Erdoğan'ın hikayesi kadınları ağlattı!
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kadın İşçiler Kurultay'ında konuştu.
İNTERNETHABER- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle
Ankara'da düzenlenen Kadın İşçiler Kurultayı'nda konuşan Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın Hz Ömer'in yaşlı kadınlarla olan diyalogunu
anlattı. Öyküyü dinleyen kadınlar ise gözyaşlarını
tutamadı.
Kadınlara terörle mücadele konusunda da çağrı da bulunan
Erdoğan,"Terörden en çok kadınların yüreği yandı. O yüzden diyorum
ki, terörü bitiren de yine siz olacaksınız" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kadın İşçiler Kurultay'ında
kadınlara seslendi.
Konuşmasına "Terörün ve törenin baskısı altında kalan
kadınları selamlıyorum. Afganistan'ın yoksul kadınlarını, Irak'ın
dullarını, dünyanın her yanındaki ezilmiş kadınlarını selamlıyor,
kendilerine Türkiye'nin dayanışma mesajlarını yolluyorum"
sözleriyle başlayan Erdoğan, kadınların Dünya Kadınlar Günü'nü
kutladı.
Kadınlara yönelik şiddet ve istismarı "vicdansızlık,
insafsızlık ve alçaklık" olarak nitelendiren Erdoğan,
"Hiç kimse kadına yönelik şiddeti, töre, gelenek,
namus davası diyerek maşrulaştıramaz. Bizim medeniyetimiz 'Cennet
annelerinin ayakları altındadır' der. Bizim medeniyetimiz annenize,
babanıza yanınızda yaşlandıklarında 'öf' bile demeyeceksiniz diye
emreder" dedi.
RAKAMLAR ARTMADI GÖRÜNÜR OLDU
Kadınlara yönelik şiddet ve cinayetlerin AK Parti iktidarı
döneminde arttığı yönündeki eleştirilere de sert yanıt veren
Erdoğan,"Bizden önce kadınlara yönelik şiddetin ve kadın
cinayetlerinin istatistiği bile yoktu. Bu vakalar
gizleniyordu" dedi.
"Sekiz yıldır işkenceye nasıl sıfır tölerans gösteriyorsak,
aynı şekilde kadına yönelik şiddete de sıfır tölerans gösteriyoruz.
Kadına yönelik şiddetin kanayan bir yara olduğunu biliyoruz. Kadına
yönelik şiddetin ne yazık ki hep üstü örtüldü. Kol kırılır yen
içinde kalır diye düşünüldü. İlk kez bizim dönemimizde mesele
ciddiyetle ele alındı. Biz araşıtrma yapıncaya kadar şiddete
uğrayan kadınların istatistiği bile yoktu. Bugün sanki sayıları
artıyormuş gibi gösterilen rakamlar aslında kadınların içinde
bulunduğu durumun ortaya çıkmasıdır. Kadınlara yönelik şiddet
muhalefetin ve medyanın istismarı ile sanki artıyormuş gibi
gösteriliyor."
MUHALEFETE YÜKLENDİ
Parlementodaki kadın vekil sayılarını da açıklayan Erdoğan, CHP'ye
yüklendi:
"1 Haziran 2005'te töre cinayetlerine müebbet hapis cezası
getirdik. 12 Eylül halk oylamasıyla kadınlara yönelik pozitif
ayrımcılık getirdik. Anayasal teminat altına aldık. Evinde şiddete
uğrayan kadınlara sahip çıkmak adına, sosyal hizmet sağlayacak
evler inşaa ettik. Kadının siyasette yer alması için en önemli
mücadeleyi biz verdik. Şuanda bizim grubumuzda 30 bayan arkadaşımız
görev yapıyor. Ana muhalefet partisinin 8 milletvekili var. Bu bu
işe ne kadar önem verdiğimizi gösteriyor. On yıllar boyunca TBMM'de
kadın milletvekili oranı yüzde 4'ü geçememiştir. İlk kez bu dönemde
yükselmiştir. İl genel meclislerinde, belediye meclislerinde
kadınların daha fazla yer almasını sağladık. Bu sayı daha da
artacaktır. Nasıl ki kadına yönelik şiddete karşı çıkıyorsak,
kadınlar üzerinden siyaset yapılmasına, kadınların bir oy deposu
olarak görülmesine de aynı şekilde karşı çıkıyoruz."
İŞTE ERDOĞAN'IN ANLATTIĞI O HİKAYE...
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
ERDOĞAN'DAN KADINLARI HÜZÜNLÜ ÖYKÜ
Hz. Ömer bir çadırın başında durup ağlama sızlama var mı diye
içeriyi dinledikten sonra yolun en ucundaki bir çadıra gelir.
Diğerlerinde olduğu gibi bu çadırın kapısında da dikilerek içeriyi dinledik; birbirine karışmış durumdan ağlayan çocuk sesleri geliyordu.Epeyce dinledikten sonra Hz. Ömer (r.a.) kapıyı vurup selamla birlikte içeriye daldı. Evin içi karmakarışıktı. Durmadan ağlayan çocukların gözleri şişmiş; yüzleri akan yaşların çizgileri ile benek benek kararmıştı. Yaşlıca bir kadın ocağın başına oturmuş hem ateşin üzerinde kaynayan tencereyi karıştırıyor hem de halsizlikten dizinin dibine serilen minicik yavruları susturmaya çalışıyordu.
Hz. Ömer (ra.) kendini tanıtamadan tatlı bir dille kadına sordu
"Valide bu yavrular niye böyle durmadan ağlıyor?"
Kadın içini çekerek kısaca "iki günden beri açtılar da
ondan" diye cevap verdi. Hz. Ömer (r.a.), "peki
niye önlerine yemek koymuyorsun?" diye soracak oldu
hıçkırıklar birden kadının boğazına düğümlendi. Durmadan akmaya
başlayan gözyaşları arasında bize içini dökmek üzere söze
başladı.
"Oğlum" dedi Halife Ömer'e "sen şu ateşte kaynayanı yemek mi pişiyor sandın; ne gezer!.. Yavruları avutabilmek için çakıl koydum tencereye; durmadan kaynatıyorum" der.
Kadın hiddetten kararan bakışlarını Halifeye dikerek şu sözleri söyledi:
"Dilerim ki o Halife Ömer daha dünyada iken bulsun Ahirette de elim yakasından kopmasın. O, müslümanların reisi, baş bekçisi değil mi? Bizler evvela Allah'a sonra do onun eline emanetiz. Gelip de benim halimi nasıl sormaz. Müslümanların reisi olmayı böyle kolay mı sanıyor!.."
Hz. Ömer (r.a.) yavaş yavaş dolmaya başlayan göz pınarlarını kadından saklayarak "valide haklısın, doğru söylüyorsun; ama zavallı Halife'nin işi bir iki değil ki."
Halife evden ayrılır gider, bir çuval un ve yağı kaptığı gibi yaşlı kadının evine getirir. Kadın daha sonra bu kişinin halife olduğunu öğrenir.