Erdoğan'ın girdiği yol çözüm sürecini bitirir!
Abone olRadikal yazarı Cüneyt Özdemir, Erdoğan'ın tek adam olma yoluna girdiğini kaydettiği yazısında "çözüm süreci için tehlike çanları çalıyor" dedi.
İNTERNETHABER.COM
Yerel seçimler sonrası özerklik talebinin öne çıkartan Kürt
siyasetinin aldığı pozisyonu ve hükümetin son dönem politikalarını
köşesinde analiz eden Radikal si yazarı
Cüneyt Özdemir, "çözüm süreci için tehlike çanları
çalıyor" dedi.
Kürtlerin özerklik istediğini ve Suriye'nin Kürt bölgesi Rojava'da bunu uygulamaya bile aşladıklarını vurgulayan Özdemir AK Parti'nin ise giderek daha Ankaralılaşan bir yola girdiğini yazdı. Özerklik talebi ile Erdoğan'ın "tek adam olma hedefinin" taban tabana zıt olduğunu kaydeden Özdemir "Peki nasıl olacak bu iş? Bu iki uç nasıl anlaşacak? Böylesine büyük çelişkilerden nasıl bir uzlaşma doğacak?" diye sordu.
İşte Özdemir'in yazısındaki ilgili bölüm:
KÜRTLERİN NE İSTEDİĞİNİ ARTIK
ÖĞRENİYORUZ
Bir süredir barış süreci kapalı kapılar ardında yürürken ne olup
bittiğini bir türlü ‘tam olarak’ öğrenemiyorduk. Bir yanda
BDP-İmralı –Kandil üçgenindeki mektup ve sınırlı sayıda demeç
trafiğinden ipuçları geliyordu ama "Kürtler ne istiyor" sorusuna
cevabımız net değildi. Yerel seçimler sonrasında ilk olarak Gültan
Kışanak’ın işaret fişeğini patlattığı, son İmralı ziyaretinde
Abdullah Öcalan’ın yanına silahların gölgesini koyarak andığı ve
nihayet dün Radikal’de yayımlanan Demir Çelik’in röportajı ile açık
açık tartışılmaya başlanan 'demokratik özerklik' isteği önümüzdeki
siyasi süreçte bolca karşımıza çıkacağa benziyor.
Kimin ne dedeğini polemikler üzerinden değil de böylesine tane tane
net bir şekilde duymaya, bilgi sahibi olmaya sonra da fikir
üretmeye başlayabiliriz.
BURADA KONUŞULANLAR ROVAJA'DA
UYGULANIYOR
Bu arada Hasan Cemal’in son günlerde sınırın öte tarafından yazdığı
Rojava günlüklerini de bu sürece paralel okumakta fayda var. Zira
sınırın bu tarafında ‘teorik’ olarak yeni yeni dile getirilen pek
çok konunun ‘pratikte’ biraz da zorunlu olarak sınırın ötesinde
uygulamaya geçtiğini görüyoruz.
Cizre’de belediyede tartışılan, Cizre kantonunda yankılanıyor.
KÜRTLERİN TALEPLERİ İLE AK PARTİ'NİN
GİRDİĞİ YOL TABAN TABANA ZIT
Demir Çelik’in röportajını okurken itiraf edeyim barış sürecinin
akıbetine dair beni bir korku sardı. Bugüne kadar koşulsuz olarak
desteklediğim ve adına Büyük Kürt Barışı dediğim bu sürecin Kürt
tarafı Demir Çelik’in anlattıklarını gerçekten hedefine koyduysa
çok yakın bir zaman içinde sekteye uğrayabilir. Zira Demir Çelik’in
alt alta sıraladığı ve olmazsa olmaz diye nitelediği pek çok adım
halihazırda AK Parti’nin Ankaralılaşmış ve daha fazlasını isteyen
politikaları ile taban tabana zıt gözüküyor.
KÜRTLER ÖZERKLİK DİYOR ERDOĞAN HER ŞEYİ
KENDİNE BAĞLIYOR
Demir Çelik’in 'Demokratik Özerklik' hakkında anlattıkları bizleri
ademimerkeziyetçilikten ne kadar uzaklaşmaya zorluyorsa, Ak
Parti'nin son icraatları da o kadar merkeze hatta tüm demokrasiyi
tek adam olarak Erdoğan’a bağlayacak şekilde merkezin de merkezine
doğru kendisini yapılandırıyor.
ERDOĞAN TEK ADAMLIĞA OYNARKEN NASIL
ÇÖZÜM GELECEK?
Türkiye gerçekten bir çelişkiler ülkesi.
Bir yanda Erdoğan son yılların kangrene dönüşmüş Kürt meselesini
çözmek için adımlar atarken aynı Erdoğan şu andaki sistemin
demokrasi ayarlarının DNA’larını çökertebilecek bir tek adamlığa
oynayabiliyor.
Peki nasıl olacak bu iş?
Bu iki uç nasıl anlaşacak?
Böylesine büyük çelişkilerden nasıl bir uzlaşma doğacak?
ÖCALAN VE ERDOĞAN'IN
İRADESİ
Bugüne kadar 'barış süreci'nin arkasında iki ismin kararlılığını
net olarak gördük. Abdullah Öcalan sürece inanmadıklarını her
fırsatta yenileyen dağ kadrolarına rağmen süreci kendi iradesi ile
sürüklüyor. Karşısında ise Başbakan Erdoğan sürece çomak sokmaya
yönelik her türlü bel altı vuruşa rağmen sürecin arkasında duruyor.
(Belaltı vuruş derken özellikle yerel seçim öncesinde yolsuzluk
kayıtlarının arasına sıkıştırılan Öcalan’ı itibarsızlaştırmaya,
barış sürecini bozmaya yönelik sızdırılan ses kayıtlarını
kastediyorum.)
MHP'NİN ARTAN OYLARI SÜRECİ TEHDİT
EDİYOR
Süreç ile ilgili beni endişelendiren bir diğer konu da önümüzdeki
genel seçimler ve MHP’nin artan oy oranı. Bugünden itibaren MHP’nin
bu yeni tartışmaların üzerine abanacağını söylemek sanırım hiç
kimse için sürpriz olmayacaktır. En büyük korkusu MHP’ye oy
kaptırmak olan Ak Parti için hayli zor bir tercih ile karşı
karşıyayız.