İstanbul'dan İzmir'e ulaşımı 3 buçuk saate indirecek Körfez
köprüsünün son tabliyesi dün törenle monte edildi.
Bundan böyle Osmangazi olarak anılacak olan köprüden ilk
geçenler Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu oldu.
Erdoğan direksiyonda, Davutoğlu hemen yanında, milyonlarca AK
Partili ise arka koltukta, çatlamalar eşliğinde gövde gösterisi
yaptılar.
Manzarayı izleyince aklıma merhum Turgut Özal geldi.
Yaptırdığı Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçerken, "Semra
hanım bir kaset tak da neşelenelim" demişti.
Şimdiki veletler hatırlamaz.
Bir zamanlar memur maaşlarını ödeyemeyen Ecevit vardı. 250 bin
dolar için Lüksemburg'da para dileniyor ama kimse borç vermiyordu.
Bunun yerine depremzedeler için toplanan paralar memura maaş olarak
ödeniyordu.
Şimdi ayda bir devasa projeler hayata geçiriliyor.
Neyse, konumuza dönelim...
Aslına bakacak olursanız açılış töreni ve duyuru kısmını biraz
abartılı buldum. Ben şahsen sessiz sedasız hizmete girmesi
taraftarıydım!
Ne gerek vardı bunca gürültüye?
CHP'lilere ve yapılan her hizmeti karalayan içimizdeki
İrlandalılara haber vermeyecektik. Onlar yine körfezi dolanıp
İzmir'e gideceklerdi ne güzel!
Kötü oldu yani!..
Neyse...
Yukarıda "çatlamalar eşliğinde" dememin nedenini sanırım
anlamışsınızdır.
Açılış töreni sırasında sosyal medyada yapılan yorumları takip
etme fırsatı buldum.
Eskiden kurban keserek genelev açılışı yapan siyasileri
alkışlayanlar dün "Bu da hizmet mi?" diye burun kıvırıyordu.
İkinci grup ise fitne fesat üretme derdindeydi...
Yorumcunun biri artık nasıl bir fantezi yaşıyorsa, "Yakında bu
ikilinin arası fena bozulacak. Yoksa niye birlikteyiz pozu
versinler di mi?" diyerek analizin dibine vuruyordu.
Bunu söyleyen kaç kişi öteki dünyaya göç etti, saymaktan
yorulduk ama belli ki bunlar yorulmayacak.
Bir başka yorumcu, "Bunlar köprüden geçiş parası olan 35 doları
ödediler mi?" diye merak içinde soruyordu. "Ağaya beleş!" deyince
küfürler savurarak kaybolup gitti.
En ilginç yorumlar ise emniyet kemeri üzerineydi...
Biri "Emniyet kemeri takmamışşş" diye ihbarda bulunurken diğeri,
"Bomboş yolda ve göstermelik bir sürüş anında bile emniyet kemeri
takmış. Ölümden ne kadar da korkuyor görüyor musunuz?" diyordu.
Ben bunlara Cumhuriyet ya da Sözcü okuyan kafalar diyorum. Bu
hırpıtlara göre Erdoğan emniyet kemeri taksa da takmasa da
eleştiriyi hakediyor!
Bu yorumlardan feyz alan Can Dündar, "Kemer takmayarak onbinlerce
insanın canını hiçe saydı" diye manşet atar artık!
Yorumculardan biri de ikilinin bindiği arabanın markasına
takmış, "Reisleri de Mercedes'ten aşağısına binmiyor" diyordu.
"Adam koskoca Cumhurbaşkanı ulan!, Mercedes'e binmeyecek de sana
mı binecek" desen, "Ben araba mıyım?" diye şaşıracak öküz kıvamında
biri anlayacağınız.
Başka hangisini sayayım...
"Ben yol param yok diye günde 10 kilometre yolu yaya yürüyorum.
Bunlar köprü şov yapsın" diyen bile vardı yorumcular arasında. 3
bin liralık akıllı telefonunun ram kapasitesi kadar aklı olmayan
adam milleti bu palavrayla kandırmaya çalışıyordu düşünün
artık!
Bu kafalar gezi eylemleri döneminde AK Parti'nin hizmete soktuğu
Metro'da Erdoğan'a küfür ederek Taksim'e geliyordu.
Bu zihniyete köprü veya yol yapsan ne yapmasan ne? Adamların
anlama yolları kapalı!
Bir başka deyişle "Anlayana sivri sinek saz, anlamayana köprünün
ayakları bile az!" durumu...
Yazının başlığına gelince...
AK Parti'nin karşısında olduğu kadar, partinin içinde olup
yanında olmayan bazı fitne üreticiler de bu aralar Erdoğan'la
Davutoğlu'nun kavgalı olduğu yalanını köpürtüyor.
Bu fitneye sakın ha aldanmayın...
Araları bozuk olsa, koskoca Reis adama şöförlük yapar mı?