Erdoğan'ın önerisi İsrail'i kızdıracak
Abone olBaşbakan bu kez İsrail'i can evinden vurdu. Erdoğan, Filistin için tartışmalı Doğu Kudüs'ü hedef gösterdi.
Başbakan yemekte İsrail için çok önemli olan Doğu Kudüs
ile ilgili çok önemli bir teklifte bulundu.
Başbakan Erdoğan her ülkenin başkenti Doğu Kudüs olan bir
Filistin devletinin kurulması yönünde gayret göstermesini
istedi..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Asya'da İşbirliği ve Güven
Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK/CICA) 3. Devlet ve Hükümet
Başkanları Zirvesi çerçevesinde konuk devlet ve hükümet
başkanlarıyla heyet başkanlarına Dolmabahçe Sarayı'nda akşam yemeği
verdi. Başbakan Erdoğan, yemek öncesinde yaptığı konuşmada, zirve
dolayısıyla İstanbul'a gelen konukları ağırlamaktan duyduğu
memnuniyeti dile getirdi.
Bütün konuklara, ''Türkiye ve İstanbul'a
hoşgeldiniz'' diyen Başbakan Erdoğan, konferansın ülkeler
ve bölge için hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni etti.
Türkiye olarak, bu sürece başlangıcından itibaren büyük destek
verdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, ''Temel kurucu belgelerinin
kabulüne katkı sağladık, konferansın dönem başkanlığı kurulduğundan
bu yana sürecin fikri önderliğini de yapan Kazakistan tarafından
büyük başarıyla yürütüldü. Bu vesileyle Kazakistan
Cumhurbaşkanı Sayın Nursultan Nazarbayev'e samimi şükranlarımı ve
tebriklerimi sunuyorum'' dedi.
URANYUM TAKASI YİNE GÜNDEMDE
Konferansa üye 22 ülkenin, Asya kıtasının toprak ve nüfusunun
yaklaşık yüzde 90'ına tekabül ettiğine dikkati çeken Başbakan
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Sadece nüfus olarak değil, CICA coğrafyası ekonomik anlamda da
dünya sahnesinde çok önemli bir yer işgal ediyor. Bu bağlamda
CICA'nın bölgesel olduğu kadar küresel barış içinde çok önemli bir
platform olduğuna, içinden geçtiğimiz süreçte sorunların çözümü
için değerli bir fırsat olduğuna inanıyorum. Uluslararası barış ve
güvenliğe katkıda bulunmak biraz önce de değindiğim gibi bu
topluluğun, hepimizin ortak hedefidir. Ülkelerimizin geleceği, tek
tek vatandaşlarımızın her birinin huzuru ve refahı için, artı
bölgesel ve küresel barış için çok daha samimi mücadele vermemiz
gerekiyor. Bu anlamda nükleer silahsızlanma ve kitle imha
silahlarının yayılmasının önlenmesi konularının ele alınmasında
2010 yılında önemli bir aşamaya gelindiğini memnuniyetle gördük.
Nitekim geçtiğimiz haftalarda Türkiye olarak Brezilya ile
birlikte uluslararası gündemi meşgul eden en tartışmalı konulardan
birinde, tarihi bir adım attık ve İran Uranyum Takas Anlaşması'nı
imzaladık. Biz her alanda olduğu gibi nükleer programlara
ilişkin de diplomasiye şans tanınması gerektiğine inanıyoruz, bu
çabalarımızın bölgesel barış adına önemli bir fırsat doğurduğunu
görmekten de mutluyuz.
Asya'da işbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı'nın kurucu
belgelerinde kitle imha silahlarının yayılmasının insanlığa tehdit
oluşturduğu özellikle vurgulanmıştır. Konferansın kurucu belgesi
olan Almatı Senedi'nde uluslararası toplumun nükleer silahsızlanma
yönünde çalışmasının bir öncelik olduğu kayıtlıdır. Bu belgeler
doğrultusunda biz bölgemizde nükleer silah, kitle imha silahı
istemiyor ve bu noktada her ülkeye karşı, eşit bir duruşun, eşit
bir tavrın sergilenmesini bekliyoruz.''
