Erdoğan'ın yetkisi Gandi'yi korkuttu!
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun hedefinde her zaman olduğu gibi yine hükümet ve Başbakan Erdoğan vardı.
İNTERNETHABER / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
yine Başbakan Erdoğan'ı hedef aldı! Parti grubunda, RTÜK
yasasına eleştirileri sıralayan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ı 'IV.
Murat' ile vurdu! CHP Lideri ayrıca iktidarın 3Y politikasını da
eleştirirerek, iktidarı yargıdaki krize önyargılı olmakla
suçladı!
CHP'nin son transferi de Gazeteci Oktay Ekşi oldu! Olaylı bir
şekilde Hürriyet gazetesindeki köşesinden ayrılan Basın Konseyi
Başkanı Oktay Ekşi'ye rozetini Kemal
Kılıçdaroğlu taktı. Ekşi, CHP'ye katılmaktan
memnuniyetini dile getirerek kısa bir teşekkür konuşması yaptı ve
sözü CHP Liderine bıraktı.
Oktay Ekşi'nin kaleminin AKP iktidarı tarafından askıya alındığını
belirten Kılıçdaroğlu, Ekşi'ye 'Artık burada
özgürsünüz!' mesajı vererek sözlerine başladı;
"Oktay Ekşi geniş kitleleri kalemiyle aydınlattı. Onun gelmesinden gurur ve onur duyuyoruz. Kuşkusuz CHP’li olmanın ne demek olduğunu çok güzel anlattı. Kalemini satmadı, kalemini bağımsız kullandı. Yeri geldi CHP’yi de eleştirdi. Ama AKP iktidarıyla beraber kalemi askıya alındı. O kalemi askıya almayacağız. Burada yazacaksınız, söyleyeceksiniz, bağımsızsınız.
Dün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ydü. Adı ne kadar
güzel. Ama yüzlerce gazeteci çalışmıyor işsiz. Pek çok mağduriyetle
birlikte çalışıyorlar. Onların yıpranma hakları AKP hükümeti
tarafından ellerinden anıldı. Halkın iktidarında o kaybettiğiniz
hakları vereceğiz, hiç endişe etmeyin"
3 Y İLE MÜCADELE EDECEKLERDİ
Daha sonra eleştiri oklarını AK Parti iktidarına yönelten
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın siyasi politikasını eleştirdi. Başbakan'a
yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla başa çıkmaya geldiğini
hatırlatan Kılıçdaroğlu, "3Y" kuralınının nasıl çiğnendiğini şu
sözlerle örnekledi;
"Bunlar '3Y' ile mücadele edeceklerini söylemişlerdi...
Yoksullukla mücadele... Ama yoksul sayısı arttı!
Birinci Y'de sınıfta kaldılar...
Yolsuzluk sayısı... Bunda artık sayı falan
kalmadı... Yolsuzluk sıradanlaştı... Elazığ'da yapılan dolapları
gazetelerden okuyoruz. Bakan çıkıp diyor ki, 'Burada yolsuzluk
yok!'...
Bu Bakan acaba hiç utanıyor mu? Sıkılıyor mu acaba bu bakan?
Kayseri'deki olayı kapattılar. Şeytan üçgeni vardı. Ama
Elazığ’ı kapatamadılar. Ayın 4'ünde hani o Kayseri Valiliği
koltuğunda oturup da, sonra müsteşar koltuğuna oturdu. Aynı gün,
sabah dosyayı onaylayan, dosyayı kapatan vali, öğleden sonra
müsteşar koltuğuna oturdu. Bu dosya aynı gün Ankara'ya nasıl geldi?
Hadi ulaştırma bakanı olsa deriz ki, Ulaştırma Bakanı’dır torpille
getirdi. Bu dosya postaya verilecek, sonra Adalet Bakanlığı’na
gelecek, sonra ilgili daire...
