Erdoğanın tek korkusu Allah
Abone olBaşbakan Erdoğan, AK Parti iktidarının Allah'tan başka hiç kimseden korkusu olmadığını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçmiş dönemdeki yolsuzlukları ve pislikleri temizlediklerini, Allah'tan başka kimseden korkmadıklarını söyledi. Halka ve Hakk'a hesap vereceklerini anlatan Erdoğan, "Sandık 2 yıl sonra önünüze gelecek. Bundan öncekileri nasıl siyasi mevta olarak sandığa gömdüyseniz, bizi de gömersiniz" dedi. Yeni eğitim döneminde liselere bedava ders kitabı dağıtacaklarını, okul yapımı için arsa verip özel sektörün yapacağı binaları kiralayacaklarını açıklayan Erdoğan, doğuda hayvancılık sektörünü geliştirmek için de devlet olarak tesis kuracakları müjdesini verdi.
Bursa'nın Orhangazi İlçesi'nde AK Parti kongresine katılan Başbakan Erdoğan, şu anda yoğun bir şekilde ülkenin dört bir yanında AK Parti ilçe teşkilatlarının ikinci olağan kongrelerinin yapıldığını, Nisan ayı başına kadar 923 ilçe teşkilatının kongresinin bitmiş olacağını belirtti. Erdoğan, "Durmak yok, çok koşacak, çok yorulacağız. Bu adımları atarken bir taraftan da ülkemizdeki açılış törenlerine yetişeceğiz. Bursa'da yıllar yılı bitirilemeyen çevre yolunu inşallah yarın hizmete açacağız. Duble yol çalışmalarımızı yoğun şekilde devam ettiriyoruz. Büyük kısmını gerek bu yıl gerekse önümüzdeki yıl tamamlayacağız" dedi.
Türkiye'yi dört temel taş üzerinde yükselttiklerini, bunun birincisinin eğitim, ikincisinin sağlık, üçüncüsünün adalet, dördüncüsünün emniyet olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bunlar üzerinde yükselen bir Türkiye. Bunların üzerine dış politikayı, ulaşımı, toplu konutu, tarım, hayvancılığı bina ediyoruz. Bütün ihtiyaçlar bu dört temel olmadan bir anlam ifade etmiyor. Vatandaşa sözümüz vardı; 3 Y projesi. Bunlar, yolsuzluklarla mücadele, yoksullukla mücadele, yasaklarla mücadeledir. Hafızayı beşer nisyan ile maluldür. İnsan oğlu hep unutur. Onun için sürekli hatırlatmak lazım, ki neler yapılmış bu ülkede bilinsin" diye konuştu.
Bursa'da toplam 800 dersliği 3 yıl içinde bitirdiklerini, hayırseverleri buna katmadığını, bunların sadece Milli Eğitim Bakanlığı vasıtasıyla yapıldığını, ayrıca 492 okula internet ağı kurduklarını dile getiren Erdoğan, hedeflerinin bu yılın 3. ayı sonuna kadar bilişim teknoloji sınıflarında bilgisayar eksiği kalmaması olduğunu kaydetti. Haydi Kızlar Okula Kampanyası ile ülke genelinde okula gönderilmeyen 700 bin civarında kızdan 175 binini okula başlattıklarını bildiren Erdoğan, ilköğretimde erkek öğrencilere 17 milyon, kızlara 22 milyon, liselerde erkeklere 28 milyon, kızlara 39 milyon verdiklerini açıkladı. Ayrıca üniversite öğrencilerine 130 milyon verdiklerini, kendilerinden önce bu rakamın 45 milyon olduğunu, Kredi ve Yurtlar Kurumu'nda kalan öğrencilere kahvaltı ve akşam yemeğini de bedava verdiklerini hatırlatan Erdoğan, bunun maliyetinin devlete 190 milyon YTL olduğunu bildirdi. Öğrencilere bedava ders kitabı verdiklerini anlatan Erdoğan, bu paraların eskiden hortumculara gittiğini, önümüzdeki yıldan itibaren lise öğrencilerine de bedava ders kitabı vereceklerini belirtti.
