Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür” doktrinine artık dünya liderleri kayıtsız kalamadı.
Dünya 5'ten büyüktür ifadesi uzuncadır Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dillendirdiği bir politik doktrindir. Tümcedeki "5" Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimî üyeleri olan 5 ülkeye gönderimde bulunmaktadır. Bu beş ülkenin veto hakkı doktrinin temel hedefidir.
Dünya barışına katkısı ve karşıt görüşler.
Veto yetkisine sahip beş daimî ülke.
Dünyanın en çok silah üreten ve satan ülkeleri.
II. Dünya Savaşı'nın galipleri olan büyük devletler ya da onların halefi olan devletler.
Peki bu 5’i bir arada olan büyük devletler hangileri?
Amerika Birleşik Devletleri,
Rusya,
Çin,
Fransa ve Birleşik Krallık
Dünya 5’ten büyüktür sözüyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi BMGK'da 5 daimî üyenin veto hakkı eleştirilmektedir.
Tüm üye ülkeler bir konuda karar verse de sadece bir daimî üye ülkenin vetosuyla BMGK karar alamıyor.
Bu nedenle de özellikle ateşkes ve kınama kararlarının alınmasında bu sitem engel oluyor.
Son BM Zirvesi’nde BM kürsüsünde dünya liderleri, BM’nin adil olmayan mimarisini kıyasıya eleştirdiler.
İtalya’dan Meloni,
Yunanistan’dan Makron,
Hatta ABD Başkanı Biden bile adaletsiz olduğunu ifade etti.
Sayın Erdoğan zaten uzun bir zamandan beri BM kürsüsünden “Dünya 5’ten büyüktür” diyordu.
Sayın Erdoğan doktrinini bıkmadan, usanmadan, sabırla, cesurca, dünya liderlerinin dikkatine çekecek kadarda yüksek sesle BM kürsüsünde haykırdı.
Bu haklı ve vakur haykırışa önceleri kayıtsız kalındı.
Hatta anlamlandırılamadı.
Sonra bazı bazı destekler oldu.
Bugün gelinen noktada BM Zirvesinde Sayın Erdoğan’ın doktrinini, dünya liderleri de dile getiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın payı bu söylemde çok büyüktür.
“Dünya 5’ten büyüktür” doktrini dünyada kabul gördü.
Amaç tamda buydu.
Soykırımcı İsrail, katil Netanyahu’nun terminatör olma haline son vermesi için kendisinin nasıl bir yaratığa dönüştüğünün gösterilmesi bakımından Sayın Erdoğan’ın Hitler benzetmesi olağanüstü.
BM kürsüsünden verilen mesaj:
“Geçmişte Hitler’i nasıl durdurduysak gelin bugün de Netanyahu’yu öyle durduralım”.
Sayın Erdoğan, II. Dünya Savaşı’nda Hitler’in kural tanımaz, tehlikeli gidişatını bugün Netanyahu’yla özdeşleştirmiştir.
Daha fazla insan ölmesin diye…
Dünya Gazzeye, Beyrut’a sağır ve kör kalmasın diye.
Sayın Erdoğan
"Ey İsrail'e kayıtsız şartsız destek verenler, bu katliamı seyretmenin, bu vahşete ortak olmanın utancını daha ne kadar taşıyacaksınız?" Derken
Avrupa’da insanlar Filistin için eylem yaparken,
Avrupa devletleri İsrail'in önünde el pençe divan dururken,
İsrail'in tek derdinin Gazze'den ibaret olmadığı bilirken,
İsrail'in bölgenin coğrafi sınırlarını değiştirme şehvetinin bu kadar yüksek olduğu ortadayken,
Netanyahu'yu yemleyen, besleyen ABD'nin ta kendisiyken,
"Büyük İsrail" Projesini görmezden gelmek mümkün müdür?
Narin’in 40’ı çıktı!
Katil ya da Katiller Hala Belirlenemedi.
Narin Güran cinayeti: Soruşturmada yeni bulgular elde edildi
Narin 21 Ağustos’ta Kayboldu!
Diyarbakır'da katledilen 8 yaşındaki Narin'in ölümüne ilişkin soruşturma dosyasına yeni bulgular eklendi.
İddiaya göre Narin'in kaybolduğu 21 Ağustos günü
Narin’in yaşadığı evde birçok halı koltuk örtüsü yolluk ve masa örtüleri ile,
Anne Yüksel Güran’ın kıyafetlerinin çamaşır makinesinde yıkandığı,
Evdeki halıların en az iki kez yıkandığı belirlendi.
Bütün aile üyelerinin, özellikle Hediye Güran, Maşallah Güran ve anne Yüksel Güran’ın 21 Ağustos günü en az iki kez banyo yaptıkları,
Amca Salim Güran’ın uzun bir süre banyo yaptığı ve aracını kapı önünde yıkadığı da tespit edildi.
Evin giriş kapısında yer alan geniş ara holün ve iddiaya göre Narin’in katledildiği odadaki bütün örtülerin yıkandığı belirlendi. Yerler defalarca çamaşır suyuyla silindi.
Narin’in saat 15.15’te, eve geldikten hemen sonra katledildiği belirlendi. Narin’in cansız bedeninin ev dışına çıkarılmasından sonra amca Salim Güran’ın saatlerce yakın çevresi ve aile büyükleri ile telefon görüşmeleri yaptığı kaydedildi.
Bu kadar bilgi varken katil ya da katiller hala belli değil!
Narin cinayeti her geçen gün toplum hafızasından siliniyor.
Medyada artık alan dahi bırakılmıyor, konuşulmuyor.
Narin’in artık 40’ı çıktı diye mi?