekme, geriye bırakma imkanı yok. Belediye seçimleri de süresi sabit olan seçimler. Eğer milletvekili seçimi ile yerel seçimler arasında 1 yıllık bir süreden az süre olursa o zaman seçimlerin birleştirilmesine imkan var. Bu durumda dahi sadece milletvekili ve belediye seçimlerinin birleştirilmesi, anayasal açıdan mümkün gözüküyor. Ama cumhurbaşkanı, milletvekili ve yerel seçimlerin birleştirilmesi anayasal açıdan mümkün değil. 3 sandık düşüncesi, hukuken de fiilen de mümkün değildir.
AK PARTİ'DEN SORUN OLMAZ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması halinde AK Parti'de bir liderlik sorunu olmaz. AK Parti'de herhangi bir sorun çıkmaz. Şimdiden bu konularını tartışmak faydalı sonuçlar doğurmaz.
YASALARDAKİ ANTİDEMOKRATİK HÜKÜMLER AYIKLANACAK
Hükümet programımızda, mevzuatımızdaki antidemokratik hükümlerin ayıklanmasıyla alakalı kamuoyuna, milletimize bir taahhüdümüz var. Mevzuatımızda ne kadar antidemokratik hüküm var, işin doğrusu bunu kimse net olarak bilemiyor. Bunların öncelikle tespiti, değerlendirilmesi ve ona göre de bunların hangisinin yürürlükten kaldırılacağı, hangilerinin değiştirileceği veya hangilerinin başka şekilde ele alınacağına ilişkin kararı, bu çalışmaların sonunda vermek mümkün olacaktır. Bu konuyla ilgili kapsamlı çalışma devam ediyor. Bu çalışma nihayete erdikten sonra o zaman soncunu göreceğiz. İnanıyorum ki mevzuatımızdaki antidemokratik hükümleri bizim temizlememiz halinde Türkiye'de önemli bir adımı atma imkanı bulmuş olacağız. Bu çalışmalar devam ediyor. 2012 yılında bunun somut sonuçlarını görme imkanımız olacaktır.