Erdoğanın önceliği!
Abone olBaşbakan Erdoğan, iç barışın, birlik ve beraberliğin her şeyden önce geldiğini vurguladı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iç barışın, birlik ve
beraberliğin her şeyden önce geldiğini vurgulayarak, "Hep beraber
kazanamazsak her birlikte kaybetmeye mahkum oluruz" dedi.
Başbakan Erdoğan, Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası yöneticileri
ile esnaf temsilcilerini Başbakanlık Merkez Bina'da kabul etti.
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi
Eker ile Diyarbakır milletvekillerinin de katıldığı kabulde, bir
konuşma yapan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'da meydana
gelen olaylarda gösterdikleri tavır nedeniyle sanayici ve esnaf
temsilcilerine teşekkür etti. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Halkımızın huzur ve güveni her şeyimizdir. O tablolar içerisinde
yaşamak, huzur ve güveni sağlamak, kolay bir şey değil. Ama sizler
ona rağmen bunu gösterdiniz, bu tavrı ortaya koydunuz. Ama şunu biz
biliyoruz ki, iç barışımız, birlik ve beraberliğimiz her şeyden
önce gelir. Hep beraber kazanamazsak her birlikte kaybetmeye mahkum
oluruz. Bunu böyle bilmemiz lazım.
Diyarbakır'ın sorunları ülkemizin sorunlarından, ülkemizin
sorunları da Diyarbakır'ın sorunlarından bağımsız değildir. Sizler
bu kararlı duruşunuzla bu milletin ortak aklını ortaya koydunuz.
Sadece kendi işinize, aşınıza, hakkınıza hukukunuza sahip
çıkmadınız. Aynı zamanda bunun altını çizerek söylüyorum,
demokrasimize de cumhuriyetimize de sahip çıkmış oldunuz."
Tüm vatandaşların eşit şartlarda imkanlardan istifade etmelerini
istediklerini belirten Başbakan Erdoğan, "Derdimiz, Diyarbakır
köylerinin yolu ve suyu olmayanı kalmasın. Hedef, en geç 2007'nin
sonu. Şebeke ile bütün evler suyunu alacak. Doğu-Batı, Kuzey-Güney,
zengin-yoksul arasındaki uçurumu kaldırmak istiyoruz" dedi.
Yılların ihmallerini mutlaka telafi edeceklerini vurgulayan
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim bir Türkiye sevdamız var. Burada bir ayrımcılığın olması
mümkün değil. 780 bin kilometrekare içerisinde 36 etnik unsur
yaşıyor. Bunlar da birbirleriyle adeta bir et-tırnak noktasında.
Burada her zaman söylüyorum, gene şimdi altını çizerek söylüyorum:
O da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Anayasal vatandaşlıktır.
Bunu da iyi anlamaya, iyi anlatmaya da hep beraber mecburuz. Sivil
toplum kuruluşlarımızın da katkılarıyla bölgeler arası
eşitsizlikleri ortadan kaldıracak, memleketimizin her bölgesini
inşallah bir cazibe merkezi haline getireceğiz.
Üretim için, kalkınma için, adalet için, teşvik için, kardeşlik
için, daha iyi gelecek ümidi için çok elverişli bir zemine sahibiz.
Bundan hiç endişeniz olmasın. Bazı şeyler söyleniyor. Söylenecek
ama bunları biz hep birlikte dayanışma içerisinde aşacağız ve
Türkiye bu birlik zemininde ilerleyecek. Bunu böyle bilmemiz lazım.
Hiçbir zaman bu zeminin dışına çıkmayacaktır, çıkmamalıdır. Hiçbir
ayrıma müsaade etmeyeceğiz. Hiçbir ayrımın yanında, içinde
olmayacağız."