İSRAİL'İN YARDIM FİLOSUNA SALDIRISI
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, 31 Mayısta, Akdeniz'de
''son derece menfur bir saldırı'' gerçekleştiğini
de anımsattı.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Gazze'de insanlık dışı koşullara maruz bırakılan Filistinliler'e
yardım etmek için yola çıkan insani yardım malzemelerinin yanında
33 ülkeden 600 sivil yardım gönüllüsü taşıyan gemiler, uluslararası
sularda İsrail askerleri tarafından saldırıya uğradı. Bu
korsanca saldırıda 1'i Türk kökenli ABD vatandaşı, 8'i Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı 9 kişi kasıtlı olarak öldürüldü.
20'den fazla sivil ciddi şekilde yaralanırken esir alınan yolcular
kötü muameleye ve şiddete maruz kaldı. Altını çizerek ifade
ediyorum, AKdeniz'de uluslararası sularda yardım malzemesi taşıyan
gemilere, sivil yardım gönüllülerine yapılan bu saldırı,
uluslararası hukuku ayaklar altına alması, insanlık değerleri
açısından kabul edilemez bir vahşet olarak, insanlık tarihine kara
bir leke olarak geçecek. Uluslararası topluluğun 10 yıllardır Orta
Doğu'da ve Akdeniz'de sergilenen bu tür hukuksuzluklara göz yumuyor
olması maalesef şiddet politikalarının yükselmesine, artık bölgede
devlet terörünün cesaretle yürütülmesine zemin hazırlamıştır.
İnsanlık vicdanını sızlatan bu tür olayların görmezden gelinmesi
dahası açık ya da gizli şekilde desteklenmesi, hiç bir yaptırım
uygulanmaması hesap sorulmaması, bölgenin barışı huzuru ve
istikrarı açısından son derece tehlikeli sonuçlar doğurmaktadır.
Tüm dünya ülkelerini, bu tür saldırgan ve hukuksuz politikalar
karşısında dik ve kararlı bir duruş sergilemeye davet
ediyoruz.''
İŞTE ERDOĞAN'IN İSRAİL'İ KIZDIRACAK
TEKLİFİ
GAZZE ABLUKASI
Konuşmasında Gazze'de yaşanan ablukaya da değinen Erdoğan, şunları
kaydetti:
''Gazze'de abluka kalmadığı sürece Gazze bir açık hava hapishanesi
olarak tüm insanlığın vicdanında kanayan bir yara olmaya devam
ettikçe, Orta Doğu'ya, Asya'ya, tüm dünyaya barışın egemen
olması mümkün olmayacaktır. Şu gerçeği hepimiz biliyoruz,
Kudüs sadece Müslümanlar için değil, Museviler için de Hristiyanlar
için de kutsaldır. Kudüs'ün statüsünü ya da demografik
yapısını değiştirmeye dönük her türlü girişim sadece İslam
dünyasını değil, Hristiyanları da ciddi şekilde rahatsız
edecektir. Gazze'deki ablukanın bir an önce kaldırılması,
Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, bunun yanında Akdeniz'de
yaşanan kanlı saldırının etraflıca soruşturulması konusunda adil ve
tatmin edici bir yaklaşım beklediğimizi de hatırlatmak isterim.
Bölgemizde, kıtamızda, en son ihtiyacımız olan şey yeni
uluslararası anlaşmazlıklardır. Filistin-İsrail barışının tesis
edilmesi, barış görüşmelerinin acilen başlatılması,
başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması
yönünde her ülkenin gayret göstermesi gerekmektedir. Ben
CICA'nin 3. İstanbul Zirvesi'nin bu bakımdan son derece anlamlı bir
mesaj verdiğine inanıyorum. CICA Asya kıtasını ve dünyayı saldırgan
yaklaşımlardan kurtaracak olan işbirliği çabalarının güzel bir
örneğini teşkil ediyor. Çabalarımızın boşa gitmediğine ben yürekten
inanıyorum. Çünkü CICA İstanbul Zirvesi'nde insanlığın barış, refah
ve huzuru için ortak ideallerimizin yaşama geçirilmesi yönünde
önemli adımlar atılmasını içtenlikle temenni ediyorum.''
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin 2010-2012 yılları için dönem
başkanlığını üstlendiğini de belirterek, ''Üstlendiğimiz CICA dönem
başkanlığımızı da az önce ifade ettiğim değerler çerçevesinde
sürdüreceğimizi, dönem başkanlığımız sırasında CICA'yı daha etkin
bir konuma getirmek için her türlü gayreti göstereceğimizi
özellikle ifade etmek istiyorum'' dedi.