Geçmişte kendilerinin çektiği sıkıntıları öğrencilere yaşatmayacaklarını ifade eden Erdoğan, "Çünkü biz o sıkıntıları yaşadık. Teksir notlarıyla okuduk. Ağabeylerimize yalvarırdık teksirleri almak için. Eğitimde hızla adımlar atıyoruz. Burada müteahhit arkadaşlarımız varsa, 'Benim parama var, bir şeyler yapmak istiyorum' diyen varsa, Orhangazi'de herhangi bir ihtiyaç olan yere kalkar bir okul yaparsa, biz o okulu devlet olarak kiralarız. Biz de onun kiracısı oluruz. Yer vereceğiz, proje vereceğiz ve kiracı oluruz. 20 yıllığına, 15 yıllığına anlaşırız. Devletten daha sağlam kiracı olur mu? Mesele işe hız kazandırmak. Türkiye genelinde istiyoruz ki derslik açığımız kalmasın. Sınıflarda 60-70 kişi okumasın. Hatta tekli tedrisata geçelim. Yavrularımızı sabahın erken saatlerinde okula göndermeyelim, gece acaba ne olacak diye endişe içinde okuldan dönmelerini beklemeyelim. İnanıyorum ki bu yaygınlaşacak" diyerek, zenginleri kiralık okul yapmaya çağırdı.
"KAYNAK İSRAFINI YOK EDECEĞİZ"
Sağlıkta da önemli adımları attıklarını aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Sağlıkta en önemli devrimimiz SSK ile Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerin birleştirilmesi olmuştur. Göreve gelirken, 3 ayağı birleştireceğimizi, devlet, özel sektör, vakıfları koordine edeceğimizi söylemiştik. Kaynak israfını yok edeceğiz. Şu anda özel sektörün, vakıfların yaptığı hastanelerin birçoğu boş. Şimdi biz oralara emekliyi, SSK'lıyı yönlendirmeye başlayınca onların da kapasitesi dolmaya başladı. SSK'da doluluk yüzde 140 idi. Sağlık Bakanlığı'na bağlı yerlerde ise yüzde 60 idi. Birleştirince bu dengelendi. Vatandaşımın seçenekleri arttı. SSK'da sadece ilacını hastaneden alabiliyordu. Şimdi serbest eczanelerden alıyor. Sıkıntılar var, ama müsaade edin de bir sistem oturtuyorsunuz. Bir evden bir evde taşınırken bile eşyaları yerleştirmekte zorlanıyorsunuz. Samimiyetle hep beraber buna sarılıp çözmeliyiz. Vatandaştan destek bekliyoruz."
Özel sektör eliyle sağlık kentleri kurmayı planladıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Önümüzde büyük bir hedef var. Büyükşehirlerden başlamak üzere öncelikler sırasına göre sağlık kentlerini kurmak hedefimiz var. Sağlık kentleri kuracağız. Bunu da yine yatırımın devlet olarak biz yapmacağız. Bunu yapacak ulusal, gerekli uluslararası yatırımcılar bulacağız. Biz devlet olarak araziyi vereceğiz. Buyur kardeşim sana 1.5 milyon metrekarelik alan. Sen buraya büyük bir konsepti oturt. Böyle bir anlayışı getireceğiz. Bu konuda belli yasaların tanzimini yapacağız. Burada yabancı bir doktor istihdam edemezsiniz. Yabancı doktor da Türkiye'de istihdam edilebilmelidir. Türk doktoru başka ülkede istihdam ediliyorsa, biz de bunu yapmalıyız. Ancak bunda da bir şey aramaya kalkarsak olmaz. Binlerce hastamız yurt dışına gidiyor. Hastalar gideceğine doktor buraya gelsin. Yani hizmeti biz ayağa götürelim. Kurumları biz insanımızın ayağına götürelim. Bu bir bakıştır, anlayıştır, bunu da getireceğiz. Sağlıkta yüksek maliyetler var, bunların farkındayız. İnşallah genel sağlık sigortasını da başarırsak, her doğan 18 yaşına kadar sigortalı olacak. Babası ister sigortalı olsun, olmasın. Tabii komisyonlarda bazı engellemeler var, inşallah bunları aşarız, aşamadığımızda da size şikayet ederiz."
