Başbakan Tayyip Erdoğan, Mısır-Tunus-Libya
gezisinin ardından ABD’ye gitti. Ayağının tozuyla da ABD Başkanı
Barak Obama ile görüştü.
Bu sıcak gelişmeye Türkiye’nin dışından ve duygusal olarak
uzaktan bakan her siyasi gözlemcinin açık olarak göreceği gerçek
aynıdır: Dünya’ya “Arap Baharı” olarak takdim
edilen söz konusu ülkelerdeki iktidar değişikliklerini yerinde
inceleyen Erdoğan, tespitlerini “büyük patrona”
aktardı!
Tabii ki, sadece patronun arzularından ibaret bir görüşme
olamayacaktı. Netice itibarıyla Tayyip Erdoğan da artık
“küresel bir lider” kimliğiyle kendisi (Türkiye)
için de bir şeyler isteyecekti.
ABD Ortadoğu’da şimdiye kadar ne yaptıysa başarılı olamadı.
Mısır-İsrail barışması belli bir kazanım sayılabilirdi. Ama Arap
dünyasının diğer halkları için asla kabul edilebilir koşullar
yaratılamadı. Mısırlı liderler, Enver Sedat ve
arkasından gelen Hüsnü Mübarek her zaman ABD ve
İsrail’in “kuklası” olarak görülmekten
kurtulamadılar.
Arap-İsrail Barış Antlaşmaları da kağıt üzerinde kaldı. Halklar
bu sözleşmeleri benimseyemediler.
Tayyip Erdoğan ise öncelikle Arap dünyasının
sokaklarında kendini kabul ettirdi.Bu şimdiye kadar ilk
kez yaşanıyordu. Türkiye başbakanları, cumhurbaşkanları Arap
halkları tarafından katiyen takdir edilesi liderler mertebesine
çıkamadılar.
Erdoğan bunu başardı…
Bu konumu itibarıyla da artık bir “küresel lider” konumu söz
konusudur.
Peki bu iyi bir şey midir?
Elbette Türkiye için “hayırlı” bir gelecek sunmayan
gelişmedir. Batı dünyası-uluslararası toplum-emperyalizm
ile partner olmanın hem riskleri hem de bedelleri vardır.
Bölgede şimdiye kadar büyük güçler tarafından arkası
sıvazlanan pek çok devlet zaman ilerledikçe hüsranlı finallere “tek
başına” varmanın acısını yaşamıştır.
Ancak –şimdilik- AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ın yükselişi ivme
kazanmıştır. Erdoğan’ın bulunduğu siyasi itibar basamağı ile
Türkiye’deki rakipleri arasında görünür gelecekte kapatılması kolay
olmayan bir mesafe oluşmuştur.
Daha kestirme ifade etmek gerekirse denilebilir ki:
-Rakipleri amatör ruhla hafif sıkletlerde derece
ararken, Erdoğan profesyonel bir ağır sıklet boksörü haline
gelmiştir!