Erdoğan'ın içeceği ikinci zehir
Abone ol"Savaş kolay, barış ise zordur. Biz zora talibiz" diyen Başbakan Erdoğan şimdi 'zehir' içmeye hazırlanıyor.
Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- PKK'nın parlamento onayıyla çekilmesi
sürecin selameti için Erdoğan'ın içeceği ikinci baldıran zehiri
olacak. İlk zehir BDP'li vekillerin Kandil'e çıkması
oldu.
ERDOĞAN TUZAKLARLA DOLU ORMANA GİRDİ
Türkiye çok kritik bir sürece giriyor. Silahların gömülmesi adına
siyasi iktidar ve Öcalan yeni bir süreç başlattı. İngiltere
Başkakanı Blair'in İRA'ya silah bırakma görüşmeleri için kullandığı
"Sık ve tehlikeli ormanda yolculuk" sözü şimdi
Erdoğan için geçerli. Ormana giren Başbakan, karanlık ve tuzaklarla
dolu yola ilermeye çalışıyor.
YÜKÜ AĞIR
CHP ve MHP'nin yıkıcı eleştirileri sürecin temellerini yıkmasa da "surda gedik açıcı" türden.. Erdoğan'ın sırtındaki yük ağır mı ağır. Elini taşın altına koyan Erdoğan, hem muhalefetten gelen salvoları geçiştirmek hem de "ülke satılıyor", "ihanet" söylemiyle doldurulan kitleyi "sakinleştirmek" zorunda.
Erdoğan'ın "Biz çözüm
için her yola başvururuz. Biz o baldıran zehrini de içeriz yeter ki
bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin" sözü sürece yönelik
tehditlere karşı yükselen bariyer niteliği taşıyor. Daha doğrusu
Erdoğan, kamuoyunu sürece alıştırmayı en çarpıcı biçimde ifade
ediyor.
KANDİL'DE
BULUŞMA
Zora talip olan Erdoğan ilk
zehrini, BDP heyetinin Öcalan'ın mektubunu Kandil'e götürmesiyle
içmişti. Murat Karayılan ile hatıra fotoğraf çektiren vekillerin,
Şemdinli'de teröristlerle kucaklaşan BDP'lilerden farkı yoktu.
Hatırlanacağı üzere Erdoğan, dokunulmazlıklarının kaldırılması için
fezleke talimatını vermişti.
İKİNCİ
ZEHİR
İşte o içilecek ikinci zehir dünkü BDP-Öcalan görüşmesinde Öcalan'ın verdiği "Geri çekilmenin hızla gerçekleşmesi ve barışın kalıcı hale gelmesi için ümit ediyorum ki parlamento da aynı hızla üzerine düşen tarihi misyonun gereğini yapacaktır" mesajıyla netleşti. Yani teröristler parlamento onayıyla askerin gözü önünde sınır dışına çekilecek.
ÇEKİLMENİN
BEDELİ
Planın 1. aşamasında ‘parlamento, devlet ve hükümet tarafından oluşturulan
içinde sivil toplum örgütü temsilcilerinin de yer aldığı bir
"komisyon gözlemci" olması hedefleniyor. Bir başka
şart ise silahlı güçlerin geri çekilmesinin ardından boşalan alana
Jitem ve korucu gibi bir başka silahlı gücün yerleşmemesi için
güvence verilmesi.
TERÖRLE MÜCADELEDE FARKLI BİR
AŞAMA
Peki ne anlama geliyor bu çağrı? Şaşırtıcı
bir durumun dünyada bir ilk olacak belkide. Terörle mücadele
argümanlarının silbaştan yenilenmesi demek. Silahlı bir gücün
ülkenin çatısı olan Meclis'e bir şekilde "kabul
ettirme" anlamını da geliyor.
Kan döken PKK'lılara devletin göz yumması isteniyor kısacası. Hukuki yollarla PKK'ya güvence nasıl verilecek? Dahası kamuoyunu vicdanı nasıl ikna edilecek? Sorular uzayıp gidiyor.
PKK'NIN ELİNDEN SİLAH NASIL
ALINIR?
Ancak bir de madalyonun diğer yüzü var. 30
yılı deviren terörden insanların bıkıp usandığı ortada. Kimse
doğudan acı haberler duymak istemiyor. Hedefe kilitmenmiş
"insan öldürmeye programlı" bir hareketin elinden
silahı olmak o kadar kolay değil elbette. Üstelik
PKK'nın yeni
dönemde Öcalan'ın bir dediğini iki etmediği ve etmeyeceği de ortaya
çıktı.
"PKK'yı bitirecek" hemen her yolun denendiği ancak sonuç alımadığı da bir gerçek. Denenmeyen diğer yol için yola çıkan Erdoğan, süreçte türlü zehirler içmek zorunda kalacak.