Kayseri-Ankara hattı 24 saat bile değil. Birkaç saat
içinde halloluyor. Bu dosyayı Ankara’ya kim getirdi. Birisi
koltuğuna mı alıp geldi?
İkinci soru. Bir yolsuzluk dosyasını kapatmak için bu acele
niye? Sanıyorlar ki bu dosya kapandı. Bu dosyayı açmak için sonuna
kadar mücadele edeceğiz.
PADİŞAH MISIN KARDEŞİM?
Üçüncü "Y" neydi... Yasaklarla mücadele...
Başbakan artık istediği televizyon kanalında istediği yayını
yasaklatabilecek. Padişah mısın sen kardeşim? Hani yasaklarla
mücadele edecektin? Başbakan işi gücü bırakıp TV
kanallarını izleyecek ve 'Şunu beğenmedim yasaklayın' diye emir
verecek. 4. Murat'ta bile böyle yetki yok! Medyada bir şey mi oldu?
Yükleyin cezaları nefes alamasın bunlar diyecek..."
ROMAN AÇILIMINA BAKIN
Romanların sorununa da değinen Kılıçdaroğlu, "Kuşadasında
roman kardeşlerimizin toplantısı vardı. Onları ayağımıza
çağırmakdık ayaklarına gittik ve 'Derdiniz nedir? diye sorduk.
Sorunlarının nasıl çözülmesi gerektiğini onlara söyledik. Onlar
aslında çok şey istemiyorlar. Kendi bölgelerinde insan gibi yaşamak
istiyorlar, Nüfus cüzdanı sahibi olmaki oy kullanmak istiyorlar.
Ama 'Roman açılımı' dediler... Allah aşkına yaptıkları açılıma
bakın, onları Sultan mahallesinden çıkarıp, bölgeleri rant
karşılığı peşkeş çektiler. Biz toplumun her kesimine
ulaşacağız" dedi.
MUHTARLARA ÇAĞRI
Muhtarları da unutmadı CHP Lideri... Sosyal güvenlik primi yatmayan
Muhtarlara, 'Siyasi tercihini iyi yapın' mesajı verdi;
"Aramızda çok sayıda muhtar var bugün... Muhtarlıklar
demokrasinin en saf yaşandığı yerlerdir... Hani bizim bir hedefimiz
vardı ya, 'Her seçmen kendi milletvekilini kendi seçmelidir'
diye... İşte bunu yapacağız. Muhtarlar bulundukları bölgede
devletin onlara saygı göstermesini istiyorlar. Muhtarın günahı ne?
Muhtarın neden sosyal güvenliği karşılanmaz. Muhtarların Sosyal
Güvenlik primlerini halkın iktidarında devletin kendisi
ödeyecektir. 53 bin muhtarımız şunu düşünsün, 'Bizim sorunumuzu
hangi siyasi iktidar ele alıyor?' Kim sorununuzu çözüyorsa onun
yanında olun!"
TÜRKİYE EKONOMİK AÇIDAN ÇÖKÜYOR
Türkiye'nin ekonomik açıdan günden güne dipe çöktüğünü ifade eden
Kılıçdaroğlu, Türkiye İstatistik Kurumu'ndan aldığı verileri
açıklayarak, Erdoğan'ı göreve çağırdı;
"Ne zaman Başbakan her hangi bir yere gitse, Türkiye'nin nasıl
büyüdüğünü anlatır. Onu dinleyenler ülkede hiç bir sorun yok diye
düşünür. Ama sorunlar bazen o kadar acı ki , o sorunları devletin
kurumları da gizlemiyorlar. Türkiye'de yoksulluk
araştırması yapıldı... 2008'den 2009'a 818 bin kişi yoksul sayısı
arttı. Pırıl pırıl vazo kırıldı. Şimdi ben merak ediyorum. Sayın
Başbakan buna nasıl bir yanıt verecek. Türkiye büyüyordu, kişi
başına gelir artıyordu... Nasıl oluyor da yoksul sayısı bu kadar
artıyor? Siz hiç bir AKP milletvekilinin yoksullaştığını duydunuz
mu? Hepsi köşeyi döndüler... Bu yoksul sayısı AKP'nin yarattığı
tablodur. Bunlar sadece yandaşlarını düşünüyorlar... Bunların amacı
12 milyonluk kitleyi biraz daha büyütüp yoksulluğu yönetmek...