Ulaşımda da ciddi adımlar attıklarını, duble yolda hedefleri 15 bin kilometreyken şu anda 6 bin 800 kilometreyi yakaladıklarını vurgulayan Erdoğaın, Köydes projesine 2 katrilyon aktararak yol ve suyu olmayan köy bırakmayacaklarını belirtti. 156 bin toplu konut inşaatının devam ettiğini, dar gelirlileri kira öder gibi ev sahibi yaptıklarını kaydeden Erdoğan, "AK Parti siyasetinin en büyük özelliği, 73 milyon insanımızın bütün ihtiyaçlarını karşılamaktır. Biz göreve gelmeden önce Türkiye'de neler vardı? Hafıza kayıtlarımızı samimiyetle tazeleyelim. Olduysa oldu, olmadıysa 'Koskoca başbakana yakışıyor mu? Milletin huzurunda yalan söylüyor' deyin. Sandık 2 yıl sonra önünüze gelecek. Bundan öncekileri nasıl siyasi mevta olarak sandığı gömdüyseniz, bizi de gömersiniz. Ben şimdi bazı somut örnekler vereceğim, oradan değerlendirmenizi yapınız. Mutfağın içini en iyi bilen hanım kardeşlerim. 3 Kasım öncesinde mutfakta ne kaç para ediyordu? Bir asgari ücretle ne alındığını bilen sizsiniz. O gün alınanı bugün alamıyorsanız, bize cezanızı verin. Ama biz sizi ileri götürdüysek vefanızı gösteriniz" diye konuştu
"TÜRKİYE ZENGİNLEŞİYOR, BORÇ ORANI DÜŞÜYOR"
Kendileri iş başına gelmeden önce milli gelirle borç arasındaki oranlardan bahseden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Toplam milli gelir 180 milyar dolardı, bugün 350 milyar doları aştı. Halep ordaysa arşın burada. Bunu inkar etmek mümkün mü? Bu ülke yerinde saymıyor. Bu orana borçlanmadaki miktar ne kadar tekabül ediyor. Bu oran yüzde 91.7 idi. Milli gelire borç stokunun oranı. Şimdi düştü borcun milli gelire oranı yüzde 57.8 oldu. Mastrich kriterlerinde bu oran yüzde 53'dür, bunu yakaladığınızda başarıyı yakaladınız demektir. Geçenlerde Japonya Başbakanı ile şakalaşırken, 'Bizi AB'ye almazlar. Bizde idam cezası hala kaldırılmadı. Ayrıca bizim borcumuzun milli gelire oranı yüzde 130' dedi. Ne kadar diye sordum, '5 trilyon dolar' dedi. Bizimkiler çıkıyor, 'Borcumuz aldı başını gidiyor' diyor. Borçlandık da ne oldu? Türkiye'nin toplam borcu 220 milyar dolar. Oran devamlı düşüyor. Niye, çünkü milli gelirim artıyor. Zenginleşen Türkiye var. Dünyanın 17. büyük ekonomisi haline gelen Türkiye var. Bunu göremezsen olur mu? Hedefimiz en az 10 numarayı yakalamak. Göreve geldiğimizde kişi başına milli gelir 2 bin 500 dolardı. Şimdi 5 bin dolara geldi. Hedefimiz 5 yılda bunu yakalamaktı, 3 yılda yakaladık. 2 yılımız var, bunu daha da arttıracağız. Önümüzdeki seçimlerden sonra 5 yılda 10 bin dolara çıkaracağız. Bu olur mu? Olur. Tarihte bunu başarmışsan olur. Buradan Hint yarımadasına donanma göndermişsin. Böyle güce sahipsin. Bunu hazmedemeyenler, kendisine güvenemeyenler var. Kendi korkaklıklarını, ürkekliklerini bu iktidara mal etmek isteyenler yok mu, var. Önce onların haddini bilmesi lazım. Bu iktidar Allah'tan başka kimseden korkmaz, bunu bilmeleri lazım. Bizim iki hesabımız var. Biri halka, diğeri Hakk'a. Biz bunu vermenin sürekli muhasebesini yapıyoruz. Buna rağmen bir şeyler kaçmıyor mu? Kaçıyor tabii kardeşim. Biz nasıl bir Türkiye aldık? Burada bir Kapıkule süreci yaşadık. Yargı süreci devam ediyor. İsterdik ki insanımız bu değerlerinden kayba uğramasın. Ama çok ciddi manada burada değer kaybına uğramış, bunu yeniden kazanmamız lazım. Bu ahlak değerlerine yeniden ulaşmak lazım. Yetimin malını koruyacağız ki bu gerçekleşsin."
