Erdoğan'ın revizyon kozu
Abone olDış politikanın ihmal edildiğinin altını çizen Işık, Erdoğan'ın vekillerden destek almak için kullandığı kozu da yazıyor.
28 Mart'ta yapılacak yerel seçimler sonrası yaşanabilecek siyasi
tabloyu bugünkü köşesinde değerlendiren Halka ve olaylara Tercüman
Gazetesi'nin yazarı Metin Işık, ihmal edilen dış politikanın da
altını çiziyor.
Hamas'a karşı uyarılarda da bulunan Işık, Erdoğan'ın
milletvekillerinden destek almak için kullandığı kozu da
yazıyor.
İşte Metin Işık'ın yazısı:
Hamas'a dikkat...
Sonuçlar ne olursa olsun, 29 Mart sabahı iktidar ve muhalefet bir
iç hesaplaşma sürecine girecek. İyi ya da kötü anlamda. ANAP
nostaljik bir parti olarak tarihteki yerini alacak. CHP'ye gitmeyen
AKP karşıtı seçmen, Ağar'ın DYP'si, Bahçeli'nin MHP'si ve
Karayalçın'ın SHP'si olarak üç ayrı grupta toplanacak.
Karar haftasına girdiğimiz günlerde son hafta dönemecinde NTV'de
yayınlanan anket en çok AKP karşıtı seçmenin tercihini bir daha
gözden geçirmesine sebep oldu. Özellikle SHP'nin yükselişini
yavaşlattı. Az da olsa DYP ve MHP seçmenini etkiledi. Böylece
CHP'ye bence hak etmediği bir yönelişe sebep oldu.
Seçim sonunda, demokratik blok harekatı yüzde 5 oy civarında
kalırsa SHP'nin üstüne DEHAP gölgesi oturacak. Yüzde 8-10 oranında
bir oy SHP'yi solda alternatif parti konumuna taşıyacak. AKP
karşıtı sağ seçmenin alternatif adresinin 'DYP mi, MHP mi?' sorusu
da 28 Mart'tan sonra cevaplanacak. DYP ve MHP'nin en az 3 Kasım'a
yakın bir sonuç alması gerekiyor. Ancak yüzde 10 rakamını yakalayan
parti AKP karşısında, alternatif olma iddiasını ayakta
tutabilir.
Yüzde 5'in altındaki bir DYP, bir MHP asla AKP'ye alternatif
olamaz. Temenni etmeyiz ama tüzel kişilikleri tartışmaya açılır. Bu
tartışmayı genel başkan değiştirme çabası da engelleyemez.
Tabanları bir anda CHP'ye kayabilir. Çünkü Baykal ile CHP seçmen
tabanını değiştiriyor. SHP'nin sol adına, mesafe alması halinde
CHP'nin merkeze doğru yapacağı yolculuk hızlanacaktır.
Yüzde 20'nin üstünde bir oy oranı da Baykal'ı tartışılmaktan
uzaklaştıracaktır.
100-110 küskün miletvekili Başbakan Erdoğan 28 Mart'ta cebinde
koyduğu yeni siyasi destek kozuyla aynı gün İsviçre'ye gidecek.
Ardında kendisini dışlanmış sayan 100-110 küskün AKP milletvekili
bırakarak. Bunu bilen Erdoğan, Kabine'de revizyon sinyali verdi ve
umut dağıtmaya çalıştı.
DYP, MHP ve CHP'ye muhtemel kaymaları önlemeyi de.
Dış politikayı ihmal eden Türkiye, Nisan'dan sonra kendisini keskin
dönemeçte önemli kararların arifesinde bulacak. İktidarıyla,
muhalefetiyle hazırlıksız yakalanarak. İsterseniz başlıklarıyla bir
bakalım:
1- Gürcistan'daki göstermelik anlaşmazlık ve çözümlere yine seyirci
kaldık.
2- NATO Kosova'ya silahlı güç kaydırıyor. İnsanlar öldü, cami ve
kiliseler yakıldı. Olaylar Sırp Devlet adamı Mitroviça Spotname'nin
sağduyusu ile şimdilik önlendi. Kalıcı bir barışın olmadığı
anlaşıldı ve ürküttü. Afganistan Ulaştırma Bakanı öldürüldü.
NATO
Türkiye'den, yangın yeri Afganistan'a asker istiyor. Bush 26
Ocak'ta geleceği Türkiye'ye, 'NATO ile Afganistan'a gir'
diyecek.
3- Hamas'ın ideolojik ve dini lideri Şeyh Yasin Ramazan İsrail
tarafından öldürüldü. Bu da El Kaide'den sonra Türkiye dahil
İsrail'in büyükelçiliklerinde Hamas suikasti ihtimalini
artırıyor.
4- İsrail Türkiye'nin 'Irak'ın kuzeyine karışma' uyarısını ihlal
ediyor. İsrail'den Musul'a 200 bin kişiyi iki yıl içinde sevk
ettirmeye hazırlanıyor . Irak'ın kuzey'i, Suriye ve İran'da Kürt
bölücü hareketleriyle ilgileniyor. Suriye'deki maç kavgasının
amatör kameraman diye sadece İsrail TV'lerinde yayınlanması, stadda
İsrail ajanlarının olduğu şeklinde değerlendirildi.
Kıbrıs mı? Dün TBMM Başkanı'nı Denktaş'ı dinlemeye davet etmiştik.
Seçim molası olduğunu biz de unuttuk. Umarım Sayın Arınç 10 Nisan'a
kadar Sayın Denktaş'ın TBMM üyelerine hitap etmesini sağlayarak,
tarihe tanıklığın yolunu açar.