Erdoğanın kıl olduğu başkan

Abone ol

AKP'den ayrıldı şimdi ise MHP'de siyaset yapıyor. Eski partisini öyle bir eleştirdi ki dudak ısırttı. İşte Durak'ın o zehir sözleri;

İNTERNETHABER

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, Bakan Tüzmen'i eleştirdi, mantıksız adımlar atmakla suçladı. Erdoğan'a kırgınlığını dile getiren, geçmişte MHP kadrolarında yer almıştım diyerek durduğu siyasi noktayı işaret eden Durak, yolsuzluk iddialarına ise sert çıktı. 

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, adayı olduğu siyasi partinin rozetini takmadan çıktığı programda AK Parti'yi yüklendi. Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'in Mersin'e havaalanı yaptıracağım sözünü eleştiren Durak, bu kadar büyük projeler bir siyasinin iki dudağı arasında olmamalıdır diyerek Adana milletvekillerini eleştiren Durak, "Adana'da varken Mersin'de ısrar etmek hem de yanıbaşımızda bunu yapmaya kalkmak büyük bir talihsizliktir" dedi.

İşte Habertürk'te Balçiçek Pamir'in sorularını cevaplayan Durak'ın o sözleri;

Ben belediyeciliğin ne olduğunu 1984'ten beri biliyorum. Daha önce iki defa da belediye meclis üyeliğim var. Ondan önce de Adana'da 1963'te daha diplomam gelmeden baş mühendissiniz dediler. O tarihte inşaat mühendisliği çok kıymetli bir meslekti. Daha sonra da köy hizmetleri müdürü oldum genç yaşta, askere gitmeden.

BAŞKANLIK ÖNCESİ STAJ GÖRDÜM

O günkü kanunlara göre valiliğin İl Daimi Encümen toplantılarına katılırdım. O tarihte ben memur olduğum için abimi meclis üyeliğine girdirmiştim. İki dönem o yaptı ardından da ben yaptım. Bu dönem içerisinde mevcut belediye başkanlarının artıları ve eksilerini iyi gördük. Bundan dolayı bir hayli tecrübem oldu. İşte belediyecilik mevzuatınıda orada öğrendim 1984'te belediye başkanı olduğum zaman.

Aytaç Durak, Erdoğan'ı rahatsız eden gazete küpürünü gösterdi. Detaylar haberin devamında...

[PAGE]

"O KÜPÜR ERDOĞAN'I RAHATSIZ ETTİ"

1984'te bunu arkama astırdım (1 Mayıs 1984 tarihli "Siyasi ayrıcalığı belediyeye sokmayacağım" başlıklı gazete küpürünü göstererek). Bu çok tartışıldı, çok gürültü patırdı getirdi siyasilerle, seçilmişlerle. Ama sonunda bunu herkes kabul etti. Benim Sayın Başbakan'a da bu deneyimlerimden, hükümetimizin de bir artısının olmasını isterdim. Yani buna sizde riayet ederseniz, heralde daha etkili bir hizmet alanı oluşturulmuş olur demiştim.

Balçiçek Pamik: Sayın Erdoğan'mı?

Aytaç Durak: Evet, tamamen iyi niyetli söylemiştim. Sanırım yanlış anlamış çünkü gücü de oradan alıyorum demiştim (küpürdeki halkı göstererek). Bu durdukça partiler değişiyor ama odamdaki bu değişmiyor.

B.P: Niye ayrıldınız AKP'den?

A.D: Ben bu prensipleri hem muhafaza ettim. Yani 1 Mayıs'tan 1984'ten bu yana. Ben belediyede bulunduğum sürece bu hep arkamda oldu. Partiler değişti ama bu değişmedi (gazete küpürünü göstererek) ancak siyasiler bundan rahatsız oluyorlar.

B.P:Başbakanda mı oldu diyorsunuz?

A.D: Sanırım olmuştur. Beş sene evvel ben gittiğimde yine halka anket formu dağıttım. Beş sene önce ki anket formunda "Hangi siyasi partiden aday olayım?" diye sordum. Siz hangi siyasi partiden istiyorsanız ben de o partiden aday olayım dedim. Şildi benim prensiplerim belli, parti önemli değil. Siyasi partiler hizmet etmek için amaç değil araçtır diyorum her zaman. Bağımsız da olunabilir deniliyor; ancak onlar kabul etmiyor.

Anketlerden CHP çıksaydı Aytaç Durak ne yapacaktı? Detaylar haberin devamında...

[PAGE]

B.P:Peki anketlerden CHP çıkarsa ne yaparsınız?

A.D: Gayet tabii, eğer prensipler öyle gösteriyorsa neden olmasın! Bağımsızda olunabilirdi ancak dediğim gibi en yakın çevrem bu konuda bir ekip olma isteğini dile getirdiler. İlçe belediye başkanları dahil siz bir kral değilsiniz. Bir sistemin belli bir noktasında duruyorsunuz. O sistemin başında siz varsınız ama hemen altınızdta encümen, belediye meclisi, ilçe belediye başkanları onların meclisleri yani bir zincirin halkasısınız.

B.P: Peki dönelim Başbakan'la yapılan o görüşmeye şu kimyası bozuldu diye yazlıştı Yavuz Donat. Nasıl oldu o görüşme ve neye alındınız?

A.D:O zaman Sayın Başbakan'dan randevu alıp görüştük. İşte partinizden bir dönem aday olmak istediğimi söyledim ve kendileri de kabul etti. Ben zannediyordum ki, Sayın Başbakan 'Sana ihtiyacım var. Sen de sağlık ve zindeliği kendinde görüyorsan niye ayrı olalım?' diyecek. Demeyince üzüldüm. Adanalılar'a sormuştum zaten daha önce, anket yapmıştım. Bu mektuplardaki mesajı okudum. Oradan aldığım mesajı mı dinlemeliydim yoksa Sayın Başbakan'ı mı dinlemeliydim? "

"AĞZINA TIKARIM O LAFI"

Ben Adana'da ona seslendim. Basın toplantısı yaptım. Orada bana soru soran gazeteci yolsuzluk sözü etti, benim hakkkımda. Ona hitaben, 'Bakın benimle ilgili bu sözü ettiniz ben sizi hapse mahkum ettim. Doğru mu, yanlış mı?' dedim. Çocuk sustu, doğruydu. 'Her kim derse, Ankara'daki efendileriniz de duysun, ağzına tıkarım o lafı.' dedim. Yani kimse bana 'Yolsuzluk yaptı' diyemez. Adliye orada, savcılık orada...Bilmeden, onun bunun yazısıyla nasıl bu lafları söylerler!"

Kılıçdaroğlu'nun bir internet sitesindeki yazılara dayanarak, hiçbir dayanağı olmayan iddiaları kendisine yönelttiğini savunan Durak, "Benim 25 yıl önce mülkiyetime aldığım gayrimenkullerle ilgiili mesnetsiz iddialarda bulununca onun da cevabını verdim.

Günün Önemli Haberleri