Erdoğanın tezkere pişmanlığı
Abone olBaşbakan Erdoğan reddedilen 1 Mart Tezkeresi'ni unutamıyor.
Başbakan Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında ülke
gündemiyle ilgili sorulara yanıt verdi.
Erdoğan, Türkiye'nin laik, demokratik bir hukuk devleti olduğunu
belirterek, ''Laik, demokratik hukuk devleti içinde artık
geri vitese takamayız. Her geçen gün daha ileri
gitmeliyiz. Demokratikleşme süreci içinde olan Türkiye, bu
kazanımlarından kayba uğrarsa, o zaman sadece gelecek nesillerimiz
için değil, dünyanın bize, bizim dünyaya bakışımız açısından da
herhalde olumlu bir gelişim olmaz'' dedi.
ERKEN SEÇİM
İktidarlarının ikinci yılından
itibaren erken seçimin gündeme getirildiğini anlatan Erdoğan, ''bu
ülkede erken seçim talebinde bulunmanın ülkenin seçmenine ve
demokrasiye saygısızlık olduğunu'' ifade etti.
Ekonomideki olumlu gelişmelerin istikrarın ve güvenin neticesi
olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ''Şu dört kelime çok çok önem
kazanıyor; Yatırım, istihdam, üretim, ihracat. Biz bunu şu anda
başarıyoruz'' diye konuştu.
1 MART TEZKERESİNİN REDDİ ÇOK CİDDİ BİR HATAYDI
Başbakan Erdoğan, ''1 Mart
Tezkeresi'' konusunda zamanın kendilerini haklı
gösterdiğine inandığını ifade ederek sözlerini şöyle
sürdürdü:
''Özellikle şunu çok açık ifade edeyim; şu anda Irak'ta
ABD'den sonra en çok insan kaybeden ülkeyiz. İngiltere'den
daha fazla insan kaybettik. Şoförlerimiz, muavinler, orada çalışan
mühendislerimiz, işçilerimiz falan 100'ü aştı, 150'ye doğru
gidiyor. Bu gerçek ortada. Fakat 1 Mart Tezkeresinde eğer
olumlu bir netice alınabilseydi, bizim şu anda Irak'ta söz sahibi
olma noktasındaki yerimiz çok daha farklı olacağı gibi bu
sıkıntıların birçoğunu da inanıyorum ki yaşamayacaktık.
Özellikle terör örgütünün Kuzey Irak'taki yerleşme olayı
bizim orada oluşumuzla olmayacaktı. O bizim en büyük
avantajımız olacaktı. Bu giriş çıkışlar olamayacaktı. Ama ne yazık
ki şimdi bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Terörle mücadelede şu anda
bunlar olmadığı halde bir mücadele süreci içindeyiz. Temenni
ediyorum ki bu mücadelede de son gelişmeler, olumlu gelişmeler olur
ve bunun neticesinde bölgede arzuladığımız barış neticesine ulaşmış
oluruz, bu süreci yakalamış oluruz.
TAHAMMÜL NOKTASINI ÇOKTAN AŞTIK
ABD'den terörle mücadelede somut adımlar bekleyip beklemediklerine
ilişkin bir soruyu yanıtlayan Başbakan Erdoğan, bu konuların
konuşulacağını, Türkiye'nin bazı somut teklifleri olacağını
bildirdi. Erdoğan, ''Süreci daha da hızlandırmaktan yana olduğumuzu
tekrar hatırlatacağız. Çünkü artık bunlara tahammül noktasında
değiliz. Biran önce terör örgütünün silahı bırakmasının gereği
üzerinde ısrarla duracağız. İnanıyorum ki bu konuda bir netice
alacağız'' diye konuştu.
Erdoğan, bir başka soru üzerine ise şunları kaydetti: ''Biz,
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı şemsiyesi altında bir defa tüm
kimlikleri kabul etmek durumundayız. Ama o kimlikler de şunu kabul
etmek durumunda; Ben Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşıyım....
