Erdoğan'ın suçladığı rektör konuştu
Abone olAlkış, hükümeti, Türk milletini aldatmakla suçladı, Başbakan Erdoğan'a dürüst olma çağrısında bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, YÖK Yasa Tasarısı'nda
kendisini "aldatmakla" suçladığı rektörlerden Üniversitelerarası
Kurul (ÜAK) Başkanı ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.
Ayhan Alkış, aynı sertlikle Başbakan'a yanıt verdi. Alkış, hükümeti
"Türk milletini, kamuoyunu aldatmakla" suçlarken, yasa kapsamında
hükümetle diyaloga geçenlerin iktidar tarafından siyasi emel için
kullanılmaya çalışıldığını belirtti. Alkış, "Hükümet bu taslağa
benim taslağım diyecek kadar dürüstçe, açık seçik davranmıyor.
Referans olarak da bu işe tüm akademik yaşamını riske etmiş
kişileri yarattığı fırsatı da kişisel karalamalarla
kullanamıyorlar" dedi. Alkış, toplumu üniversiteye sahip çıkmaya
çağırdı. Üniversitelerle hükümet arasındaki gerilim artarak devam
ediyor. Başbakan Erdoğan'ın partisinin grup konuşmasında ağırlıklı
olarak suçlayışı ifadelerle anlattığı YÖK Yasa Tasarısı'nda
yaşananlara ilişkin açıklamasının hedefindeki isimlerden olan ÜAK
Başkanı Prof.Dr. Ayhan Alkış, CNN Türk'te Başbakan'a yanıt verdi.
Alkış, Başbakan'ın açıklamalarını "talihsizlik" şeklinde
nitelerken, Başbakan ve hükümetin yasa tasarısını sahiplenmeyip,
rektörleri de ortak ederek siyasi sorumluluktan kaçtığını kaydetti.
ÜAK Başkanı olarak kendisinin ve bazı rektörlerin YÖK ile MEB
arasında kopan diyalogu tekrar kurmak ve ülkenin gerilim içine
sokulmamasını sağlamk için girişimde bulunduğunu kaydeden Alkış,
"Tüm akademik yaşamımızı riske atan bizler hiç kuşkusuz onurumuzu
riske atmadık" dedi. Alkış, Başbakan Erdoğan'ın süreç içinde
yanıltıldığını belirtirken, ÜAK olarak üniversiteye giriş sınavında
öngördükleri düzenlemenin hükümetin Meclis'e sevk ettiği tasarıdaki
düzenlemeyle aynı olmadığını kaydetti. Kendilerinin
siyasileştirilmek istendiğini vurgulayan Alkış, "Akademik bir
anlayışla siyasi bir anlayış arasında ne kadar fark varsa o
kadardır. Ben aslında kamuoyunun, Türk milletinin aldatıldığını
düşünüyorum. Milletin iradeden hareket edenlerin aklın bilimin
iradesinden yoksun bir anlayış içinde olmalarından kaygı, kuşku
duyuyorum" dedi. Alkış, Başbakan'ın açıklamalarının yasanın
içeriğiyle ilgili olmamasına dikkat çekerek, şunları dedi: "İki
rektör arkadaşlarla mutabık kalınmış mutabak kalınmış burada imza
altına alınan hiçbir şey olmadığı gibi buna o iki arkadaş değil 8
arkadaş, hiç kimse tek başına karar veremez. Akademik anlayışım,
terbiyemiz buna izin veremez. Buna yetkili kurum olan rektörler
komitesi, üak, yök karar verecektir. Bu nasıl bir siyasi anlayıştır
ki iki rektörün ya da 8 arkadaşın ortaya koyduğu misyon anlaşılmaz,
bundan yararlanılmaz da bu arkadaşlarımız da siyasi bir sorumluluk
altına sokabilecek açıklamalarla konu saptırılır. Bu gerçekten bir
tahilsizliktir. Belki bazı siyasi emellerin gerçekleştirilmesi için
bir meşruiyet aranmıştır." Alkış, iktidarın Meclis'e sevk ettiği
tasarı üzerinde toplumsal mutabakat olmadığını da ifade ederek,
gösterilen tepkileri toplumsal mutabakatın bulunmadığının
göstergesi olarak değerlendirdi. Alkış, Başbakan'ın "kendilerini
destek kıtaları aradılar" şeklindeki ifadelerini de "yakışıksız"
şeklinde değerlendirdi. Alkış, "Bizi gücümüz akıl ve bilimdir. Akıl
ve bilim insanlarıyız. Biz siyasileştirdiğimiz zaman öylesine
gerilimler yaşanabilir. Biz üniversiteden gücümüzü alıyoruz.
Yaşanan üniversitelerin özerk olmadığındandır" dedi. Üniversiteleri
özerkliğinin önemli şartlarından birinin öğrencisini kendisinin
seçmesi olduğunu belirten Alkış, "Bizim Türkiye Cumhuriyeti'nin
parlamentosu seçiyorsa demektir ki üniversitelerin özerkliğine
müdahale ediliyor, üniversitelerin özerkliğine taahmül edilmiyor.
Üniversiteler yüksekokul olarak kabul ediliyor" şeklinde konuştu.
Alkış, sözlerini üniversitelere, topluma ve vatandaşlara yönelik
bir çağrıyla bitirmek istediğini söyledi. Alkış, şöyle dedi:
"Sevgili üniversiteler ve toplum, yurttaşlar üniversiteler sizler
için, toplum için siyasi iktidarlar için değildir.
Üniversitelerinize lütfen sahip çıkınız. Gençlerimiz sizin adınıza
bütün bu siyasi hesaplar yapılıyor. Herkes üniversiteye müdahale
etmektedir ve bizi de sanki yapmak istediklerini meşrulaştırmak
için araç olarak kullanmak istemektedirler. Bunu hükümetin büyük
bir zafiyeti olduğunu ifade etmek istiyorum. Hükümet bu taslağa
benim taslağım diyecek kadar dürüstçe, açık seçik davranmıyor.
Referans olarak da bu işe tüm akademik yaşamını riske etmiş
kişileri yarattığı fırsatı da kişisel karalamalarla
kullanamıyorlar. Benim üzüntüm budur, kınıyorum.