Çünkü yoksulluk kurumsallaştı. Yoksulluğu içinde hisseden
vatandaşımıza sesleniyorum, sizi bu hale getien AKP'dir... Bunu
unutmayın ve sandığa giderken de hatırlayın.
Yunanistan'ın nüfusu 10 buçuk milyon, Bulgaristan 7 buçuk
milyon... Bizim yoksul sayımız 12 milyon 751 bin kişi... İki gün
önce AA'dan bir haber düştü. Bis sivil toplum kuruluşu Türkiye'nin
7 ilinde yoksulluk araştırması yapıyor. Küçük çocuğunu hastaneye
götüremeyenler var. Doktorlar çocuk için, 'et yiyecek vitamin
alması lazım' diyor... Ben bunları nasıl alacağım diye yanıt
veriyor doktora...
Yine bir olay daha... Kredi kartından batan bir vatandaş tefecilere
başvuruyor... Yer de Konya'da... Konya AKP'nin oylarının en fazla
olduğu il..."
"YARGININ DERDİ NEDİR DİYE
SORMADIK?"
"YARGIYA YANDAŞLAR ALINMAK
İSTENİYOR"
"ADLİ TIP'I KENDİLERİNE
BENZETTİLER"
"AMAÇ YARGIYI ELE
GEÇİRMEK"
DETAYLI BİLGİ DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
YARGININ DERDİ NEDİR DİYE SORMADIK?
Yargı ve hükümet arasında çıkan tartışmaya da geniş bir yer ayıran
Kılıçdaroğlu, yargının sorunlarına ön yargılı yaklaşılmamalı mesajı
verdi;
Yaşamın her alanını sorgulayacaksınız. Elbette bu durumda yargı da
sorgulanacak. Ama buna belli bir özen lazımdır... Temelindeki etken
de şudur, zorunlu olmadıkça Yargıç konuşmaz.. O nedenle siyasiler
de, barolar da yargıyı sorgularken dikkat etmelidir.
Çözüm üretilmesi gerekir... Çözümü kim üretir? İktidar üretir...
Barolar üretir... Yargının kendisi üretir... Sorunların
çözülmesinde en tehlikeli olan ön yargı ile yaklaşmaktır. Eğer
böyle yaklaşırsanız var olan sorunları derinleştirirsiniz. Her
kurumun olduğu gibi yargının da sorunları var... Çözülmedi
bunlar... Görmemezlikten gelindi! Yargıyı eleştirdik hep...
Sormadık yargıcın derdi nedir? O nedenle biz olayı
sorgularken bir bütünlük içinde ele alacağız.
YARGIYA YANDAŞLAR ALINMAK İSTENİYOR
Yargıç ve savcı açığımız var deniyor... Bu açık nasıl giderilecek
sınavla... Neden sınav yaparız? Hak eden kazansın diye...
Ama AKP böyle demiyor... Ben sınav yapacam ama ben istediğimi
alırım.. O zaman niye sınav yapıyorsun? Yargıç savcı açığı var...
Bakan çıkıyor... Biz sınav yapıyorduk Danıştay bizi engelledi
diyor... Neden engelledi sizi? Haksızlık yaptığınız için,
yandaşlarınızı aldığınız için... Danıştay'ı rakip görüyor
kendisine...
Üç bin altı yüz civarında boş kadro var... Sözlü sınavda kopya
tespit edildi. Sınava kamera koyun kararı çıktı. Ama iktidar kılıf
bulacak ya... Özel hayat dolayısıyla kamera olmazmış. Bunun
mücadelesini de parlamentoda vereceğiz.