Bu vatan bizim tek vatanımızdır, bu bayrak bizim tek
bayrağımızdır. Bunun üzerinde asla bir spekülasyon
yapılamaz, demelidir ve bunda kararlı olmalıdır.''
Ülkenin her tarafına hizmetlerin adil götürülmesi gerektiğini
belirten Erdoğan, ülkenin bazı bölgelerinin çok ihmal edildiğini
söyledi. Doğu Karadeniz'de, Orta Anadolu'da, İç Anadolu'da Doğu ve
Güneydoğu'dan çok daha ''berbat yerler'' olduğunu
kaydeden Başbakan Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan
bazı vatandaşların yalnızca kendilerinin ihmal edildiğini
zannettiklerini ifade etti.
TERÖRLE MÜCADELE
Başbakan Erdoğan, ''güvenlik güçlerinin terörle mücadele konusunda
yasal açıdan bazı sıkıntıları olduğunun söylendiğinin'' ifade
edilmesi üzerine, bu tür dedikodulardan üzüntü duyduklarını ifade
etti.
Terörle Mücadele ve Ceza Kanunlarının güvenlik güçleriyle
görüşülerek, konuşularak hazırlandığını anlatan Erdoğan, şöyle
devam etti: ''Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Toplantısında,
Abdullah Bey'e dedim ki, 'Sor, bir eksiğiniz var mı?' Neyse bu
eksikleri giderelim. Yasa diyorlarsa onu söylesinler, araç gereç
diyorlarsa onu söylesinler. Çünkü biz bu işi başarmakta kararlıyız.
Söyledikleri, 'Bizim hiçbir eksiğimiz yok. Ne Silahlı
Kuvvetlerimizden, ne Emniyet teşkilatımızdan ne diğer
arkadaşlarımızdan...''
Kendilerine bir talep gelse ellerinden geleni yapacaklarını
vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: ''Ancak bir şeyi unutmayalım.
Biz laik, demokratik bir hukuk devletiyiz. Laik, demokratik
hukuk devleti içinde biz artık geri vitese takamayız. Her geçen gün
daha ileri gitmeliyiz. Demokratikleşme süreci içinde olan
Türkiye, bu kazanımlarından kayba uğrarsa, o zaman sadece gelecek
nesillerimiz için değil, dünyanın bize, bizim dünyaya bakışımız
açısından da herhalde olumlu bir gelişim olmaz. Bunu aşmak
istiyoruz. Bu konuda da bütün değerlendirmelerimizi yapıyoruz.
Çünkü bizim hedefimiz dünyada küresel barışın kazanması, küresel
terörün değil. Aksi taktirde terör kazanır.''
SPORDAKİ GELİŞMELER
Türkiye'nin güreş ve futboldaki başarılarının hatırlatılması
üzerine Erdoğan, Çin'de düzenlenen Dünya Serbest Güreş
Şampiyonası'nda Türk sporcuların altın madalya alamadığını, ancak
takım halinde altın madalya elde ettiklerini anlatarak, ''Gönül
arzu ederdi ki çok inandığımız, güvendiğimiz sporcularımız birkaç
altınla da dönsünler. Ama maalesef, gümüş ve bronz ağırlıklı olarak
dünya şampiyonu olduk. Bu da tabii ilk olduğu için çok önemli''
dedi.
Sporcuları kutlayan Erdoğan, ''İnşallah daha sonraki süreçte
altınlarla dünya şampiyonluğunu yakalarız'' dedi. 2002'deki Dünya
Kupasının ardından Türk futbolunda bir düşüş olduğunu, ancak
yeniden bir silkinme görüldüğünü dile getiren Erdoğan,
Kayserispor'un AZ Alkmaar karşısında elenmesinden üzüntü duyduğunu
bildirdi. Galatasaray'ın Liverpool karşısında skoru 3-0'dan 3-2'ye
getirdiğini ve maçı tamamen hakimiyeti altına aldığını belirten
Erdoğan, Galatasaray'ın kaybettiği puanları Türkiye'de telafi
etmesini diledi.