Erdoğan'ın kefili Gül!
Abone olGül: "Tayyip Bey 3 aylık süreçte devleti öğrendi. Farklı üslubunun sorun yaratacağını sanmam."
* Geçici bir dönem için başbakanlık yapmak nasıl bir şey?
Başından itibaren başbakanlık yetkilerimi, otoritemi sonuna kadar
kullanacağımı söylemiştim. Böyle de oldu, doğru bildiğim her şeyi
yaptım. * Emanetçi değerlendirmelerinden rahatsız oldunuz mu? Ben
kendi işimi kendim yaptım, kendi kararımı kendim aldım. Bu süre
içinde her şey benim sorumluluğum ve kontrolümde olduktan sonra
sürenin uzunluğunun, kısalığının pek önemi yok. Biliyorsunuz genel
başkanımız 3 Kasım'da seçilememişti. Onun önünü açan düzenlemeleri,
değişiklikleri gerçekleştiren de bizim hükümetimizdir. * Sonuçta,
emanetçi olmadınız mı? Ben işimi kesinlikle emanetçi olarak
yapmadım. * Bir de ikibaşlılık olayı var. Sizin ve Tayyip
Erdoğan'ın AB, Kıbrıs ve Irak konulannda ayrı ayrı temaslar
yürütmesini böyle değerlendirenler oldu. Hiç de öyle değil. Örneğin
AB konusunda birkaç koldan çalışmış olduk. CHP lideri Deniz Baykal
da çalıştı. Genel başkanımız batılı liderlerle görüşürken biz de
burada gerekli olan kanunları çıkarttık. * Irak meselesinde ikiniz
arasında olmasa da, ikinizin yakın çalışma ekipleri arasında görüş
ayrılıkları olduğu gözlendi. İcraatın başında olmakla tam başında
olmamak arasında bir fark vardır muhakkak ki. Ama her konuda
partimizin desteği hükümetimizin arkasında olmuştur. * Hükümette
beş-altı bakanın değişmesi, bakanların başarısızlığı olarak mı,
yoksa Tayyip Erdoğan'ın kendine yakın isimlerle çalışmak istemesi
olarak mı algılanır? Tayyip Bey'in "Şu arkadaş bana daha yakın, şu
daha uzak" gibi bir düşüncesi olamaz. İşlerin daha iyi nasıl
yapılabileceğine yönelik farklı düşünceler, arayışlar olabilir
tabii ki. * Sırf tezkereye hayır dedikleri için bazı bakanların
dışarda tutulma ihtimali var mı? Hayır, ondan dolayı olmaz. * Bazı
bakanların açıkça tezkere karşıtı propaganda yapması üzerine bunlan
azletmeniz gerektiğini savunanlar oldu... Birkaç gün içinde
hükümetin değişeceği belliydi. Önümüzde takvim ve seçim olmasa
siyasi etik gereği başka şeyler yapma ihtimali olabilirdi. *
Tezkerenin reddedilmesini bekliyor muydunuz? Hayır, beklemiyordum
doğrusu. * Bunu hükümete güvensizlik olarak algılayanlar oldu. Ben
öyle görmedim. Bize güvenmediklerinden değil, tezkereyi doğru
görmediler. Biz elimizden gelen her türlü gayreti gösterdik. Bir
hafta boyunca grupta anlattım, kapalı oturumda çok şeyler söyledim.
* Halbuki tezkereye açık açık sahip çıkmadığınız söylendi. Kim
söylüyorsa yanlış söylüyor. * Erdoğan'la ne zamandan beri
tanışıyorsunuz? 1969-70 yılından beri. Ben Milli Türk Talebe
Birliği'nde üniversite sorumlusuydum, o da ortaöğrenim
sorumlusuydu. * Bu süreçte en keyfili anınız neydi? En keyifli an
mı? Var mıydı acaba? Strasbourg'da Avrupa Konseyi'nde bir Türk
başbakanı olarak çok keyifli anlar yaşadım. Eskiden Türkler
konuşunca sadece Türkler alkışlardı. Bu sefer herkes çok yoğun ilgi
gösterdi, çok büyük bir katılım oldu, olağanüstüydü. Ruşen Çakır /
Vatan