"3 yılda fona devredilen bir banka duydunuz mu?" diye soran Erdoğan, "Bundan önce 22 banka fona devredildi, bunun Türk milletine maliyeti 50 milyar dolardı. Bu yaklaşık 70 katrilyon demektir. Bu para kimin cebinden çıktı? Fakir fukara milletin cebinden çıkmadı mı? Bizden önceki yönetimler Merkez Bankası'nda karşılıksız para basmıyorlar mıydı? Enflasyon niye vardı? Bunun için vardı. Hep zam duyuyorduk. Bu ödemelerin yapılması için bir yerden kaynaklar gelmesi lazımdı, böyle kapatıyorlardı açıklarını. Bu iktidarda kim vardı? ANAP, MHP, DSP vardı. Bu dönemde oldu bunlar. Bir gecede faizlerin 8 binlere çıktığını unutmayın. Bugünlere öyle durup dururken gelmedik. AK Parti iktidarı bu pislikleri temizliyor. Şu anda bu partilerin başında olanlar var hala. Bunlar o partilerde genel başkan vekilliği, hatta bakanlık yaptılar. Bütün o dönemde yapılanların ortağıydılar, şimdi sıkılmadan temizlik destanı anlatıyorlar. Önce geçmişinizi bir temizleyin. Buna rağmen bazı adımlar attık, evet temizliyoruz, aşıyoruz bunları. Bu dönemde bir tane fona devredilen banka yok. Hani devlet bankaları hep zarar ediyordu? Şimdi Ziraat, Vakıf, Halk bankaları kar ediyor. Ne değişti de kar ediyor? Dürüst ellere verirsen kar eder. İş bilenin, kılıç kuşananındır. Eğer gerçekten dürüst olursanız, bu işi başarırsınız. Ama dürüst olmazsanız bu işi başarmak mümkün değildir. Bütün eksikliklerine rağmen, şu anda dürüstlük oran itibarıyla çok ağır bastığı için başardık. Yüzde yüzüne hakim olduğumuzda çok daha iyiye gelecektir" şeklinde konuştu.