ADLİ TIP'I KENDİLERİNE BENZETTİLER
Adli Tıp kurumu bütün ülkelerde var... Delililin elde edilmesi için
çok önemli bir kurum... Uzmanlar çalışır burda... Bunların
verdiği kararlar tartışılmaz... Adli Tıp Kurumu'nu da kendilerine
benzettiler. Bizim istediğimiz olsun dediler. Delili karartmak
kurumun görevi olabilir mi? Hizbullah davasında 5 yıl dosya bekledi
Adli Tıp Kurumu... Bunlardan biri de çıkıp neden 5 yıl beklediniz
diye sordu mu? 5 yıl sen Hizbullah dosyasının delillerini Adli Tıp
Kurumu'nda ne gerekçeyle tuttun? Bilen yok...
Yargıtay'ın iş yükü malum... 34-35 üyenin olmadığı bir Yargıtay'da
iş yükü kolay çözülebilir mi? Buna siz engel oluyorsunuz... Sonra
da yargıyı suçluyorsunuz... Yavuz hırsız misali...
BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ NEREDE?
Bölge Adliye mahkemelerini kuracaklardı. 2005'te... Bize 2
yıl süre verin alt yapısını hazırlayalım dediler... 2007... Şimdi
sene kaç 2011... Yasak çıktı ama ortada Bölge Adliye Mahkemeleri
yok... Sayın Mehmet Ali Şahin'e bir çağrı yapalım... 2005'te çıkan
bir yasa neden hala uygulamaya konulmadı!
Yargının sorunlarına ön yargı ile değil objektif yaklaşmak lazım.
Bu sorunlar çözülmeli... Birilerini suçlayarak karalayarak bu
sorunu çözemeyiz...
AMAÇ YARGIYI ELE GEÇİRMEK
Sekiz yıldır yargı ihmal ediliyor. AKP'nin düşündüğü bir
şey vardı... Yargının sorunlarını çözmek değil, yargıyı ele
geçirmek. Yargıyı o kadar çok ihmal etti ki...
Hapishaneler suçluyla doldu... İçerdekilerin büyük bir kısmı daha
hakim önüne çıkmamış... Biz buna adalet diyoruz işte... İnsanları
alacaksınız aylarca, yıllarca içeride tutacaksınız... Hakim önüne
bile çıkarmayacaksınız... Buna da adalet diyeceksiniz...
8 YILDIR NE YAPTINIZ SİZ?
Adalete neden yer ayırdık... Hizbullah davası dolayısıyla... Masum
insanları domuz bağı ile bağladılar 10 yıl yattılar, şimdi dışarı
çıktılar. Toplum rahatsız ama AKP iktidarı rahatsız değil.
Geciken adaletin adalet olmadığını herke biliyor. Siz kalkacaksınız
bir de bu tepkileri duyunca şikayet edeceksiniz. Neden çözmediniz
bu sorunları? Bunların tamamı çözülecek sorunlar... 8 yıldır ne
yaptınız siz?
Sadece biz değil Yargıtay üyeleri de söylediler bunu...
Onlara yakın olan bir arkadaşımız yazmış... Yazısının başlığı şu
'Tutukluluk süresi ve toplumu bekleyen tehlike'... Bu yazı kesilir
ve Adalet Bakanının önüne koyulur... Ağustos ayından bu yana siz
bunun gereğini neden yapmadınız? Kulakları tıkadınız... Yargıyı ele
geçirme düşüncesiyle yola çıkanlar, yargıda yeni sorunların
çıkmasına yol açıyor. Bu tuzağa ülkemizin aydınlarının düşmemesi
lazım.
Güç olursak birlik olursa çözemeyeceğimiz sorun yoktur. Türkiye'nin
sorunlarını çözecek iktidar zaafıdır... Bu iktidar zaafını halkın
iktidarı çözecek. Biz bu sorunları çözecek bilgiye ve birikime
sahibiz...