Daha önce ülkede toplanan vergilerin faizlerin ödenmesine yetmediğinin altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:
"Şimdi öyle bir noktaya geldik ki, toplanan verginin sadece yüzde 38'i faiz ödemelerine gidiyor. Bunun dışında hem yatırımlarımızı hem harcamalarımızı yapıyoruz. Daha da düşecek. Biz göreve geldiğimizde iç borçlanma faizi yüzde 69 idi, şimdi yüzde 13'e düştü. Bir şey daha yaptık. Hani diyorlardı ya eskiden, hep fakirden alıyorsunuz vergiyi, zenginden almıyorsunuz. Biz iç borçlanmada, devlet tahvili satışlarında stopaj vergisi olarak yüzde 15 bunlardan vergi almaya başladık. Devlet yüzde 12 gibi faizle borçlanıyor. Artık görelim. Bunları da yeterli bulmuyoruz, ayrıca söyleyeyim. Bununla da kalmadık. Çiftçi bizim dönenimizde imkan yakaladı. Eskiden Ziraat Bankası yüzde 59 ile çiftçiye kredi veriyordu, şimdi yüzde 8 ila 15 arasında kredi veriyoruz. Esnaf yüzde 47 ile kredi alıyordu, şimdi yüzde 15 ile alıyor. Türkiye'de ekonomi iyiye gidiyor da onun için bu oldu. Çiftçimizi, küçük esnafımızı ezdirmiyoruz. Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da hayvancılarımız ürünlerinin çok ucuz alındığı yönünde maruzatlarını bildirdiler. Bu bölgelerimizde özel sektör kombinalara yatırım yapmadığı için, biz devlet olarak tesisler kuracağız. Dünyada yüzde 5.6 faizlerle bu işler yürürken benim vatandaşım niçin ezilsin? Doğrudan gelir desteğinde çok büyük imkanlar verdik. Biz göreve geldiğimizde bütün traktörler hacizdeydi, traktör satışı 6 bindi. Artık çiftçi güçleniyor. Beyaz eşya fiyatları düştü."
Erdoğan, 2002 yılı sonu itibariyle asgari ücretle 187 kilo ekmek alınırken şu an 320 kilo ekmek alındığını, 172 kilo makarna alınırken şimdi 337 kilo makarna alındığını, 69 kilo tavuk eti alınırken şu anda 144 kilo alındığını anlattı. "Mutfağa bak, notu ver" diyen Erdoğan, bunların Türkiye'nin gerçekleri olduğunu, halkı hayal aleminde yaşatmadığını söyledi.
Şu anda bankaların araç kredisi vermek için müşteri aradıklarını belirten Erdoğan, "Bazı sektörlerde sıkıntılar yok mu? Var. Her şey güllük gülistanlık olmaz. Amerika'nın da, Avrupa'nın da var. Bugün Almanya'daki birçok Türk geri gelmek istiyor. Artık Almanya eskisi gibi değil diyorlar. Ama artık Türkiye büyüyor. Onlar çok büyüdüler, şimdi biz büyüyoruz" dedi.
AK Parti'lilere de seslenen Erdoğan, "Benim fakir fukaram onurludur, ona ulaşın, onu bulun. Teşkilat olarak bunu yapmalısınız. Kömürse kömür, sobası mı yok, soba da var. Sosyal Yardımlaşma Fonu'ndan sobasını da veririz. Yeter ki onları soğukta bırakmayalım. Yoksula maaş bağlanmasına kadar hepsini kaymakamlıklar yapıyor. Bazısı çıkar lügatini yapar, biz ise aslını yapıyoruz. Ülkemizin en ücra köşesindekine ulaşma gayreti içindeyiz" diye konuştu.
Kongrenin tek adayı olan Neşet Çağlayan, Orhangazi'ye hizmet için gece gündüz çalıştıklarını belirtirken, binlerce zeytin ağacının sulanacağı Güneyyaka sulama projesinin tamamlanması için Başbakan Erdoğan'dan destek istedi.
AK Parti Bursa İl Başkanı Hayrettin Çakmak, Başbakan Erdoğan'ın Bursa'ya ortalama 2.5 ayda, seçimlerden bu yana da toplam 11 defa geldiğini belirterek, bu ziyaretlerin kendileri için motivasyon kaynağı olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın katıldığı kongrede olağanüstü güvenlik tedbirleri alındı. Ankara ve Bursa'dan gelen polisler salon ve çevresinde kuş uçurtmadı. Korumalar, içinde çelik levha bulunan çanta ve şemsiyeyle güvenlik tedbiri alarak Başbakan Erdoğan'ın önünde durdu. Kongrenin yapılacağı salona girecek olanlar tek tek aranıp X-Ray cihazından geçirilirken, basın mensupları için özel yer ayrıldı.